Humus için savaşan gruplar Şam'a ilerliyor, Esat'ın yönetimi tehlikede

Muhalif gruplar ilerleyişini sürdürüyor.

Suriyeli gruplar Cumartesi günü kilit şehir Humus'un kontrolü için hükümet güçleriyle savaştı ve ülke genelinde cephe hatları çökerken başkent Şam'a doğru ilerleyerek Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat'ın 24 yıllık iktidarına yönelik tehdidi arttırdı.

Muhalif grupların bir hafta önce Halep'e girip diğer bir dizi büyük şehri ele geçirmesi ve isyanın uzun süredir bitmiş gibi göründüğü yerlerde ayaklanmasıyla hükümetin savunması hızla çöktü.

Stratejik açıdan hayati öneme sahip Humus ve başkent Şam'a yönelik tehditler, Esat'ın Suriye'de on yıllardır süren iktidarına ve bölgedeki başlıca destekçisi İran'ın buradaki nüfuzunun devamına yönelik varoluşsal bir tehdit oluşturuyor.

Bir isyancı komutan, isyancıların bir ordu kampını ve şehir dışındaki köyleri kontrol altına aldıklarını söyledi. Devlet televizyonu ise isyancıların Humus'un içine girmediklerini ancak şehrin dış mahallelerinde olduklarını ve ordunun onları topçu ateşi ve insansız hava araçlarıyla vurduğunu bildirdi.

Muhalif gruplar 24 saat içinde güneybatının neredeyse tamamını ele geçirdiklerini ve hükümet güçleri geri çekilirken Şam'ın 30 kilometre yakınına kadar ilerlediklerini iddia etti.

Muhalif gruplar başkent Şam'a doğru ilerliyor.

Başkentte bir ayaklanma olasılığının altını çizen protestocular, Şam'ın çeşitli banliyölerinde sokaklara döküldü, Esat posterlerini yırttı ve babası eski Başkan Hafız Esat'ın bir heykelini ordu ya da polisin müdahalesi olmadan yıktı.

Bölge sakinleri, protesto gösterilerine, sivil kıyafetlerini giyip ordudan firar eden askerlerin de katıldığını söylüyor. Ancak devlet haber ajansı, Esat'ın Şam'da kaldığını ve ordunun başkent ve güney çevresinde takviye yaptığını bildirdi. Olayların hızı Arap başkentlerini de hazırlıksız yakaladı ve yeni bir bölgesel istikrarsızlık dalgası korkularını arttırdı.

2011'de Esat yönetimine karşı bir ayaklanma olarak patlak veren Suriye'deki iç savaş, büyük dış güçleri de içine çekmiş, cihatçı militanların dünya çapında saldırılar planlaması için alan yaratmış ve milyonlarca mülteciyi komşu ülkelere göndermişti.

Esat, isyancıları bastırmak için uzun zamandır müttefiklerine güveniyordu; Rus savaş uçakları isyancıları bombalarken, İran da Suriye ordusunu desteklemek ve isyancıların kalelerine saldırmak için Lübnan Hizbullahı ve Iraklı milisler dahil olmak üzere müttefik güçler gönderdi.

Ancak Rusya'nın 2022'den bu yana Ukrayna'daki savaşa odaklanmış olması ve Hizbullah'ın İsrail'le girdiği zorlu savaşta büyük kayıplar vermesi, kendisinin ve İran'ın Esat'ı destekleme kabiliyetini önemli ölçüde sınırladı. ABD'de başkan seçilen Donald Trump ise, ABD'nin çatışmaya dahil olmaması ve olayları “kendi haline bırakması” gerektiğini söyledi.

Rusya, İran ve Türkiye’nin rolü

Rusya, İran ve Türkiye'nin dışişleri bakanları Cumartesi günü biraraya gelerek Suriye'nin toprak bütünlüğünün önemi ve siyasi sürecin yeniden başlatılması konusunda mutabık kaldıklarını açıkladılar. Ancak Suriye'deki durum her geçen saat değişirken somut bir adım üzerinde anlaştıklarına dair bir işaret gelmedi.

Rusya'nın Suriye'de bir deniz üssü ve hava üssü bulunuyor ve bunlar sadece Esat'a verdiği destek açısından değil, aynı zamanda Akdeniz ve Afrika'da nüfuzunu yayma kabiliyeti açısından da önem taşıyor.

İlgili Haberler Doha’da Suriye’deki gelişmeler sonrası Astana formatında acil zirve

Moskova hükümet güçlerini yoğun hava saldırılarıyla destekliyor ancak bu kampanyayı şu an kolayca hızlandırıp hızlandıramayacağı net değil.

İran, Suriye'ye güç göndermeyi düşünebileceğini söyledi ancak herhangi bir acil ek yardımın muhtemelen Hizbullah ve Iraklı milislere bağlı olması bekleniyor. Batılı yetkililer, Lübnanlı grubun Cuma günü Humus'a bazı “denetleyici güçler” gönderdiğini ancak önemli bir konuşlanmanın İsrail hava saldırılarına maruz kalma riski taşıyacağını söyledi.

İran destekli Iraklı milisler, birçoğu sınıra yakın bölgelerde toplanmış binlerce ağır silahlı savaşçının Suriye'ye konuşlanmaya hazır olması nedeniyle alarm durumunda. Bir hükümet sözcüsü Cuma günü yaptığı açıklamada Irak'ın Suriye'ye askeri müdahalede bulunmak istemediğini söyledi. İngiltere, Esat'ı herhangi bir kimyasal silah kullanımının kırmızı çizgi olduğu ve “uygun eylem” ile karşılanacağı konusunda uyardı.

Başkent ile Akdeniz arasında önemli bir kavşak noktası olan Humus'un ele geçirilmesi Şam'ı, Esat'ın azınlık Alevi mezhebinin kıyıdaki kalesinden ve Rusya'nın hava ve deniz üssünden koparması anlamına gelecek. Güneyde ise hükümet kontrolünün hızla çökmesi, Esat'ın iktidar merkezi olan başkente yönelik ortak bir saldırıya olanak sağlayabilir.

Suriye lideri Esat'ın Şam'da olup olmadığı net olarak bilinmiyor.

Suriye ordusundan bir yetkili, Suriye ordusunun yeniden toparlanmak için Şam'a 30 kilometre mesafedeki Saasa'ya kadar geri çekildiğini söyledi. Saldıraların baş aktörü konumundaki Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) örgütü de Suriye'deki hükümet, uluslararası ve Birleşmiş Milletler ofislerini koruyacaklarını açıkladı.

Irak sınır kasabası El Kaem'in belediye başkanı, hükümet güçlerinin doğudaki çöküşünün bir işareti olarak, yaklaşık 2 bin Suriyeli askerin sığınmak için sınırı geçerek Irak'a girdiğini belirtti.

Suriyeli Kürt gruplar da Cuma günü Deyr el-Zor'un doğusunu ele geçirerek Esat'ın Irak'taki müttefikleriyle olan kara bağlantısını tehlikeye atmıştı.