İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir süre önce görevden alınarak yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk’ü evinde ziyaret etti.
İmamoğlu, son günlerde Kürt meselesinin çözümüne yönelik tartışmalarla ilgili soruya, “Bir elle el sıkılırken, öbür el arkada yumruk sıkılmış bekletiliyor, gerektiğinde de yumruk atılıyor. Ben de diyorum ki, buradan sesleniyorum: İki elinizi de gösterin” diyerek yanıt verdi.
Görevden alınarak yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk’le dayanışmak üzere kente gelen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu, Mardin Havaalanı’nda Türk karşıladı.
Karşılamaya Türk’le birlikte Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) üyesi belediye başkanları da katıldı.
İmamoğlu ve beraberindekiler karşılamanın ardından Türk’ün Derik ilçesindeki evine geçti. Birlikte yemek yiyen belediye başkanları, yaklaşık üç saat baş başa görüştü. Türk ve İmamoğlu yemeğin ardından kameraların karşısına geçti.
İlk söz alan Türk, kayyum siyasetiyle Türkiye’nin demokrasiye kavuşmasının imkânsız olduğunu söyledi. Barışçıl, kucaklayıcı bir sürecin gelişmesini arzu ettiklerini ifade eden Türk, “Adaletsizliğin, eşitsizliğin ortadan kalktığı bir sürecin gelişmesi gerek. Hepimiz, demokrasiye inananlar, bunun çabası içindeyiz. İnanıyorum ki, çok kısa bir sürede, bu ülkeye demokrasi gelir, halklarımız kucaklaşır, ötekileştirilen politikalardan vazgeçilir; adaletin ve eşitliğin olduğu bir düzen sağlanmış olur. Şunu da eklemek istiyorum: Belki bu biraz kişisel bir şey. Burası evim. Herkese açık. Halil İbrahim sofrası. Gönlünde barış yatan, bu ülkede kucaklaşmayı, kardeşliği esas alan herkesi misafir etmek istiyorum” dedi.
Daha sonra söz alan İmamoğlu ise yerel yönetimlerin yaşadığı sıkıntılara vurgu yaptı. Yerel yönetimlerin yetkilerinin kısıtlandığına dikkat çeken İmamoğlu, hükümetin bu sorunları çözmek yerine kayyum atamayı tercih ettiğini söyledi. İmamoğlu, insanların ülkeye inancının azaldığını savundu ve “Ne yazık ki Cumhuriyetimizin 101. yıldönümünde, yani ikinci yüzyılına güçlü bir adım atalım derken daha ilk günlerinde, biz kayyumu konuşuyoruz. Yani seçme seçilme hakkının gasp edilmesini konuşuyoruz. Seçme seçilme hakkının yok sayılmasını konuşuyoruz. İnsanlarımızın yetkileri elinden alındığında, gerçekten bu ülkeye olan inancı azalıyor ve en fazla da bu ülkenin çocuklarını ve gençlerini etkiliyoruz. Onlar, geleceğe umutla bakmakta sıkıntı çekiyorlar” diye konuştu.
Kayyumu konuşmaktan mahcup olduklarını dile getiren İmamoğlu, şöyle devam etti: “Biz burada gururla, daha güçlü bir demokrasiyi, daha güçlü bir birlikteliği anlatacağımız yerde, bugün burada, gerçekten TBB Başkanı olarak, büyük bir mahcubiyetle kayyumu konuşuyoruz ve kayyuma karşı duruşumuzu, direncimizi, milletimizin seçme ve seçilme hakkının varlığını konuşuyoruz. Bu, gerçekten üzüntü verici bir durumdur. Başımızı öne eğen bir durumdur. Bizi mahcup eden bir durumdur. Türkiye Cumhuriyeti devletimizi, milletimizi, dünyaya ne yazık ki itibar noktasında kayba uğratan bir durumdur. İşte bütün bunlardan sıyrılmak adına, biz, bugün bir dayanışma içerisindeyiz”
İmamoğlu “Kayyum atama şekli hukuksuz”
İmamoğlu, kayyum atamalarının ardından siyasi partilerle yaptığı görüşmeye değindi.
