65. Hükümet’in Hedefi 2. Cumhuriyet mi?

Meclis'te hükümet programını açıklayan Başbakan Binali Yıldırım

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 65. Hükümet olarak görev yapacak yeni kabinenin başındaki isim Binali Yıldırım, hükümet programında, “Yeni anayasa ve sistemle birlikte yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu da hazırlanarak yürürlüğe konacaktır” dedi. Türkiye’nin anayasası ile eş zamanlı olarak yasama organı Meclis, siyaset yapısı ile seçim sisteminin değiştirilmesi hedefi, önümüzdeki günlerde başka bir cumhuriyet rejimi tartışmasını alevlendirecek görünüyor.

Türkiye’de geçmişte 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın “başkanlık sistemini” gündeme taşıması nedeniyle “2. Cumhuriyet” olarak adlandırılan ve 29 Ekim 1923’te kurulan rejimin tümüyle değişimi kamuoyunda tartışılmıştı. 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, 10 Ağustos 2014’te halkoylamasıyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olması birlikte Özal gibi “parlamenter sistem” yerine “başkanlık sistemi” modelindeki talebini öncelikli gündeme dönüştürdü.

Saray’da hükümet meselesi

Erdoğan, Körfez Savaşı gerekçesi gibi “olağanüstü hal” ile Bakanlar Kurulu’nu Cumhurbaşkanlığı’nda toplantıya davet eden Özal’ın aksine hükümete düzenli olarak başkanlık etmeyi de tercih etti. Erdoğan, ilk kez 19 Ocak 2015’te Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığındaki 62. Hükümet’i Saray’da topladı. Erdoğan, 9 Mart, 20 Nisan ve genel seçimlerden sonra 6 Temmuz’da olmak üzere 62. Hükümet’e 4 kez Saray’da başkanlık etti. 7 Haziran Genel Seçimleri sonrasındaki koalisyon hükümeti kurulması gerektiği yönündeki atmosferde Erdoğan’ın yeniden Saray’da hükümet toplayamayacağı da yazıldı. Ancak koalisyon görüşme takvimi 45 güne yayıldı ve en sonunda AKP’nin uzlaşma sağlanamadığı açıklamasıyla Türkiye yeniden seçime götürüldü. Bu nedenle 1 Kasım Genel Seçimleri öncesinde 63. Hükümet “seçim hükümeti” olarak kuruldu. Erdoğan, HDP’den iki bakan olan seçim hükümetini Saray’a çağırmadı.

Ahmet Davutoğlu başbakanlığındaki yeniden tek parti hükümeti olarak kurulan 64. Hükümet ise, 22 Şubat 2016’da ilk kez Saray’da toplandı. O günkü toplantıda, Erdoğan ile arasında Saray’da toplantı yapılmasıyla ilgili görüş farkı yaşadığı bilgisi kulislere yansıyan Davutoğlu’nun gergin yüz ifadesine dair fotoğraf karesi dikkat çekti. 64. Hükümet, Davutoğlu’nun görevden ayrılacağını açıklamasından sadece dört gün önce 3 Mayıs’ta ikinci kez Saray’daydı.

Şimdi Erdoğan, dün sabah açıklanan ve öğleden sonra programı TBMM’ye sunulan 65. Hükümet’i bugün saat 14.00’te toplantıya çağırdı. 65. Hükümet, henüz TBMM dolayısıyla yasama onayı olmaksızın parlamenter sistem gereği ve teamüller uyarınca resmen göreve başlamış iken bugün Saray’da olacak.

Yıldırım “anayasa başlangıç” mesajı verdi

Dün sabah 65. Hükümet Başbakanı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayıyla görev alan Binali Yıldırım, akşamüstü TBMM’de 145 sayfalık hükümet programını sundu. Yıldırım, bir saatte program içerisinden seçtiği bölümleri okuyarak sunumunu gerçekleşti ve nadiren metin dışına çıktı. Bu sırada Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu haricinde hükümet üyeleri de TBMM’de hazır bulundu. Muhalefet cephesinde ise, CHP, HDP ve MHP’den liderler salonda değildi. Geçmiş hükümet programları okunduğu günler itibarıyla muhalefet sıraları çoğunlukla boştu.

