Harris'ten Netanyahu'ya çağrı: "Gazze'deki savaşı sona erdirmenin zamanı geldi"

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'yla görüşen ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Gazze'deki savaşın sona ermesinin zamanı geldiğini söyleyerek, “Sessiz kalmayacağım” dedi.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'yla, dün akşam ABD Başkanı Joe Biden’dan sonra görüşen Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Gazze’de ateşkes için baskı yaparak Başkan Biden'dan daha sert bir ton kullandı.

Harris, Netanyahu ile yüz yüze görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada “Bu savaşın sona ermesinin zamanı geldi” dedi.

Demokratlar’ın muhtemel başkan adayı Harris, bir yandan İsrail'in kendini savunma hakkını vurgularken diğer yandan “Filistinliler’in acılarını hafifletmeye” odaklanarak Gazze konusunda parti içindeki bölünmeyi dengelemeye çalışıyor.

Kimi Demokratlar, giderek daha fazla Filistinli’nin ölmesine rağmen Başkan Biden’ın İsrail'e verdiği kararlı desteği eleştiriyor. Harris ise, Cumhuriyetçi aday Donald Trump ile seçim mücadelesi için partisini birleştirmeye çalışıyor.

İlgili Haberler Biden ve Netanyahu Gazze’de ateşkesi görüştü

“Sessiz kalmayacağım”

Harris, “Bu trajedileri görmezden gelemeyiz. Yaşanan acılara karşı hissizleşmemize izin veremeyiz. Ve ben sessiz kalmayacağım” dedi.

Harris, çatışmayı sona erdirmeyi, Hamas'ın elindeki rehineleri serbest bırakmayı ve nihayetinde Gazze'yi yeniden inşa etmeyi amaçlayan zorlu müzakereler de dahil ABD yönetiminin çatışmaya yaklaşımından sapmadı. Bazı Demokratlar’ın kesilmesini istediği İsrail'e askeri yardım konusundaysa bir şey söylemedi. Bunun yerine Harris, Gazze'deki durumu hafifletme konusuna yeniden odaklanırken, Amerikalılar’ı zor da olsa ortak bir çizgiye itmeyi amaçlayan bir dil kullandı.

Harris, “Ateşkes çağrısı yapan herkese ve barış özlemi duyan herkese sesleniyorum: Sizi görüyorum ve duyuyorum” dedi.

Your browser doesn’t support HTML5

Harris'ten Netanyahu'ya çağrı: "Gazze'deki savaşı sona erdirmenin zamanı geldi"

Kamala Harris, Netanyahu ile basına kapalı görüşmesini "samimi ve yapıcı" olarak tanımladı. Harris ayrıca İsrail'e uzun zamandır verdiği desteğin altını çizerek, genç bir kızken bu ülkede ağaç dikmek için para topladığını da belirtti.

Yahudi Amerikalılar geleneksel olarak Demokrat eğilimli olsa da Cumhuriyetçiler bu eğilimi güçlendirmeye çalışıyor. Trump bu hafta, Netanyahu'nun Kongre ortak oturumundaki konuşmasına katılmadığı için Harris'in “Yahudi halkına tamamen karşı olduğunu” iddia etti. Başkan yardımcısı konuşma sırasında Indiana'daydı.

Harris, yönetimin antisemitizmle mücadele çabalarında etkin bir rol oynayan Yahudi Doug Emhoff ile evli.

Netanyahu, Harris ile görüşmesinden sonra kamuoyuna konuşmadı. Netanyahu’nun ABD ziyareti, Biden'ın adaylığını geri çekmesinden önce planlanmıştı. Ancak Harris ile görüşmesi, İsrail konusundaki ipuçları açısından yakından izlendi.

İlgili Haberler Netanyahu protesto ve olağanüstü güvenlik önlemleri gölgesinde ABD Kongresi’ne hitap etti


“Muhtemel aday olarak Harris’in, yeni bir rota çizmesi gerekir”

Ülkedeki en büyük Arap-Amerikan topluluklarından birine evsahipliği yapan Dearborn’un Belediye Başkanı Demokrat Abdullah Hammoud,Harris’in durumunu, “Hâlâ başkan yardımcısı olduğu, fakat dış politika gündemine kendisinin değil, başkanın liderlik ettiği bir çizgide yürümeye” benzetti. Hammoud, muhtemel aday olarak, yeni bir rota çizebilmek için, farklılaşabileceği bir alan yaratması gerektiğini ekledi.

Netanyahu'nun konuşmasının yapıldığı gün Union İstasyonu'nun önünde toplanan protestocular Amerikan bayraklarını yırttı ve sprey boyalarla “Hamas geliyor” yazdı.

Kamala Harris bu eylemleri sert bir dille eleştirerek, “vatansever olmayan protestocular tarafından gerçekleştirilen aşağılık eylemler ve tehlikeli nefret dolu söylemler” olarak niteledi.

Harris yaptığı açıklamada, “Barışçı protesto hakkını destekliyorum ancak açık olalım; antisemitizm, nefret ve her türlü şiddetin ülkemizde yeri yoktur” dedi.

Başkan yardımcısı olarak Biden ile arasında çok da fark olmadığını göstermeye çalıştığı belirtilse de kendisiyle görüşen dış politika yazarı David Rothkopf, “Harris’in kullandığı tonda özellikle masum Filistinliler’in durumuyla ilgili endişe konusunda gözle görülür bir fark olduğunu” söyledi.

Bu fark, Harris'in 1965 yılında oy hakkı için Alabama'nın Selma kentinde düzenlenen Kanlı Pazar yürüyüşünün Mart ayındaki yıldönümünde de kendini göstermişti.

Harris konuşması sırasında “Gazze'de yaşanan acının büyüklüğü göz önüne alındığında derhal ateşkes sağlanmalıdır” dedi.

Harris bu sözleriyle izleyicilerden büyük alkış aldı. Birkaç cümle sonra Harris, teklif edilen anlaşmayı kabul etmenin Hamas'a bağlı olduğunu vurguladı. Ancak Harris'in ateşkes talebi, Biden'ın açıklamalarının yaratmadığı bir yankı yarattı.

Haziran ayında yapılan bir AP-NORC anketine göre her 10 Demokrat’tan altısı Biden'ın İsrailliler ve Filistinliler arasındaki çatışmayı ele alış biçimini onaylamıyor. Hemen hemen aynı sayıda kişi İsrail'in Gazze'deki askeri müdahalesinin çok ileri gittiği görüşünde.

İlgili Haberler Başkan Yardımcısı Harris, Demokrat ve Cumhuriyetçi liderler, Netanyahu’ya karşı protestolarda ABD bayrağının yakılmasını kınadı

“İsrail, ABD’nin İsrail politikasının değişeceğinden endişe duyuyor”

İsrailli analistler Harris'in ülkelerine yönelik politikalarda ciddi bir değişim göstereceğinden şüphe duyduklarını söyledi.

İsrail'in eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı ve Tel Aviv'deki düşünce kuruluşu Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı Chuck Freilich, Harris'in hem İsrail'i destekleyebileceğini hem de politikalarını açıkça eleştirebileceğini düşünen Amerikalı politikacılar kuşağından olduğunu söyledi.

Freilich, “Asıl soru Harris başkan olarak ne yapardı? Bence genel olarak Filistin meselesinde İsrail'e çok daha fazla baskı yapardı” dedi.