HÜDA PAR ve Hak İnisiyatifi Diyarbakır’da Kürt meselesini tartıştı

Hak İnisiyatifi ve HÜDA-PAR tarafından Diyarbakır’da düzenlenen iki ayrı toplantıda, Kürt meselesi ve çözüm önerileri masaya yatırıldı. Toplantılarda Kürtlerin temel haklarının tanınması konusunda Anayasal güvence vurgusu yapılarak “Kürtlerden özür dilenmesi” çağrısı yapıldı.

Hak İnisiyatifi ve HÜDA-PAR tarafından Diyarbakır’da düzenlenen iki ayrı toplantıda, Kürt meselesi ve çözüm önerileri masaya yatırıldı. Toplantılarda Kürtlerin temel haklarının tanınması konusunda Anayasal güvence vurgusu yapılarak “Kürtlerden özür dilenmesi” çağrısı yapıldı.

Muhafazakâr insan hakları örgütü Mazlum-Der'den ayrılanların kurduğu Hak İnisiyatifi tarafından Diyarbakır’da düzenlenen 3. Kürt Forumu’nda çözüm süreci tartışmaya açıldı.

İki gün süren forumda, “Kürt meselesinin tarihsel süreçte dönüşümü ve anlama/anlaşılma çabası”, “Kürt meselesinde sivil toplumun/İslami camianın yeri ve çözüm önerileri”, “Yeniden Kürt Meselesini Çözme Girişimi: Beklentiler/Riskler/Fırsatlar”gibi başlıklar tartışıldı.

İslami kesimin tanınmış akademisyen, gazeteci, yazar, siyasetçi ve aktivistlerinin konuştuğu forumun sonunda yayınlanan sonuç bildirgesinde, Türkiye’nin tarihi bir dönemeçte olduğuna dikkat çekildi.

Bildirgede, “Toplumsal bir barış ikliminin hayata geçirilebilmesi için kamuoyunun önünde şeffaf biçimde yürütülen ve ilgili tüm siyasi ve sivil aktörlerin özgürce katılım sağlayabileceği bir toplumsal mutabakatın tesisi gerekmektedir” denildi.

Meselenin çözümü için önerilen bazı görüşler bildirgede şöyle yer aldı:

“Süreç, tüm toplumsal kesimlerin takip edebileceği ve dahil olabileceği bir şekilde yürütülmeli, kapalı kapılar ardında yürütülen bir pazarlık olmaktan çıkartılmalıdır”

“Yerel yönetimlere hukuk dışı müdahaleler son bulmalı. Kayyum uygulamaları, demokratik temsiliyet ilkesini zedelemekte, toplumda derin bir güvensizlik yaratmaktadır.”

“Anadilde eğitim hakkının sağlanması tartışmasız bir gerekliliktir. Bu temel hak, hiçbir pazarlığın konusu yapılmadan anayasal olarak tanınmalı ve hızla hayata geçirilmelidir.”

“Silah ve şiddetin siyasetin bir aracı olmaktan çıkması hayati önemdedir.”

“İslami kimliği benimseyen özgür ve bağımsız toplumsal kesimlerin bu süreçte inançlarından kaynaklanan özel bir sorumluluğu vardır. Bu kesimler mevcut sürecin toplumsallaştırılmasında ve tüm olası sorunlara rağmen istikrarla sürdürülmesinde baskı unsuru olarak inisiyatif almalı.”

İlgili Haberler Van’da belediyeye kayyum atanmasına DEM Parti’den tepki: “Diyalog sürecini dinamitlemeyi mi hedefliyorsunuz?”

“İslami kesim söz konusu Kürt meselesi olduğu zaman ümmet olma fikriyatını bir tarafa bırakıyor”

Forumun ardından VOA Türkçe ‘nin sorularını yanıtlayan Sosyolog ve insan hakları aktivisti Seher Akçınar, İslami kesimin Kürt meselesini konuşması konusunda ciddi sıkıntılar olduğu görüşünü dile getirdi.

Akçınar, “Bu toplantıdan çıkardığımız sonuçlar açısından baktığımızda genel itibariyle İslami kesimin bu konuda sessiz kaldığı, yeterince inisiyatif alamadığına dair ciddi vurgular oldu” dedi.

İslami çevrelerin Kürt meselesinin tartışmalarının çözüm için önemli olduğunu dile getiren Akçınar, “İktidarın gündeminin dışında sivil toplum kuruluşları, iktidara baskı yapmalı ve İslam kesim de bunu sahici bir şekilde gündemine almalı. Ümmet Filistin meselesini gündemine alıyor, evet çok da iyi yapıyor ama Kürt meselesini neden gündeme almıyor? İslami kesim söz konusu Kürt meselesi olduğu zaman ümmet olma fikriyatını bir tarafa bırakıyor” diye konuştu.

Türköne: “Bu süreçten bir Türk-Kürt ittifakı çıkacağını umuyorum”

Akademisyen ve Yazar Prof. Dr. Mümtazer Türköne ise çözüm tartışmalarına katılanların fazla olmasının sorunun çözümüne katkı sağlayacağı görüşünü dile getirdi.

Türköne, “Herkes gayet iyi düşünüyor, gayet mantıklı düşünüyor. Bilgiye dayalı düşünüyor, geniş, perspektifli düşünüyor. Bu sürecin reel politik kısmına odaklanmış vaziyetteler. Yani Kürt sorununun o temel haklar, insan hakları konusundaki dille ilgili, anayasal sorunlarla ilgili kısmına değil, bölgedeki gelişmelere, jeopolitiğe odaklı bir perspektifleri var. Bu da mantıklı baktıklarını, sağduyulu yaklaştıklarını gösteriyor. Bu süreçten bir Türk-Kürt ittifakı çıkacağını umuyorum” dedi.

