2016 yılında bir gösteriyi takip ederken, heyecanlı göründüğü için “makul şüpheli” olarak gözaltına alınan ve sonrasında tutuklanan Gazeteci Beritan Canözer bu kez de sosyal medya paylaşımı nedeniyle mahkemelik oldu.
Paylaşımın kendisine ait olmadığını savunan Canözer hakkında 5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Son yıllarda Diyarbakır’da en fazla gözaltına alınan ve hakkında soruşturma açılan gazetecilerden olan Beritan Canözer, sosyal medya paylaşımı nedeniyle bir kez daha davalık oldu. İddiaya göre Canözer, “Beritan Sarya” isimli bir sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı.
Paylaşımla ilgili soruşturma başlatan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Canözer hakkında “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla, 5 yıla kadar hapsi istemiyle dava açtı. Savcıya ifade veren Canözer, hakkındaki iddiaları reddederek, paylaşımın yapıldığı hesabın kendisine ait olmadığını söyledi.
2014 yılında mesleğe başlayan Canözer hakkında, yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek, çok sayıda soruşturma açıldı. Dört kez evi polis tarafından basılan ve gözaltına alınan Canözer, yedi kez ifade için karakola çağrıldı. 2016 yılında bir protesto eylemini takip ederken, “heyecanlı” göründüğü için “makul şüpheli” olduğu gerekçesiyle gözaltına alınarak, tutuklanan Canözer, 123 gün cezaevinde kaldı.
Haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten ve başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek veren Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) verilerine göre Canözer hakkında şu cezalar verildi : “silahlı terör örgütü üyesi olmak” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla üç, “silahlı örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla iki, “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçlamasıyla bir dava olmak üzere toplam altı dava açıldı. Canözer, “silahlı örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası” suçlaması ile yargılandığı davalardan beraat ederken, “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı üç ayrı davada toplam 4 yıl 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılırken dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a “hakaret” suçlamasıyla açılan davada 7 bin 80 TL adli para cezasına çarptırıldı. Propaganda suçundan açılan iki davada verilen 2 yıl 6 aylık cezalar ertelenirken, 1 yıl 10 ay 15 günlük hapis cezası ise “sabıkalı” olması ve “yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaat” oluşmaması nedeniyle ertelenmedi.
Canözer’in yargılanmasına yol açan paylaşım nedeniyle daha önce de açılan soruşturmada takipsizlik kararı verilmişti.
“Dava kabul edilemez”
Davayı VOA Türkçe’ye değerlendiren Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu, Canözer’in gazetecilerin yaşadıklarının sembolü olduğunu dile getirdi. Gazetecilerin siyasi operasyonlara dahil edildiğini ifade eden Müftüoğlu, “Bu topraklarda gazetecilik yapan birçok kadın meslektaşımız bütün siyasi operasyonların her birine dahil edildiler. Beritan da gözaltına alındı son birkaç yılda 10 keze yakın gözaltına alındı, evine baskın yapıldı, evi tarumar edildi. Açılan dava da kendisine ait olmayan bir sosyal medya hesabı üzerinden. Devlet yetkililerinin bütün hesapları erişim imkanı var. O adresin hangi yerde olduğu, nereden internete girdiğine, nereden açıldığını kadar birçok bilgiye hakimdirler. Ama bir algı yaratmak gazetecilere başka bir kimlik atfetmek üzerine bir dava açıldı. İlginç ama hukuksuzluğun ne boyuta ulaştığını gösteren bir tablo bu açıdan. Böylesi bir davayı kabul etmek mümkün değil.”
“Yargılama sırasına basın özgürlüğü ve Anayasa dikkate alınmalı”
VOA Türkçe’ye konuşan Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mücahit Ceylan, davaya konu olan sosyal medya hesabının kime ait olduğunun kolayca bulunabileceğini söyledi.
Yargılama yapılırken basın özgürlüğüyle Anayasa’nın ilgili maddeleri dikkate alınması çağrısı yapan Ceylan şunları söyledi: “Yasalarımızda neyin suç olduğu yada olmadığı çok net ifadelerle belirlenmiştir. Bir eylemin suç olabilmesi için yasaların bunu suç olarak tanımlamış olması ve söz konusu suçun delillendirmiş olması gerekir. Bir sosyal medya hesabından yapılan paylaşımlar, suç unsuru olarak kabul ediliyor ise, o sosyal medya hesabının gerçekte kime ait olduğu tespit edilmelidir. Kanaat ya da isim benzerliği ile bir kişinin kesin hükümle suçlanmasının hiçbir ceza kanununda karşılığı yoktur. Ki kaldı ki, suçlanan kişi de bunu red ediyor ve bu hesabın kendisine ait olmadığını söylüyorsa, iddia makamları bunu ispatla sorumludur. Diğer taraftan yargılanan kişi eğer gazetecilik faaliyeti yürütüyorsa, yargılama yapılırken basın özgürlüğü ile ilgili Anayasa maddeleri ve bağlı yasalar dikkate alınmalıdır.”
Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde hâkim karşısına çıkan Canözer, hakkındaki iddiaları red ederek, hesabın kendisine ait olmadığını tekrarladı. Daha önce de hakkında bu hesaptan yapılan paylaşımlar nedeniyle soruşturma açıldığını hatırlatan Canözer, bu soruşturmaların takipsizlikle sonuçlandığını söyledi. Mahkeme heyeti dosyadaki eksiklerin tamamlanması için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.