İSTANBUL —
Türkiye üzerinden kaçak olarak Avrupa Birliği’ne giren göçmenlerin Türkiye’ye iade edilmesine ilişkin anlaşma, uzun bir gecikmeden sonra imzalandı. Avrupa Birliği, bunun karşılığında Türkler için vize uygulamalarını gevşetme görüşmelerini başlatmayı kabul etti. Başbakan Erdoğan, anlaşmayı, Türkiye ve 28 üyeli Avrupa Birliği açısından bir dönüm noktası olarak değerlendirdi. Ancak bazı engeller, sorun çıkarmaya devam ediyor.
Anlaşma, Türkiye’nin AB üyeliği sürecini yeniden rayına oturtmayı amaçlıyor.
Taraf Gazetesi yazarı Semih İdiz, Amerika’nın Sesi İstanbul muhabiri Dorian Jones’un sorusu üzerine, Türk halkının anlaşmaya olumlu baktığını söylüyor. İdiz ayrıca anlaşmanın, Türk kamuoyunun AB üyelik müzakerelerine olumsuz bakışını da değiştireceği görüşünde. İdiz şunlrı söylüyor: ”Özellikle işadamları ve Avrupa’ya geçerli nedenlerle sık seyahat edenler için vize kurallarının gevşetilmesi, kamuoyunun tansiyonunu düşürecek nitelikte. Türkler’in Avrupa Birliği’ne ilişkin görüşleri son derece değişken.”
Avrupa Birliği, son iki yıldır Türkiye’nin bu anlaşmayı imzalaması için baskı yapıyordu.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Komisyonu üyesi Richard Howitt, Türkiye, anlaşmayı imzaladığı için Avrupa’nın takdirini kazansa da, Türkler’in Avrupa’ya vizesiz seyahat edebileceğine ilişkin maddenin üç yıl içinde yürürlüğe girip girmeyeceğinden emin değil: ”Durum biraz şüpheli görünüyor. Herşey çok sorunlu ve sorunları çözmek güç. Vize sorunuysa en hassas konu çünkü göçmenlik çok hassas bir siyasi mesele. Bu nedenle mevcut siyasi iklim içinde vize muafiyeti getirmek son derece zor olacak.”
Carnegie Vakfı’nın Brüksel’deki Avrupa Bürosu’nda görevli akademisyen Sinan Ülgen, Amerika’nın Sesi’ne, anlaşmaya rağmen Türkiye-AB ilişkilerinde soğukluk yaşandığını söyledi: ”Hükümetin Avrupa’yı kucaklar nitelikte bir tavır sergilediğini görmüyoruz. Herşey koşullara bağlı. Genel olarak bakıldığında Türkiye, Avrupa’ya yönelik ivme kazanmış değil.”
Gözlemciler, Türk hükümetinin, AB üyelik sürecinin çok ağır ilerlemesinden ve Avrupa’nın, geçen yaz Gezi eylemleri sırasında protestoculara yönelik şiddeti kınaması yüzünden hayalkırıklığı içinde olduğu görüşünde.
Aybaşında Türkiye ve AB arasındaki gerginlik, Türk bakanlar ve AB parlamentosu delegeleri arasında öfkeli tartışmalara yol açmıştı. AB delegasyonundan Richard Howitt’e göre Türkiye, üyelik sürecinde ilerleme kaydetmek istiyorsa ilişkilerin düzelmesi şart: ”Türkiye-AB ilişkilerinin mutlaka düzelmesi gerekiyor. Mevcut durum, iki taraf arasındaki ilişkiler açısından iyi değil. Önerilerimden biri, diplomasi diline geri dönülmesi. Önde gelen Türk siyasetçiler diplomasi dilinden yoksun. Son görüşmelerde diplomasi dilinden çok uzak bir uslup sergilediler.”
Gözlemcilere göre, AB ile düzelen ilişkiler ve vize muafiyeti görüşmelerinin başlaması umudu, yaklaşmakta olan yerel seçimlerde hükümetin oy toplamakta işine yarayabilir.
Anlaşma, Türkiye’nin AB üyeliği sürecini yeniden rayına oturtmayı amaçlıyor.
Taraf Gazetesi yazarı Semih İdiz, Amerika’nın Sesi İstanbul muhabiri Dorian Jones’un sorusu üzerine, Türk halkının anlaşmaya olumlu baktığını söylüyor. İdiz ayrıca anlaşmanın, Türk kamuoyunun AB üyelik müzakerelerine olumsuz bakışını da değiştireceği görüşünde. İdiz şunlrı söylüyor: ”Özellikle işadamları ve Avrupa’ya geçerli nedenlerle sık seyahat edenler için vize kurallarının gevşetilmesi, kamuoyunun tansiyonunu düşürecek nitelikte. Türkler’in Avrupa Birliği’ne ilişkin görüşleri son derece değişken.”
Avrupa Birliği, son iki yıldır Türkiye’nin bu anlaşmayı imzalaması için baskı yapıyordu.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Komisyonu üyesi Richard Howitt, Türkiye, anlaşmayı imzaladığı için Avrupa’nın takdirini kazansa da, Türkler’in Avrupa’ya vizesiz seyahat edebileceğine ilişkin maddenin üç yıl içinde yürürlüğe girip girmeyeceğinden emin değil: ”Durum biraz şüpheli görünüyor. Herşey çok sorunlu ve sorunları çözmek güç. Vize sorunuysa en hassas konu çünkü göçmenlik çok hassas bir siyasi mesele. Bu nedenle mevcut siyasi iklim içinde vize muafiyeti getirmek son derece zor olacak.”
Carnegie Vakfı’nın Brüksel’deki Avrupa Bürosu’nda görevli akademisyen Sinan Ülgen, Amerika’nın Sesi’ne, anlaşmaya rağmen Türkiye-AB ilişkilerinde soğukluk yaşandığını söyledi: ”Hükümetin Avrupa’yı kucaklar nitelikte bir tavır sergilediğini görmüyoruz. Herşey koşullara bağlı. Genel olarak bakıldığında Türkiye, Avrupa’ya yönelik ivme kazanmış değil.”
Gözlemciler, Türk hükümetinin, AB üyelik sürecinin çok ağır ilerlemesinden ve Avrupa’nın, geçen yaz Gezi eylemleri sırasında protestoculara yönelik şiddeti kınaması yüzünden hayalkırıklığı içinde olduğu görüşünde.
Aybaşında Türkiye ve AB arasındaki gerginlik, Türk bakanlar ve AB parlamentosu delegeleri arasında öfkeli tartışmalara yol açmıştı. AB delegasyonundan Richard Howitt’e göre Türkiye, üyelik sürecinde ilerleme kaydetmek istiyorsa ilişkilerin düzelmesi şart: ”Türkiye-AB ilişkilerinin mutlaka düzelmesi gerekiyor. Mevcut durum, iki taraf arasındaki ilişkiler açısından iyi değil. Önerilerimden biri, diplomasi diline geri dönülmesi. Önde gelen Türk siyasetçiler diplomasi dilinden yoksun. Son görüşmelerde diplomasi dilinden çok uzak bir uslup sergilediler.”
Gözlemcilere göre, AB ile düzelen ilişkiler ve vize muafiyeti görüşmelerinin başlaması umudu, yaklaşmakta olan yerel seçimlerde hükümetin oy toplamakta işine yarayabilir.