Irak'ta Mahkemelerin Toplu IŞİD Yargılamalarına Eleştiri

Musul'un kuzeyinde küçük bir mahkeme salonunda diğer sanıklar gibi 27 yaşındaki Muhammed Dawd da yüzü duvara dönük biçimde yerde oturuyor.

Kimi tutukluların elleri bağlı, ama Dawd'ınkiler değil. İçlerinden biri dua ediyor. Musul bir süre önce IŞİD'in Irak'taki en sağlam kalelerinden biriydi. Kentte şu anda 4 binden fazla zanlı, terör suçlamasıyla yargılanıyor.

İnsan hakları örgütleri, Irak'taki mahkemeleri, tutukluları çoğunlukla ölüm cezası taşıyan genel yasalar altında, kitleler halinde yargılamakla suçluyor. Ancak yetkililer, gözaltında binlerce kişi olduğunu, ellerindeki kısıtlı kaynaklarla suçluları cezalandırmak, masumlarıysa salıvermek için ellerinden geleni yaptıklarını söylüyor.

IŞİD, Irak ve Suriye'deki topraklarının neredeyse tamamını kaybetti. Ancak Yargıç Ra'ad Hamid Hüseyin, saldırıların devam ettiğini ve kısa süre önce bir savaş alanı olan bölgede hala onbinlerce militanın elini kolunu sallayarak gezdiğini belirtiyor.

Önlerinde birçok zorluk olduğuna dikkat çeken Hüseyin, ”Bazen zanlılar sahte isim kullanıyor” diyor.

Tipik bir vaka

Dawd'ın davası, o gün görülen dört davadan biri. Duruşma yarım saatten az sürüyor. Yargıçlar, aylarca süren soruşturmaları hızlı duruşmaların izlediğini söylüyor. Diğer birçok sanık gibi Dawd da sorgulama sırasında işkence gördüğünü ve işlemediği suçları itiraf etmeye zorlandığını öne sürüyor.

Dawd, siyah cübbeli üç yargıca, ölümle tehdit edildiğini söylüyor.

Ramadi ve Musul'da ayda 225 dolar maaş karşılığında IŞİD için savaşmakla suçlanan Dawd'ın ne kendisi ne de avukatları savunma yapıyor. İtirafı okuyan yargıç, Dawd'ın yanıt vermesini istiyor.

Yargıç Cemal Dawd Sincari, ”Soruşturmayı yapan yargıç seni tanımasaydı neden bu kadar çok ayrıntı uydururdu?” diye soruyor.

İtiraf bir kez daha kayıtlara geçiyor ve Dawd'ın avukatı, müvekkilinin delil yetersizliğinden serbest bırakılmasını talep ediyor. Duruşma salonu boşaltılıyor.

Ceza

Kazağı, sarı renkli kirli hapishane tulumundan sarkan Dawd, yüzü duvara dönük çelimsiz tutukluların yanında güçlü ve zinde duruyor.

Gardiyanlar, on dakika beklemeden sonra avukatlarını, birkaç izleyiciyi ve Dawd'ı, yargıcın kararı okuyacağı mahkeme salonuna getiriyor. Yargıç, Dawd'ı ölüm cezasına çarptırdığını söylüyor.

O gün ölüm cezasına çarptırılan ikinci mahkum olan Dawd, şaşırmış ya da korkmuş olsa bile duyguları yüzüne yansıtmıyor. Ölüm cezası aldığını öğrenen diğer mahkum da sakin görünüyor.

Yargıç Sincari, mahkumların birçok çatışmaya tanık olduğunu, yüreklerinin artık öldüğünü ve yargıçtan ne duyacaklarını nasıl olsa bildiklerini söylüyor.

Yargıç, Dawd'ın davasının temyiz için Bağdat'a gönderileceğini, otuz yargıçtan oluşan bir kurul tarafından değerlendirileceğini ve Irak terörle mücadele yasaları çerçevesinde cezanın onaylanabileceğini, iptal edilebileceğini ya da on ila 15 yıllık hapis cezasına indirilebileceğini söylüyor. Dawd, bir gardiyan tarafından duruşma salonundan aceleyle çıkarılıyor.

IŞİD'e sadece üye olanlar da cezalandırılıyor

Birleşmiş Milletler, Irak'ta ölüm cezası uygulamalarını genelde kınayan açıklamalar yapıyor. Örgüt, geçtiğimiz sonbaharda hüküm giyen militanların topluca ölüm cezasına çarptırılmaları konusunda, ”Irak'taki hukuk sistemi, ölüm cezası infazlarına izin verilemeyecek kadar sorunludur” şeklinde bir açıklama yaptı.

İnsan Hakları Gözlem Örgütü, Irak'ın terör yasalarının zanlıları sadece IŞİD üyesi olmaları nedeniyle cezalandırmaya yettiğini, bu nedenle şiddet eylemlerine karışmayanların da orantısız bir biçimde cezalandırılabildiğini kaydediyor.

Yasaları savunan yargıç Sincari, ”IŞİD lideri, tüm üyelerine, Irak Ordusu yaklaştığında savaşma emri verdi. Örgüte bağlılık yemini edenler savaştı” şeklinde konuşuyor.

29 yaşındaki eski tıp öğrencisi Muhammed Hani ise IŞİD militanlarının bilgisayarlarını tamir etmekle suçlanıyor. Hani, itirafa zorlanıp zorlanmadığıyla ilgili bir açıklama yapmıyor.

Hani, ”Militanlar bilgisayarlarını dükkanıma getirdi, üçünü tamir ettim. Onlara hayır diyemedim. Bir ay sonra bir gün dükkanı kapattıktan sonra zorla içeri girmişler. Hemen herşeyi çaldılar, dükkanı da havaya uçurdular” diyor.

Yargıç, IŞİD'den önce de bir bilgisayar dükkanı olduğu için Hani'nin örgüt üyesi olup olmadığına dair bir kanıt bulunmadığını, bu nedenle serbest bırakılacağını söylüyor.

Bundan iki gün sonraki bir duruşmada bir başka sanık, IŞİD yönetimine bağlı olarak trafik polisliği yapmaktan suçlu bulunup 15 yıl hapis cezası aldı. Yargıç, IŞİD'den önce de bu işi yapmadığı için sanığın IŞİD üyesi olduğuna karar verdi.

Yargıç Sincari’ye göre, çok şaşırdığı görülen ve karara karşı çıkmaya çalışan sanık, 30 gün içinde temyiz başvurusu yapabilecek.