IKBY Başkan Yardımcısı ve KYB Genel Sekreter Yardımcısı Kosret Resul, bugün yayınladığı bir açıklamada isim vermeden KYB içinden bir kesime yönelik suçlamalarda bulundu. Açıklamada, “KYB yolundan çıkan bazı kişilerin, parti liderliğine başvurmadan şahsi kazançlar uğruna, işgalcilerin sızmasına neden olduğu” suçlamaları yer aldı. KYB içinden bir kesimin Haşdi Şaabi ile anlaştığı ve bu nedenle peşmergenin çekildiği yönündeki iddialara atıfta bulunulan açıklamadaki, “Kerkük ve Tuzhurmatu başta olmak üzere, milletimizin maddi ve manevi kayıplarının sorumluluğu KYB'nin içindeki olgunlaşmamış kişilerin boynunadır” ifadeleri dikkat çekti.
Yine KYB’nin önemli isimlerinden biri olan Politbüro sorumlusu Mele Bahtiyar da yaptığı açıklamada, “KYB’nin içindeki bazı şahıslardan dolayı partinin hiçbir toplantısına katılmayacağını” duyurdu. KYB içindeki durum normalleşene kadar partiye dönmeyeceğini belirten Bahtiyar açıklamasında, “Hiçbir şahıs ya da aile, parti organlarının yerine karar veremez. KYB içinde ayrışmaya ve Kürdistan Bölgesi’nin iki idare olarak yönetilmesine karşıyım” dedi.
Goran (Değişim Hareketi) ise, IKBY üst yönetimine istifa çağrısı yaptığı duyurusunda geçiş hükümeti kurulmasını talep etti.
Geçmişte KDP ve KYB arasında silahlı çatışmaların da olduğu göz önüne alındığında “KYB bölünüyor mu” ve “KDP-KYB gerginliği bir kez daha çatışmaya dönüşür mü?” soruları yeniden gündeme geldi.
Ahi Evran Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Serhat Erkmen, siyasi taraflar arasındaki gerginliğin yeni bir parlamento ve uzlaşma ile oluşturulacak bir hükümetin kurulması ile yatışabileceğini söyledi.
IKBY’den yapılan açıklamada 1 Kasım’da yapılması planlanan başkanlık ve parlamento seçimleri için yürütülen hazırlıkların durdurulduğu duyuruldu. Seçimlerin hangi tarihe ertelendiği ise henüz belirsiz.
Seçimlerin yapılmaması halinde Goran başta olmak üzere siyasi hareketlerin gösteriler yapmaya başlayabileceğini söyleyen Erkmen, “Sadece Süleymaniye’de değil, Erbil’de de tansiyonun artma ihtimalini yüksek görüyorum. Bunun silahlı çatışmaya dönüşeceğini düşünmüyorum” diye konuştu.
KYB içindeki anlaşmazlıkların 2000’li yılların ortalarından beri devam ettiğini hatırlatan Erkmen, partinin önemli isimlerinden Kosret Resul’ün bir süredir KDP ile yakın ilişkilerinin olduğunu söyledi. Berhem Salih’in de referandum sürecinde KYB’den ayrılıp kendi partisini kurmaya çalıştığını anlatan Erkmen, “KYB gittikçe aile partisine dönüşmeye başlıyor, aynı KDP gibi. Bence eğer KYB Erbil’deki tabanını ikna edemezse bu süreçten zayıflayarak çıkacaktır. Ama Kerkük’teki etkinliğini sürdürmeyi başarırsa askeri anlamda da siyasi anlamda da gücünü koruyacaktır” dedi.
Kerkük dahil statüsü tartışmalı bölgelere ilişkin bütün tarafları kapsayacak bir uzlaşma sağlanması gerektiğini belirten Erkmen, bunun sağlanmaması halinde tartışmaların çatışmaya dönüşebileceği uyarısını yaptı.
