İmamoğlu Cezaları Onanırsa Siyasi Yasaklı Olacak

İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi, bugün dokuzuncu celsesi görülen davada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu Türk Ceza Kanunu’nun hakareti düzenleyen 215’inci maddesinin üçüncü ve beşinci fıkralarından 2 yıl 7 ay 15 gün hapse mahkum etti.

Kararda beşinci fıkraya atıf olması ile ilgili kimi hukukçular, “onama için Yargıtay’ın ilgili dairesinin devreye girmeyeceği’’ yorumunda bulundu. Ancak İmamoğlu’nun avukatlarından Gökhan Günaydın, kararın kesinleşmesi için Yargıtay’ı da içeren hukuki sürecin tamamlanması gerektiğini söyledi.

Kararı VOA Türkçe’ye değerlendiren Günaydın, “Bundan sonra bu kararı istinafa götüreceğiz. Burada onama olursa temyiz yolu açık. Sonrasında Yargıtay safhası olacak. Burada hiçbir tereddüt yok. Normal şartlarda bu sürecin kısa sürede bitmesi çok mümkün değil; teamüllere baktığımızda en az iki yıllık bir süreç olmalı” dedi.

Murat Ongun: “Sayın Bakan'a ‘çok mu ağır konuştunuz?’’ diye sordum. İmamoğlu da ‘az bile konuştum’ dedi

Duruşma bugün, Önceki duruşmada savunma avukatlarının talebi olan reddi hakim talebinin geri çevrilmesiyle başladı. Hakim daha sonra bir önceki duruşmada reddettiği savunmanın yeni tanık dinleme talebini kabul etti.

İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun beyanında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı hakkında açılan davaya konu olan sözlerin Yüksek Seçim Kurulu üyelerine değil İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik olduğunu söyledi.

Ongun, “Olayın olduğu gün başkanımızla bir aradaydık. Gazeteci arkadaşlar sordukları soruda İçişleri Bakanı'nı işaret ettiler. Başkanımız da verdiği yanıtta 'Lafa bakarım...' diye devam eden cümleyi kurdu. Açıklamanın ardından binanın içine girerken ben kendisine 'Acaba Sayın Bakan'a çok mu ağır konuştunuz?' diye sordum. O da 'az bile konuştum' dedi. Bu olayın olduğu tarihten önce ya da sonra, hatta seçimlerin iptal edildiği 6 Mayıs tarihinde Ekrem İmamoğlu'ndan YSK üyeleri hakkında herhangi bir olumsuz söz duymadım. Bütün açıklamalar siyasi kişiler içindir” dedi.

İlgili Haberler “İmamoğlu Kararı Hukuki Değil Siyasi”

Ongun’dan sonra tanık ifadesini veren İmamoğlu’nun kampanya direktörü Necati Özkan da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın İçişleri Bakanı’nı sözleriyle hedef aldığını dile getirdi.

Uzmanların hazırladığı mütalaa okundu, Soylu’nun sözleri dinlendi

Daha sonra savunma avukatları mahkemeden yeni Türk Ceza Kanunu’nu yazan ekipte bulunan hukuk profesörleri Adem Sözüer ve İzzet Ergenç ile Profesör Ahmet Gökçen’den aldıkları hukuki mütalaanın okunmasını istediler.

Hukukçuların cezalandırmaya yer olmadığını dile getirdikleri metin mahkeme tarafından okundu. Dosyada yer alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İmamoğlu’nun sözlerine verdiği yanıt da savunma avukatlarının talebi üzerine mahkeme tarafından salona dinlettirildi. Savunma avukatları İçişleri Bakanı’nın mahkemede dinlenmesini ve savunma için ek süre talebinde bulundu.

Mahkeme başkanı savunma avukatlarının ek süre talebini reddetti

Mahkeme başkanı, savunma avukatlarının yeni tanık ifadeleri kapsamında talep ettikleri ek süreyi, duruşmayı uzatma amacı güttüğü gerekçesiyle reddetti. İçişleri Bakanı’nın açıklamalarının dinlenmesi nedeniyle mahkemeye çağrılmasına gerek olmadığını söyleyen hakim, savcıya esas hakkındaki mütalaasını sordu.