65. Hükümet’in kendilerine oy vermemiş olsa da tüm vatandaşlar için görev yapacağını söyleyen Yıldırım, “2002'den sonra elde ettiğimiz bütün başarıların mimarı hiç kuşkusuz partimizin kurucusu Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde oluşan bu kazanımları onun liderliğinde çalışarak hep birlikte çalışarak, geleceğe taşıyacağız” diye konuştu.

AKP Genel Başkanı seçildiği pazar günkü kongrede olduğu gibi Binali Yıldırım, hükümet programında da ilk hedefini anayasa değişikliği olarak işaret etti. Rejim değişikliğiyle parlamento yerine başkan ağırlıklı bir sistem önerisini savunan Yıldırım, buna rağmen yeni anayasa için özgürlük, demokrasi vurgusunda bulunması dikkat çekti. Yıldırım, sadece anayasa değişikliği değil, diğer yasal mevzuatı da değiştirmeyi hedeflediklerini özetle şöyle dile getirdi:

“Anayasa’nın kapsayıcı, kucaklayıcı, bütünleştirici, savunucu, çoğulcu ve özgürlükçü karakterde olması gerektiğini düşünüyoruz. 65’inci Hükümet döneminde doğrudan anayasal sistemle bağlantılı seçim kanunları, Siyasi Partiler Kanunu gibi kanunlar güncelleştirilecektir. Ülkemizde hükümet sistemi tartışmaları uzun bir geçmişe sahiptir, siyasi tarihimizin değişik dönemlerinde farklı siyasi partiler ve liderler hep sistem meselesini gündeme taşımış, başkanlık sistemi başta olmak üzere yeni öneriler konuşulmuştur. Ancak günümüze kadar bu konuda herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir. Bugün artık bu tartışmaları bir kenara bırakıp Cumhurbaşkanımızın halk tarafından seçilmesiyle birlikte ortaya çıkan fiilî duruma anayasayla resmi ve hukuki bir statü kazandırılması bir zaruret hâline gelmiştir. Mevcut sistemin yetki, görev, sorumluluk paylaşımındaki pek çok muğlaklıklar barındırması siyasal sistemin yeniden düzenlenmesini mecburi hâle getirmektedir. Milli iradenin seçtiği bu Meclis maalesef yeni anayasayı bir türlü başaramamıştır. Artık gün bugündür. Yeni Anayasa, Başkanlık Sistemi de dahil olmak üzere yeni yönetim sistemini de belirleyecek değişiklik behemehal 26. Yasama Dönemi’nde AK Parti Hükümeti olarak bizim en öncelikli konularımız arasında yerini alacaktır. Herkesin inandığı gibi yaşayabildiği, fikirlerini özgürce ifade edebildiği, refaha katkıda bulunduğu, refahtan hak ettiği payı aldığı, emniyet, huzur, birlik ve kardeşlik içerisinde yaşayan bir toplum olarak birlikte geleceğe yürüyeceğiz. Bu bağlamda, siyaset alanı genişleyecek, vesayet yerine millet iradesi tam anlamıyla tahkim edilecek, yeni anayasa ve sistemle birlikte yeni TBMM İçtüzüğü, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu da hazırlanarak yürürlüğe konacaktır.”

Bu arada Yıldırım, muhalefet cephesinde CHP ve MHP’nin ifadesiyle “Ver Özerklik Al Başkanlık” olarak özetlenen “başkanlık sistemi” için Güneydoğu Bölgesi’nde özerklik kurulmasına için verileceği iddialarına da yanıt verdi. Yıldırım, “AK Parti'nin başkanlık sistemi önerisi üniter yapıyı esas almaktadır” dedi.

