Donald Trump, 2016'da “Eğer başkan seçilirsem Washington'daki bataklığı kurutacağız” demişti.
Sekiz yıl sonra ikinci kez başkanlık koltuğuna oturmak isteyen Trump'ın kampanya sloganlarından biri olan “bataklığı kurutmak” yani hükümete politika dayatan ama başkana hesap vermeyen kişilerden kurtulmak, hala önemini koruyor. Eğer Cumhuriyetçi Parti başkan adayı Trump Kasım ayında zafer kazanırsa, tüm federal bürokrasiyi doğrudan kontrolü altına almak için ayrıntılı bir kılavuza sahip olacak.
Trump'ın “derin devlet” olarak nitelendirdiği idari aygıtın nasıl yıkılacağına dair bir el kitabı niteliğindeki bu kılavuz, 100'den fazla muhafazakar kuruluşun işbirliğiyle hazırlandı. “Proje 2025” olarak bilinen 922 sayfalık el kitabı, sağ eğilimli düşünce kuruluşu Heritage Vakfı tarafından düzenlendi ve yayınlandı.
Georgetown Üniversitesi'nde misafir profesör olarak görev yapan Thomas Zimmer, Democracy Americana adlı blogunda “Proje 2025, Amerikan hükümetinin kapsamlı olarak otoriter bir şekilde ele geçirilmesine yönelik bir plan” diye yazdı.
Heritage Vakfı Başkanı Kevin Roberts, geçtiğimiz günlerde Trump’ın eski danışmanlarından Stephen Bannon’ın Savaş Odası (The War Room) adlı sağcı podcast'inde yaptığı konuşmada, “Kansız olacak ikinci bir Amerikan Devrimi sürecindeyiz, tabii sol buna izin verirse” ifadesini kullandı.
Roberts'ın kışkırtıcı yorumunun ardından Trump, kendi sosyal medya platformu Truth Social’da yaptığı çelişkili bir paylaşımla, Proje 2025 ile arasına mesafe koymaya çalıştı. Proje 2025 ve yazarları hakkında “hiçbir şey” bilmediğini kaydeden Trump, daha sonra projeyi yazanların "söyledikleri bazı şeylere katılmadığını" belirtti.
İlgili Haberler ABD istihbaratı: “ABD seçimlerine müdahale eden Rus unsurlar Biden’a zarar veriyor, Trump’a yardım ediyor”Ancak Proje 2025'i kaleme alanların birçoğu Trump'ın yönetiminde kilit görevlerde bulunan kişilerdi. Bazılarının Trump'ın yeniden seçilme çabalarına perde arkasında yardımcı oldukları bildiriliyor.
Bazıları da Proje 2025'in sadık kişileri işe alan ve eğiten çevrimiçi “Başkanlık İdaresi Akademisi” için bir işe alım videosunda ortaya çıktı. Plan, Trump yönetiminin sonunda kısa bir süre yürürlükte olan ve kamu hizmetindeki pozisyonların Başkan’a sadık kişiler tarafından daha kolay doldurulmasını sağlayan bir sınıflandırma olan F Cetveli'nin geri getirilmesini öngörüyor.
Böylece on binlerce atanan kişi, kaçak göçmenlerin gözaltına alınması ve sınırdışı edilmesi, sosyal güvenlik ağlarının ortadan kaldırılması, Hıristiyan değerlerin ve etiğinin hükümet politikasına dahil edilmesi, LGBTQ+ haklarının ortadan kaldırılması, Adalet Bakanlığı'nın beyaz karşıtı ırkçılığı kovuşturmaya yönlendirilmesi ve pornografinin yasaklanması gibi aşırı sağcı öncelikleri uygulamak üzere devlet kurumlarında kadrolaşabilir.
Proje 2025, kürtaj ve üreme hakları konusunda Trump'ın ya da gelecek hafta yapılacak Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongre platformunun bile savunduğundan çok daha katı kısıtlamalar getiriyor.
