HSYK, kendi güçlerini sınırlayacak yasa değişikliğini sert bir biçimde eleştirirken, yolsuzluk soruşturması ertesinde teklif edilen değişiklikler hem Türkiye’de, hem de uluslararası kamuoyunda endişe yaratıyor
ISTANBUL —
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, cuma günü yaptığı açıklamada hükümetin gücünü sınırlamak için giriştiği çalışmaları sert bir dille eleştirdi ve değişikliklerin anayasaya aykırı olduğunu açıkladı. Meclis yasayı tartışmaya hazırlanırken HSYK da endişelerini 66 sayfalık bir raporda yazıya döktü. Değişiklikler HSYK üyeliğinin kontrolunu daha sıkı bir biçimde hükümete bağlıyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise planı savundu ve “Biz HSYK’nın hesap verebilir bir yapıya kavuşmasına imkan sağlayacağız,” dedi.
Yasa değişikliği teklifi hükümetin kurmaylarının şüpheli duruma düştüğü yolsuzluk skandalıyla boğuşurken geldi. Başbakan Erdoğan ise soruşturmanın uluslararası bir komplo olduğunu iddia ediyor. Hükümet üyeleri ABD’de yaşayan Fethullah Gülen ve grubunun komplonun arkasında olduğunu, emniyet ve yargı sistemi içindeki nüfuzlarını kullandıklarını söylüyor.
İstanbul’daki Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) düşünce kuruluşunun yöneticisi Sinan Ülgen de yasa değişikliğinin temelinde hükümetle Gülen yandaşları arasındaki çatışmanın yattığını söylüyor.
Hükümette eğilimin yargı içinde Gülen cemaatinden kurtulmak olduğunu söyleyen uzman, yasa değişikliklerinin kesinlikle hukukun bağımsızlığını sağlayacak yapısal bir nitelikte olmadığını belirtti.
Yolsuzluk soruşturması başladığından bu yana hükümet binden fazla polis ve savcının görev yerini değiştirdi. İşten atmalar ve önerilen yasal değişiklikler, Avrupa Birliği’ni de ülkede adaletin bağımsızlığına karşı tehditle ilgili açıklama yapmaya itti.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki de perşembe günü yaptığı açıklamada Amerika’nın Türk halkı için adil, hem ceza davalarını hem de sivil davaları hızlıca gören, şeffaf, kimsenin hukukun üzerinde olmadığı ve siyasetçilerle kamu görevlilerini ilgilendiren davaların da tarafsız bir biçimde görüldüğü bir hukuk sistemini desteklediğini açıkladı.
Tüm bu endişelere rağmen Meclis’te büyük bir çoğunluğa sahip olan hükümet yasa değişiklikleri konusunda kararlı görünüyor. Ancak uzmanlar hükümet ve yargı arasında yeni bir savaşın başlayabileceğini, çünkü yasa değişikliğinin anayasa mahkemesinden dönebileceğini söylüyor. Bu noktadan sonra hükümetin yapabileceği tek şey anayasayı değiştirmek olabilir. Ancak bunun için de Meclis’te 3’te 2 çoğunluk gerekiyor. Bu da en azından Adalet ve Kalkınma Partisi’nin şu anda sahip olmadığı bir rakam.
İstanbul Politikalar Merkezi’nden Cengiz Aktar Başbakan’ın muhalefetle uzlaşmaya varmasının zor olduğunu düşünüyor. AKP’nin HSYK’nın bağımsızlığını elinden alma konusunda yalnız kalacağını belirten uzman, Erdoğan’ın bu fikri pazarlamasının ve Meclis’te diğer partilerden destek bulmasının muhtemel olmadığını belirtiyor.
Bugüne dek muhalefet partileri hükümetle uzlaşmaya yanaşmazken, AKP’yi yolsuzluk iddialarından kaçmaya çalışmakla suçluyor. Geçen hafta içinde önemli devlet kurumlarına yönelik yeni soruşturmalar başlatıldı.
Ancak Ülgen, mevcut durumun yargı reformuna duyulan gereksinimi ortaya koyduğunu ve eğer hükümet bu fırsatı kullanmaz ve muhalefet de buna destek vermezse Türkiye’de hukuk sisteminin demokrasinin sorunlu bir ayağı olmaya devam edeceğini belirtiyor. Ülgen’e göre böyle bir durumda halkın adalet sistemine duyduğu güven azalmaya devam edebilir.