Siyasi partilerin kayyumlar konusunda hem fikir olduklarını ifade eden İmamoğlu, “Biz 10 siyasi partinin genel başkanından, bu uygulamanın hukuksuzluğuna dair, bu uygulamanın kötü olduğuna dair ve demokratik olmadığına dair, ‘Aynı fikirde olmasam da, hatta seçilmesin diye mücadele etmiş olsam da, ama Esenyurt ama diğer şehirlerde yapılan bu uygulamanın hukuksuz bir uygulama olduğunu, aşama aşama hukuksuzluğun işletildiğini, kayyum atama şekli hukuksuz, kayyum atama biçimi hukuksuz, İstanbul’da yapılan tutuklama uygulamaları hukuksuz, aynı zamanda meclisin de yok sayılması, ayrı bir hukuksuzluk. Oranın da temsil edilmesine fırsat verilmesi ayrı bir hukuksuzluk’ şeklinde aynı dil ile hukuku savunmaları, demokrasiyi savunmaları değerlidir” şeklinde konuştu.
İmamoğlu: “Kayyumu savunanlar en fazla yüzde 20-25”
İmamoğlu, iktidar mensuplarının da kayyum uygulaması nedeniyle mahcubiyet yaşadığını savunarak, Türkiye’de kayyum uygulamalarını savunanların oranın yüzde 20-25 arasında olduğunu söyledi.
Fanatiklerin kayyumu savunduklarını anlatan İmamoğlu, “O partide siyaset yapan, vekillik yapan, bir kısım insanların, fanatik düşünen insanların dışında, büyük bir mahcubiyet duyduklarını görüyorum. Dolayısıyla buradan iddia ediyorum ki; belki de siyasi saiklerle konuya tam hâkim olmadan bu süreci destekleyen, bu ülkede en fazla yüzde 20-25 insan vardır. Bu konuyu anladığında, bu konuyu hissettiğinde, hiçbir zaman yüzde 5’in, 10’un üstüne çıkmayacak taraf bulacaktır bu” dedi.
“Kötü söz sahibine aittir”
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu’na Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yerlerine kayyum atanan belediye başkanları için kullandığı "Seçilmiş başkanlar değil, örgütün atadığı ne idüğü belirsiz tipler" sözü soruldu. İmamoğlu bu soruya “Kötü söz sahibine aittir. Ne diyeyim? Allah yardımcıları olsun. Allah akıl versin” yanıtını verdi.
İmamoğlu’na, kayyum atamalarından sonra CHP'li belediyelere soruşturma açılmasının, kendisini engellemeye yönelik olduğu yorumu soruldu. “Yapılan her kötülük, tersine tepmiştir” diyerek konuşmaya başlayan İmamoğlu, “Bunu, bu ülkede şu anda en iyi Sayın Cumhurbaşkanı bilir. Başka adres aramaya gerek yok. Onun için kendine yapılmasını istemediğini, başkasına yapma. Yani bu ülkede, şu anda bütün bu kötü dedikoduların sahibi de bir avuç insan” şeklinde cevap verdi.
İmamoğlu: “Bir elle el sıkılırken, öbür el arkada yumruk sıkılmış bekletiliyor, gerektiğinde de yumruk atılıyor”
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Partili milletvekilleriyle tokalaşması, Abdullah Öcalan'ı Meclis’e çağırması ile başlayan çözüm süreci tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine de İmamoğlu, “Önce şunu söyleyeyim: Söylediğiniz adımların tamamıyla ilgili, hiçbir fikre sahip değiliz. Yani kendi adıma değilim. Siyasi partim adına değiliz. Yani olsa, Genel Başkanımız en azından bir bölümünü bizlerle paylaşır. Bilgi sahibi olmadığım bir şeyde, niyet okuması da yapamam, yapmam. Öyle bir huyum da yok. Ama bugüne dair atılan adımlara baktığımızda, en azından ittifak olarak bütüncül olarak baktığımızda, bir elle el sıkılırken, öbür el arkada yumruk sıkılmış bekletiliyor, gerektiğinde de yumruk atılıyor. Ben de diyorum ki, buradan sesleniyorum: İki elinizi de gösterin kardeşim. Ne yapmak istediğinizi, millete anlatın. Bu işler gizli saklı olmaz. Milletin birliği ve bütünlüğü için, milletin tümüyle bu ülkenin sorunlarına çözüm aranır. Temennimiz odur” değerlendirmesini yaptı.
İmamoğlu ve beraberindekiler daha sonra eski Mardin’deki Cumhuriyet Meydanı’nda esnafı ziyaret ederek, vatandaşlarla sohbet etti.
Ziyaret sırasında Türk, İmamoğlu’na tesbih hediye etti. Daha sonra Deyrul Zaferan Manastırı’na geçen İmamoğlu’nu manastır girişinde Metropolitan Saliba Özmen karşıladı. Özmen, İmamoğlu ve beraberindekilere manastırı gezdirdi.
İlgili Haberler CHP, İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediyelerine yönelik soruşturmalara tepkili