Türkiye’de tutuklu Hizbullah liderlerinin tahliye edilmesi siyasi alanda tepkiyle karşılandı. İslamcı Kürt örgütü, PKK ile giriştiği mücadelede yüzü aşkın kişiye işkence yapmak ve öldürmekle suçlanıyor.
Hizbullah’ın öndegelen üyelerinin yılbaşında cezaevinden bırakılmaları, ülke çapında şok etkisi yaptı. Örgütü yakından inceleyen gazeteci Ruşen Çakır, Hizbullah’ın PKK sempatizanı olarak görülen çok sayıda kişiyi özellikle avukatları, öğretmenleri ve bazı sivil toplum örgütü üyelerini öldürdüğünü söylüyor. 2000 yılı başlarında güvenlik güçlerinin Hizbullah tarafından işkence edilip öldürülen çok sayıda kişinin cesedini bulduğunu belirten Çakır, örgütün belki de Cumhuriyet tarihinin en dehşet verici örgütü olduğunu vurguluyor.
Lübnan’daki Hizbullah ile hiçbir ilişkisi bulunmayan Hizbullah, adını ilk kez 1980’lerin sonunda Güneydoğu Anadolu’da duyurdu. Bazı uzmanlar örgütün amacının laik düzeni yıkmak, gerekirse kuvvet kullanarak “gerçek islamı” yaymak olduğunu söylüyor. Ancak zaman içinde örgütün aslında PKK ile toplu idam gibi yasadışı yollardan mücadele amacıyla devlet tarafından kurulduğu iddiaları ortaya atıldı.
Gazeteci Ruşen Çakır, devletin Hizbullah’ı bu amaçla kullandığına inanıyor. Devlet için bir numaralı düşmanın PKK olduğunu söyleyen Çakır bu nedenle Hizbullah’ın çeşitli devlet kuruluşları tarafından PKK ile mücadele için teşvik edilmesi, desteklenmesi, mali yardım sağlanmasının şaşırtıcı olmadığını belirtiyor. Ancak Hizbullah hükümet görevlilerini de hedef almaya başlayınca Türk güvenlik güçleri liderlerini öldürdü ve örgütün geri kalan yöneticilerini tutukladı.
Hizbullah tutuklamaların ardından şiddeti bırakmaya başladı ve yoksul Kürtler’e yardım yapan hayır örgütleri kurmaya yöneldi. Örgüt üyeleri aynı zamanda radikal islamcı görüşlerinin propagandasını yapmaya da başladı.
Hizbullah’ın, halen Güneydoğu Anadolu’nun en güçlü örgütlerinden biri olduğu sanılıyor.
Hizbullah liderleri, Ocak başında zanlıların hüküm giymeden hapiste tutulması süresini sınırlayan yasaya dayanarak tahliye edildi. Tahliye öncesi hükümet güneydoğuda bazı seçim yenilgilerine uğradı. Ana muhalefet lideri Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tahliyelerin bir rastlantı olmadığı görüşünde. Ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan suçlamaları reddediyor ve Adalet ve Kalkınma Partisi’ni Hizbullah ya da bir başka terör örgütü ile ilişkilendirmeyi saçmalık ve korkaklık olarak niteledi. Haziran’da yapılması planlanan genel seçimlere gidilirken bu tür suçlamaların ve Hizbullah tartışmasının süreceği sanılıyor.
Uzmanlar, seçimlerde güneydoğunun AKP açısından büyük önem taşıdığı görüşünde. Ancak bölgede güçlenen bir milliyetçi Kürt muhalefet hareketi, partiyi zorlayabilir.
Gazeteci Ruşen Çakır’a göre Hizbullah liderlerinin tahliyesi örgüt için büyük bir destek oldu. Eğer Hizbullah, güneydoğuda seçime girmeye karar verirse güçlü bir taban örgütü olarak oy dağılımında belirleyici rol oynayabilir.