Uzmanlar hükümetle muhalefet arasında görüş birliğine varmanın zor olduğunu çünkü muhalefetin AKP’nin bu ve gelecek sene yapılacak yerel ve genel seçimler öncesinde yolsuzluk konusunda savunma refleksiyle hareket ettiğini düşündüğünü söylüyor.
Yasa değişikliği teklifi hükümetin kurmaylarının şüpheli duruma düştüğü yolsuzluk skandalıyla boğuşurken geldi. Başbakan Erdoğan ise soruşturmanın uluslararası bir komplo olduğunu iddia ediyor. Hükümet üyeleri ABD’de yaşayan Fethullah Gülen ve grubunun komplonun arkasında olduğunu, emniyet ve yargı sistemi içindeki nüfuzlarını kullandıklarını söylüyor.
İstanbul’daki Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) düşünce kuruluşunun yöneticisi Sinan Ülgen de yasa değişikliğinin temelinde hükümetle Gülen yandaşları arasındaki çatışmanın yattığını söylüyor.
Hükümette eğilimin yargı içinde Gülen cemaatinden kurtulmak olduğunu söyleyen uzman, yasa değişikliklerinin kesinlikle hukukun bağımsızlığını sağlayacak yapısal bir nitelikte olmadığını belirtti.
Yolsuzluk soruşturması başladığından bu yana hükümet binden fazla polis ve savcının görev yerini değiştirdi. İşten atmalar ve önerilen yasal değişiklikler, Avrupa Birliği’ni de ülkede adaletin bağımsızlığına karşı tehditle ilgili açıklama yapmaya itti.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki de perşembe günü yaptığı açıklamada Amerika’nın Türk halkı için adil, hem ceza davalarını hem de sivil davaları hızlıca gören, şeffaf, kimsenin hukukun üzerinde olmadığı ve siyasetçilerle kamu görevlilerini ilgilendiren davaların da tarafsız bir biçimde görüldüğü bir hukuk sistemini desteklediğini açıkladı.
Tüm bu endişelere rağmen Meclis’te büyük bir çoğunluğa sahip olan hükümet yasa değişiklikleri konusunda kararlı görünüyor. Ancak uzmanlar hükümet ve yargı arasında yeni bir savaşın başlayabileceğini, çünkü yasa değişikliğinin anayasa mahkemesinden dönebileceğini söylüyor. Bu noktadan sonra hükümetin yapabileceği tek şey anayasayı değiştirmek olabilir. Ancak bunun için de Meclis’te 3’te 2 çoğunluk gerekiyor. Bu da en azından Adalet ve Kalkınma Partisi’nin şu anda sahip olmadığı bir rakam.
İstanbul Politikalar Merkezi’nden Cengiz Aktar Başbakan’ın muhalefetle uzlaşmaya varmasının zor olduğunu düşünüyor. AKP’nin HSYK’nın bağımsızlığını elinden alma konusunda yalnız kalacağını belirten uzman, Erdoğan’ın bu fikri pazarlamasının ve Meclis’te diğer partilerden destek bulmasının muhtemel olmadığını belirtiyor.
Bugüne dek muhalefet partileri hükümetle uzlaşmaya yanaşmazken, AKP’yi yolsuzluk iddialarından kaçmaya çalışmakla suçluyor. Geçen hafta içinde önemli devlet kurumlarına yönelik yeni soruşturmalar başlatıldı.
Ancak Ülgen, mevcut durumun yargı reformuna duyulan gereksinimi ortaya koyduğunu ve eğer hükümet bu fırsatı kullanmaz ve muhalefet de buna destek vermezse Türkiye’de hukuk sisteminin demokrasinin sorunlu bir ayağı olmaya devam edeceğini belirtiyor. Ülgen’e göre böyle bir durumda halkın adalet sistemine duyduğu güven azalmaya devam edebilir.
Uzmanlar hükümetle muhalefet arasında görüş birliğine varmanın zor olduğunu çünkü muhalefetin AKP’nin bu ve gelecek sene yapılacak yerel ve genel seçimler öncesinde yolsuzluk konusunda savunma refleksiyle hareket ettiğini düşündüğünü söylüyor.