Terör operasyonları

Binali Yıldırım, yeni anayasanın yanı sıra bir başka hükümet önceliğini de terör olarak ifade etti. Yıldırım, “Bölücü terör örgütü ve paralel terör örgütü başta olmak üzere, tüm terör örgütleriyle mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir. Milletimizin birliğine, kardeşliğine ve devletimizin bekasına halel getirecek hiçbir gayrimeşru oluşuma müsamaha gösterilmeyecektir. Milletimiz emin olsun ki bu terör belası Türkiye'nin gündeminden mutlaka çıkarılacaktır” mesajını verdi. Bu sözler üzerine muhalefetten yaşanan yeni asker ve polis ölümleri anımsatıldı. Muhalefetin tepkisi üzerine Yıldırım, “Şehitlerimiz vatan ve milletin bağımsızlığı için hayatlarını ortaya koyan fidanlardır, kalplerimizde yerleri vardır. Bu ülkeyi bölmeye çalışan kim olursa olsun tek bir terörist kalıncaya kadar bu mücadelemiz kararlılıkla devam edecek. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz” dedi. Yıldırım’ın “tek bir terörist kalıncaya kadar” ifadesi nedeniyle bu sefer de CHP’li Özkan Yalım ile MHP’li Baki Şimşek, “kalmayıncaya kadar” diye seslendi.

Ekonomik hedefleri ayrıntılı anlattı

Dış politikadaki hedefi, “Türkiye'nin bölgesinde barış ve kardeşliği daim kılacak politikaları kararlılıkla sürdürülmesidir” diye açıklayan Yıldırım, hükümet programından özellikle ekonomiyle ilgili kısımları detaylı okudu.

Yatırım Kalkınma Bankacılığı’na teşvik edeceklerini belirten Yıldırım, mali disiplin uygulamasında tasarrufları arttıracaklarını anlattı. Bireysel emeklilik sisteminde kesinti oranlarını uluslararası düzeylere yaklaştıracaklarını söyleyen Yıldırım, bireysel emeklik sistemine “birey isteği dışında” olacağı için kamuoyunda tartışılmasına karşın sisteme otomatik katılım pilot uygulamasını başlatacaklarını da açıkladı.

Meclis’in gündemine Türkiye Uzay Ajansı Kuruluş Kanunu getireceklerini kaydeden Yıldırım, “Yerli uydu, uçak ve silahımızı yapmak için önemli bir altyapıyı hazırlamış olacağız. AK Parti iktidarları döneminde savunma sanayinde yapılan yatırım 30 milyar doları aşmıştır, AK Parti döneminden önce 2 milyar dolardı. AK Parti döneminden önce yüzde 20 altındayken yerlileştirme oranı yüzde 50'lerin üzerine çıkmıştır” diye konuştu.

Konya Ovası’nda şu ana kadar 9 milyon 240 bin hektar arazi sulanır hale getirdiklerini belirten Yıldırım, “2019 yılına kadar 11 milyon dekar arazinin tamamı sulanmış olacak. 14 ili kapsayan Doğu Anadolu Projesi, 2019 yılında 2,3 milyon dekar araziyi daha su ile buluşturacaktır” hedefini de paylaştı.

Polemikleri esprili yanıtladı

Yıldırım’ın ekonomiyle ilgili bölümleri aktardığı sırada, CHP’li Özkan Yalım, Körfez Köprüsü’nün dünyanın en pahalı geçişi olduğunu belirterek laf attı. Bunun üzerine Yıldırım, “Arkadaşlar, dünyanın en pahalı hizmeti, olmayan hizmettir. Bunu böyle bilelim” yanıtıyla partisinden alkışlar aldı.

Bir başka polemik ise, Yıldırım, Yavuz Sultan Selim Köprüsü devamındaki 350 kilometrelik otoyol ihalesinden bahsederken yaşandı. CHP’liler Mahmut Tanal ile Musa Çam, Yıldırım’a “İhaleyi kim aldı?” diye seslendi. Vekillere ihale sonucu Karayolları’na başvurmalarını söyleyen Yıldırım, Musa Çam’ın ısrarı üzerine, “Musa, acele etme, daha siftah, yeni başladık, niye sabırsızlanıyorsun? Bekle, daha çok muhabbetimiz olacak” dedi. Çam ise, “Dinliyorum, merak ettik” yanıtını verdi.

Yıldırım, hızlı tren projesinden söz ederken ise Pamukova’daki kaza gündeme geldi. CHP’liler Musa Çam ile Haydar Akar, kazaları anımsatınca AKP’li Bülent Turan, “Kıskanıyorlar Sayın Başbakan” diye seslendi.

Kısa süreli polemikler olmasına karşın oldukça sakin şekilde hükümet programı sunumu sonra erdi. Şimdi gözler Cuma günü muhalefetten programa yöneltilecek eleştiriler sırasında neler yaşanacağında.