Planın savunucuları bunu, “sıradan Amerikalılar’a kendi kendilerini yönetme hakkını” geri vermek olarak nitelendiriyor. Projenin başındaki isim Paul Dans, ABD federal hükümetindeki oturumları yayınlayan kamu yayıncısı C-SPAN'e verdiği demeçte, projenin ilham kaynağının Trump'ın sözleri ve fikirlerinin olduğuna şüphe bırakmadı.
Paul Dans, Trump için, “Dört yıl boyunca başkanlık yaptı, dolayısıyla fikirlerin çoğu onun orijinal çalışmalarının devamı niteliğinde. Dolayısıyla, bunların çoğunun Trump'ın ilk döneminden kaynaklandığını düşünmek istiyorum” dedi.
“Tam anlamıyla Trumpvari” bir belge
VOA bu haber için Heritage Foundation'dan bir röportaj talep etti. Düşünce kuruluşu, Proje 2025'i ele almak üzere herhangi bir kimsenin müsait olmadığını bildirdi. Kuruluş, Proje 2025'in herhangi bir adayın temsilciliğini yapmadığını ve Trump'ın yeniden seçilmesi halinde hangi tavsiyelerin uygulanacağına kendisinin karar vereceğini vurgulayan bir açıklamayı e-posta yoluyla gönderdi.
İlerici Politika Enstitüsü Başkanı Will Marshall, Proje 2025'i “öfkeli ve son derece kutuplaştırıcı nitelikli, tam anlamıyla Trumpvari bir belge” olarak tanımladı.
Marshall'a göre Proje 2025, James Madison ve Thomas Jefferson’ın ABD Anayasası’nda iktidarı yürütme, yasama ve yargı erkleri arasında paylaştırarak güvence altına aldıkları denge ve denetleme mekanizmalarını ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
VOA’ya konuşan Marshall, “Madison ve Jefferson, bir sonraki başkanın elinde ne kadar çok güç toplamak istediklerini gördüklerinde mezarlarında ters dönüyor olmalılar. Eğer bu başkan Donald Trump olursa, geçmişte gücü kötüye kullanma şekli göz önüne alındığında bu, ülke için bir tür kabus olur” ifadelerini kullandı.
Trump'ın duruşuyla uyumlu olduğu görülen geniş kapsamlı belge, ithal mallara büyük miktarlarda gümrük vergileri konulması ve Amerika'nın “uluslararası kuruluşlara verdiği körü körüne desteğin” sona erdirilmesi çağrısında da bulunuyor. Marshall, “Bu gerçekten refahımızı tehlikeye atar, dünyadaki liderliğimizi ve etkimizi zayıflatır” dedi.
Başkan Joe Biden'ın kampanyası ise Proje 2025'i kilit bir hedef haline getirdi.
Başkan Yardımcısı Kamala Harris Salı günü Las Vegas'taki bir kampanya toplantısında yaptığı açıklamada, “Trump'ın danışmanları Proje 2025 adı verilen 900 sayfalık bir plan hazırladılar ve bu planda sosyal güvenliği kesmek, 35 dolarlık insülin sınırını kaldırmak, Eğitim Bakanlığı’nı ortadan kaldırmak ve (okul öncesi çocuklara erken eğitim, sağlık yardımları ve beslenme sağlayan) Head Start gibi programları sona erdirmek dahil ikinci dönemde yapmayı planladıkları her şeyin ayrıntısını veriyorlar” dedi.
Plan ayrıca yenilenebilir enerji ve iklim değişikliğinin azaltılması için hükümet fonlarının kesilmesini de öngörüyor. Plana göre VOA’yı da bünyesinde bulunduran ve denetleyen ABD Küresel Medya Dairesi (USAGM) gibi Federal Soruşturma Bürosu (FBI) da tepeden tırnağa elden geçirilecek. Proje 2025'e göre haber içeriği yüksek hükümet kontrolünden bağımsız olan VOA, Ulusal Güvenlik Konseyi ya da Dışişleri Bakanlığı tarafından denetlenmeli.
İlgili Haberler Aktör ve yapımcı George Clooney: “Joe Biden’ı seviyorum ama yeni bir adaya ihtiyacımız var”