Fırat: “Muhafazakâr kesimin olumsuz bakması engelleyici olabilir”

Konuşmacılar arasında bulunan Yazar Ümit Fırat ise hangi kesimden olursa olsun sivil toplumun sesinin duyulması gerektiğin söyledi.

İslami kesimin Kürt meselesini gündeme almasının olumlu olduğunun altını çizen Fırat, “Muhafazakâr kesimde devletin bütünlüğü çok önemli bir duygu. Muhafazakâr kesimin olumsuz bakması engelleyici olabilir. Hükümet de muhafazakâr kesimden büyük bir destek aldığı için bu konuda cesaretlenip daha cesur adımlar atabilir” diye konuştu.

HÜDA-PAR’dan “Kürt meselesine insani çözüm” çalıştayı

Hafta sonu Kürt meselesinin tartışıldığı toplantılardan biri de HÜDA-PAR tarafından düzenlendi.

“Kürt meselesine insani çözüm” adlı çalıştayda, “Bölgesel gelişmeler ve Kürt meselesinin yeniden konuşulması”, “Kürt-Türk birlikteliğinin tarihi kodları “, “İslam'da dil ve milliyet bağlamında insan hakları”, “İslami kesimin Kürt meselesine tarihsel bakışı”,“İslami kaynak ve uygulamalarda çok dillilik ve çok kültürlülük” konularında tartışmalar yapıldı.

İki gün süren çalıştayın sonunda açıklanan bildirgede, Kürt meselesinin “sadece asayiş veya terör meselesi olmadığı ve çok yönlü bir mesele olduğu” vurgulandı.

Bildirgede yer alan bazı öneriler ise şu şekilde sıralandı:

“Kürtlerin hak talepleri ve hassasiyetleri dikkate alınmadan yüzyılların oluşturduğu sorunları çözmek mümkün değildir. İslamî değerlere aykırı hiçbir çözüm modeli Kürt halkı nezdinde karşılık bulmayacaktır.”

“Kürt meselesinin çözüm adresinin siyaset kurumu olduğu asla unutulmamalı, siyasi yollarla yürütülen çalışmalar desteklenmelidir.”

“Ayrımcılığın sonlandırılması için yasal ve anayasal düzenlemeler yapılmalı, temel hak ve hürriyetler hiçbir şarta bağlanmamalı ve pazarlık konusu yapılmamalıdır.”

“Şeyh Said–i Palevi gibi isimlere yapılan zulümlerden dolayı devlet adına özür dilenmeli ve mezar yerleri ivedilikle açıklanmalıdır.”

“Kürtçe anayasal güvenceye kavuşturulmalı, anadilde eğitimin önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır. Anayasada Kürtlerin yokluğu değil varlığı güvence altına alınmalıdır.”

“Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk olduğu tanımlamasından vazgeçilmelidir.”

HÜDA-PAR çalıştayı AK Parti'yi karıştırdı

HÜDA-PAR’ın hafta sonu Diyarbakır’da düzenlediği “Kürt meselesine insani çözüm” çalıştayı AK Parti’yi karıştırdı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum X’te yaptığı paylaşımda sert tepki gösterdi.

Uçum, terör sorununun kökten ortadan kaldırılması için başlatılan yeni dönemi istismar edenlerin olduğunu savunarak, “Türkiye’yi bölme hedefli Emperyalist dış Kürt sorunu projesini referans alıp güya insani çözüm çalıştayı yapanlar sonuç bildirgesiyle açıkça ve arsızca Türkiye’nin bölünmesinden yana olduklarını ilan ettiler. Terör diyemeyen, terör örgütüne karşı çıkamayan bu grup iki millet, iki vatandaşlık, iki eğitim dili, hatta iki resmi dil ve iki ülke diyerek Türkiye düşmanlığını ve bölünme niyetlerini ortaya döktüler” dedi.

Uçum’a, çalıştaya konuşmacı olarak katılan Orhan Miroğlu ve Abdurrahman Kurt yanıt verdi.

Miroğlu, Uçum’u "ırkçıların fikir dünyasında gezinmek"le suçladı. Miroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu görüşlere yer verdi:

“Çalıştayda da söylediğim gibi, Kürtler nasıl ki bin yıl önce Malazgirt’te, Alpaslan’ın bin yıl sonra da Mustafa Kemal’in yanında durduysa bugün de Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında duruyor. Bu duruş , iradesini ve hissiyatını ulusal kurtuluş savaşımız ve Malazgirt ruhundan alıyor. Ama bu arkadaşımız maalesef Kürtlerle ilişkili tarihi, mücadeleleri Türk- Kürt ilişkilerine dair hafızayı her defasında yok saymakta, Kart- Kurt’u hala savunan ırkçıların fikir dünyası içinde gezinmekte, arka bahçemizdeki Kürt gerçeğini bile ‘emperyalist Kürt dış sorunu ‘gibi anlamsız kelimelerle ifade ederek, onur kırıcı paylaşımlara imza atmaktadır.”

Eski AK Parti Milletvekili Abdurrahman Kurt ise “Mehmet bey programın kapsamında Müslümanlar için konuşuldu üzerinize alınmanıza gerek yok. Sizlik bir şey değildi” yorumunu yaptı.