Erkmen, “Tartışmalı bölgelerin BM’nin tekrar dahil olması ile Irak anayasası çerçevesinde, gerekirse yeni maddelerin eklenmesi ile çözülmesi gerekiyor. IŞİD ortaya çıktığında da, ortadan kaldırıldığında da uzlaşmazlığın en çok o bölgelerde yoğunlaştığını gördük. Artık hem tartışmalı bölgelerde yaşayan insanların isteklerini dikkate alan hem de merkezi yönetim ile federal bölge arasındaki tansiyonu düşürecek bir takım pazarlıkları içeren bir çözüm bulunması gerekiyor” dedi.
Peşmerge güçleri Kerkük’ten çekildiği sürece ABD’nin sessiz kaldığını hatırlatan Erkmen, sürecin IKBY’nin federal bölge statüsünü ortadan kaldırmaya yönelik siyasi veya askeri hal alması halinde ABD’nin müdahale edebileceğini belirtti.
Kerkük'ün Gölgesinde Kalan Şengal
Statüsü tartışmalı bölgeler arasında petrol zengini olması nedeniyle Kerkük öne çıksa da Suriye sınırındaki Şengal de stratejik açıdan önemli bir nokta. Peşmergenin çekildiği Şengal’e ilişkin bazı senaryolar konuşulmaya başlandı bile.
Erkmen, Şengal’e peşmergeden sonra kimin yerleşeceğinin önemli olduğunu belirterek, “Eğer Irak ordusu yerleşirse Türkiye’nin buna önemli bir itiraz yapacağını düşünmüyorum. Ama peşmergenin çekildiği yere PKK veya ona yakın güçler konuşlanacak olursa o zaman Türkiye daha hassas olabilir” dedi.
Öte yandan Şengal’in Suriye’ye açılması nedeniyle bölgeye Haşdi Şaabi’nin yerleşmesi ihtimalinden de İsrail’in rahatsız olabileceği belirtiliyor. Erkmen, bu bölgeye Haşdi Şaabi’nin yerleşmesi halinde İran’ın, kendi topraklarından Suriye içlerine kadar kesintisiz bir hat elde edeceğini hatırlatarak, “Bu da Hizbullah’a doğrudan kara bağlantısının yeniden sağlanması demek. İsrail sanırım Hizbullah ve İran’ın Suriye’deki etkinliğinin daha da artması olasılığından rahatsızlık duyuyor. Açıkçası İsrail açısından Hizbullah’ın kayıplarını telafi etmesi bağlamında bu durum endişe yaratabilir” diye konuştu.
Erkmen, Bağdat Hükümeti ve ABD’nin IKBY’ye yönelik tavrının değişip değişmeyeceğine ilişkin sorumuza şöyle yanıt verdi;
“Bağdat’ta yapılması beklenen parlamento seçimi gerçekleşmesi halinde, bize Bağdat’taki yeni siyaset hakkında çok ciddi fikirler verecek. Ben eski siyasi figürlerin önemini kaybedeceğini, milislerin siyasette çok önemli rol oynayacağını ve vilayetler bazında bakıldığında eski milis liderlerinin veya Haşdi Şaabi’nin içinde ün ve destek kazananların parlamentoya gireceğini ve bunların siyaseti ciddi anlamda etkileyeceğini düşünüyorum. Bu seçime kuzeydeki (IKBY) partiler de dahil olursa bunun sonucunda ortaya çıkacak geniş çaplı, işlevsel bir hükümetin tansiyonu biraz düşüreceğine inanıyorum. Ama eğer hem seçim yapılmaz ya da seçim sonucunda işlevsel bir uzlaşı hükümet kurulmazsa, Kürtler hükümet dışında bırakılırsa bunun hem ABD’nin ve Avrupa ülkelerinin tepkisini alacağını ve hem de Irak’ı içinden çıkılmaz bir hale sokacağını düşünüyorum.”