Savcı, dördüncü duruşmada açıkladığı, bir önceki duruşmada tekrar ettiği mütalaasını yineledi ve İmamoğlu hakkında 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası talep etti.

Bunun üzerine hakim savunma avukatlarına hüküm vermeden önce son savunmalarını yapmak üzere üç saat süre vererek, duruşmaya saat 16’a kadar ara verdi.

Kaftancıoğlu: “Bu ülkeye, 85 milyon adına adaleti getireceğiz”

Bu sırada Ekrem İmamoğlu vatandaşları Saraçhane’deki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın önüne davet etti.

Your browser doesn’t support HTML5

İmamoğlu'na Hapis Cezası ve Siyaset Yasağı

Genel başkan yardımcıları Seyit Torun, Muharrem Erkek, Yüksek Taşkın ve TBMM Grup Başkanvekili Engin Altay ile birlikte duruşmayı takip eden CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da Kartal’da partilere yaptığı konuşmada bu karara destek verdi.

Kaftancıoğlu, “Ne kadar ahmakça bir dava olduğunu söylemeye gerek yok, bütün iddialar, bütün söylenenler somut ve belgeli şekilde defalarca çürütülmesine rağmen, her şey ortadayken avukatların hiçbir talebi kabul edilmeden bugün davada karar verilmek üzere 16.00'a kadar ara verildi. Biz bugün mahkemede olurken, sizleri Saraçhane'ye Ekrem Başkan'ın yanına yolluyoruz. Bütün İstanbulluları Ekrem Başkanımızın yanına davet ediyoruz. Biz de burada davanın kararı çıkar çıkmaz sizlerin yanına geleceğiz. Hep buradayız, hep adaletin yanındayız ve genel başkanımızın ifade ettiği gibi, bu ülkeye, 85 milyon adına adaleti getireceğiz” dedi.

Günaydın: “Türkiye’nin geleceğini de kendi dar çıkarları etrafında şekillendirme hevesindeler”

Duruşmaya verilen aradan sonra İmamoğlu’nun avukatlarından üçü Sercan Polat, Turhan Taşkın Özer ve Gökhan Günaydın savunmalarını yaptılar.

Tüm avukatlar beraat talep ederken Gökhan Günaydın son savunmasında kamuoyunun karar beklediği Haziran ayındaki duruşmada tanıkların dinlenmesi yönünde karar veren ve sonrasında yaz kararnamesiyle Samsun’a gönderilen Hüseyin Zengin ile ilgili iddiaları gündeme taşıdı.

Günaydın, “İddianameyi kabul eden ve davayı beşinci celseye kadar yürüten hakimin, 2022 Yaz Kararnamesi ile, kendi talebi olmaksızın ve hatta kendi rızası hilafına Karadeniz’e tayin edilmesi, açıkça doğal hakim ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Köşe yazılarından öğrendiğimize göre, davanın eski hakimi, İmamoğlu’na hapis cezası ve siyasi yasak vermesi durumunda ödüllendirileceği, aksi durumda cezalandırılacağına yönelik söylemlere muhatap olmuş, buna karşın ceza vermek yerine tevsii tahkikat taleplerimizi kabul etmesi üzerine tayini çıkarılmıştır. Bu iddialar, HSK tarafından soruşturulmalı, kamuoyunun vicdanı tatmin edilmelidir. İmamoğlu’nu hapsederek, siyasetten yasaklayarak yalnız İstanbul’un değil, Türkiye’nin geleceğini de kendi dar çıkarları etrafında şekillendirme hevesindedirler. Yargı, onların bu kötü niyetlerinin bir aracı olacak mıdır, olmayacak mıdır? İşte bu davanın özü budur. Emile Zola’nın dediği gibi, gerçek yürüyor, onu hiçbir şey durduramaz” dedi.

Avukat Kemal Polat da protesto için son savunmasını yapmayacağını söyleyerek, “umarım beni mahcup edersiniz” dedi.

Bu sözlerin ardında 15 dakika hüküm arası veren mahkeme sonrasında kararını açıkladı.