Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı Demokratikleşme Paketi Aleviler arasında büyük hayal kırıklığına neden oldu. Aleviler’in dini haklarının tanınmasının pakette yer alması bekleniyordu
ISTANBUL —
Başbakan Erdoğan demokratikleşme paketini açıklarken reformların ne bir ilk ne de son olduğunu söylemişti. Erdoğan'ın Aleviler'in dini hakları hakkında sözü de, bu konunun daha fazla incelendikten sonra ele alınabileceği oldu. Ancak Alevi hakları Türkiye’de çok tartışma yaratan bir konu ve dindar Sünniler’in önemli bir bölümü camide ibadet etmeyen Aleviler'i kafir olarak görüyor.
Erdoğan’ın sunduğu demokratikleşme paketinde Nevşehir Üniversitesi’nin adının Hacı Bektaş-ı Veli olarak değiştirilmesi dışında Aleviler’e yönelik bir yenilik yer almadı.
Taraf Gazetesi siyaset yazarı Cengiz Aktar reformların yapılmamasının nedeninin ‘dini önyargı’ olduğunu söylüyor. Aleviler’in çok farklı bir İslam anlayışı olduğunu belirten Aktar, Türkiye’de devletin erkeklerle kadınların beraber ibadet ettiği cemevlerini kültürel merkez olarak kabul ettiğini, ancak ibadethane olarak kabul etmediğini belirtiyor.
Doğuş Üniversitesi öğretim üyesi İştar Gözaydın, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Alevi inanışının önderleriyle diyaloğa girmesinin büyük bir gelişme olduğunu, ancak partinin bu alanda reform yapmasının zor olduğunu düşünüyor.
Gözaydın, AKP’nin Alevilik inancına Türk kültürünün bir rengi olarak bakmakta sorun yaşamadığını, ancak İslam’a farklı bir yaklaşım olarak görmekte zorlandığını söylüyor. Uzmana göre AKP Alevilik’i dini açıdan ele alamadığı sürece uzlaşma olması mümkün değil.
Alevi önderleri ise hükümetin taleplerine karşılık vermemesini sert şekilde eleştirdi. Aleviler demokrasi paketinin öncesinde de hükümetin Suriye ile ilgili yorumlarından rahatsızdı.
Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği başkanı Ali Kenanoğlu, Erdoğan’ın Suriye ile ilgili konuşmalarında Beşar Esat’ı Alevi olarak nitelendirmesinin Türkiye’de Aleviler’in Suriye’deki katliamdan sorumlu olduğu gibi bir izlenim yarattığını ve ülkede Sünniler'le Aleviler arasında zaten gergin olan ilişkileri daha da gerdiğini söylüyor.
Geçtiğimiz aylarda ülkenin farklı yerlerinde Aleviler ve güvenlik güçleri arasında yer yer çatışmalar meydana geldi. Bazı hükümet üyeleri cemevlerinin ibadethane olarak belirlenmesine destek verirken diğerleri ise buna şiddetle karşı çıkıyor.
Milliyet gazetesi yazarı Kadri Gürsel ülkede mezhepsel gerilimin yükseldiğini ve özellikle Hatay, Ankara ve İstanbul’da, Aleviler’in yer yer ayaklandığını belirtiyor. Gürsel’e göre ülkede Aleviler arasında derin bir hoşnutsuzluk var.
Alevi önderleri gelecek ay İstanbul’da toplu gösteri çağrısında bulunurken hükümet de Alevi haklarını inceleme sözü verdi. Ancak hükümetin iki yıl önce tamamladığı bir incelemenin önerileri henüz hayata geçirilmedi. Uzmanlar 18 ay sonraki seçimler nedeniyle seçim dönemine giren Türkiye’de Erdoğan’ın Aleviler’le ilgili reform yapma konusunda isteksiz olabileceğini belirtiyor.
Erdoğan’ın sunduğu demokratikleşme paketinde Nevşehir Üniversitesi’nin adının Hacı Bektaş-ı Veli olarak değiştirilmesi dışında Aleviler’e yönelik bir yenilik yer almadı.
Taraf Gazetesi siyaset yazarı Cengiz Aktar reformların yapılmamasının nedeninin ‘dini önyargı’ olduğunu söylüyor. Aleviler’in çok farklı bir İslam anlayışı olduğunu belirten Aktar, Türkiye’de devletin erkeklerle kadınların beraber ibadet ettiği cemevlerini kültürel merkez olarak kabul ettiğini, ancak ibadethane olarak kabul etmediğini belirtiyor.
Doğuş Üniversitesi öğretim üyesi İştar Gözaydın, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Alevi inanışının önderleriyle diyaloğa girmesinin büyük bir gelişme olduğunu, ancak partinin bu alanda reform yapmasının zor olduğunu düşünüyor.
Gözaydın, AKP’nin Alevilik inancına Türk kültürünün bir rengi olarak bakmakta sorun yaşamadığını, ancak İslam’a farklı bir yaklaşım olarak görmekte zorlandığını söylüyor. Uzmana göre AKP Alevilik’i dini açıdan ele alamadığı sürece uzlaşma olması mümkün değil.
Alevi önderleri ise hükümetin taleplerine karşılık vermemesini sert şekilde eleştirdi. Aleviler demokrasi paketinin öncesinde de hükümetin Suriye ile ilgili yorumlarından rahatsızdı.
Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği başkanı Ali Kenanoğlu, Erdoğan’ın Suriye ile ilgili konuşmalarında Beşar Esat’ı Alevi olarak nitelendirmesinin Türkiye’de Aleviler’in Suriye’deki katliamdan sorumlu olduğu gibi bir izlenim yarattığını ve ülkede Sünniler'le Aleviler arasında zaten gergin olan ilişkileri daha da gerdiğini söylüyor.
Geçtiğimiz aylarda ülkenin farklı yerlerinde Aleviler ve güvenlik güçleri arasında yer yer çatışmalar meydana geldi. Bazı hükümet üyeleri cemevlerinin ibadethane olarak belirlenmesine destek verirken diğerleri ise buna şiddetle karşı çıkıyor.
Milliyet gazetesi yazarı Kadri Gürsel ülkede mezhepsel gerilimin yükseldiğini ve özellikle Hatay, Ankara ve İstanbul’da, Aleviler’in yer yer ayaklandığını belirtiyor. Gürsel’e göre ülkede Aleviler arasında derin bir hoşnutsuzluk var.
Alevi önderleri gelecek ay İstanbul’da toplu gösteri çağrısında bulunurken hükümet de Alevi haklarını inceleme sözü verdi. Ancak hükümetin iki yıl önce tamamladığı bir incelemenin önerileri henüz hayata geçirilmedi. Uzmanlar 18 ay sonraki seçimler nedeniyle seçim dönemine giren Türkiye’de Erdoğan’ın Aleviler’le ilgili reform yapma konusunda isteksiz olabileceğini belirtiyor.