20 Mart 2003’te Amerika’nın başını çektiği çokuluslu koalisyon, Saddam Hüseyin’i devirmek üzere bu ülkeye girdi. 2003 yılında Saddam Hüseyin’in devrilmesiyle birlikte başlayan karmaşa ülkeyi derinden sarstı.
Zaman zaman Amerika ve koalisyon askerlerine saldırılar, zaman zaman El Kaide ve IŞİD benzeri terör örgütlerinin saldırıları nedeniyle, Irak’ta şehirler kan gölüne döndü. Irak halkı yıllardır bu kaos ve karmaşanın içerisinde savruldu. Kurulan hükümetler devrildi, meclisler dağıldı. Yeni iktidarlar göreve geldi ama ülkede istikrar bir türlü sağlanamadı.
İlgili Haberler Irak’ta Öldürülen Protestocuların Sayısı 320’yi GeçtiIrak’ta şimdi bir kez daha sokaklar karışık. Gece sabahlara kadar başkent Bağdat başta olmak üzere sokaklarda olaylar, çatışmalar yaşanıyor. Ancak bu defa durum çok farklı. Bu kez olayların nedeni direniş ya da terör örgütlerinin saldırısı ya da kavgası değil. Bu defa sokaklarda Iraklı gençler var ve iş istiyorlar. Türkiye’deki Iraklılar da aynı talepleri dile getiriyorlar.
İstanbul’da yaşayan Irak vatandaşı Beşir Ahmed VOA Türkçe’ye ömür boyu eğitim almalarına rağmen işsiz kaldıklarını o nedenle gençlerin başka ülkelere gitmek zorunda kaldıklarını anlatıyor. Bir başka Iraklı Hüseyin Basim de, Göstericilerin çoğunun genç ve eğitimli insanlar olduğuna dikkat çekiyor.
İşsizlik dışında Iraklıları sokağa çıkmaya iten diğer nedense ülkede elektrik, su gibi temel hizmetlerin yeterli oranda sağlanamaması. Bugün başkent Bağdat’ta dahi evlere ve işyerlerine düzenli olarak elektrik ve su verilemiyor.
VOA Türkçe’nin mikrofon uzattığı Hazım Alavi de ‘’İnsanların en basit istekleri ülkede hizmetlerin düzgün sağlanması, su ve elektriklerin kesilmemesi, ülkenin istikrarlı olması ve insanların güven içerisinde yaşaması’’ diyor.
Yolsuzluk başlıca neden
Dünyanın en zengin petrol kaynaklarından birine sahip Irak’ta hizmetlerin düzgün sağlanamamasının, yeterli istihdamın yaratılamamasının başlıca nedeni olaraksa ülkede yıllardır devam eden yolsuzluk gösteriliyor.
VOA Türkçe’nin konuştuğu BİLGESAM Araştırma Koordinatörü Ali Semin yolsuzluğun boyutunu, ‘’Irak'ta 2003 yılından 2019 yılının Ağustos ayına kadar sadece 6 bin hayalet proje ve 178 milyar dolarlık bir yolsuzluk söz konusu. Sadece projelerden bahsediyorum. Diğerlerini de kattığımız zaman 450 milyar dolarlık bir yolsuzluk söz konusu. Irak'ta artık bir nesil gelişti. 4. nesil Irak'ta açık bir şekilde baş gösterdi. Savaşan, haksızlıklara, adaletsizliğe karşı koyan ve iş isteyen bir nesil. Irak'ta şu anda yüzde 22 işsizlik oranı ve gençler arasında yüzde 40'a varan bir işsizlik oranı söz konusu’’ sözleriyle anlatıyor.
Uzmanlara göre konu sadece işsizlik ya da yolsuzluk da değil. Yıllardır çatışmaların gölgesinde yaşayan Irak halkı artık değişim zamanının geldiğine inanıyor.
Düşünce kuruluşu Carnegie Ortadoğu Merkezi’nden Ali Bakeer, ‘’Iraklılar arasında kurtuluş ve değişim için büyük bir tutku var. Gerçekten çok büyük bir tutku var ve göstericiler çok öfkeliler, bıkkınlar ve mevcut durum nedeniyle son derece ümitsizler. Değişim arıyorlar. Irak şu an bir alev topu durumunda ve bu durumun nereye evrileceği, hükümetin bundan sonraki tavrına bağlı. Çok değişken bir durum söz konusu ve protestolar önümüzdeki günlerde daha da artabilir’’ diyor.
Irak Başbakanı ABD’nin desteğine sahip
Peki hükümet bu yaşananlar karşısında ne yapıyor? Hükümet gösterileri ilk günden bu yana bastırmaya çalışıyor. Göstericilere güvenlik güçlerinin sert müdahalesi dünya kamuoyunun da gündeminde. 1 Ekim’de başlayan olaylarda şu ana kadar 320'den fazla kişi güvenlik güçlerinin müdahaleleri nedeniyle hayatını kaybetti.
Ancak olaylara müdahale dışında, hükümet istifa dahi etse sokaklar durulacak görülmüyor. Kaldı ki uzmanlara göre mevcut Başbakan Adil Abdülmehdi olaylara rağmen, arkasında başta Amerika olmak üzere uluslararası bir desteğe sahip görünüyor.
BİLGESAM Araştırma Koordinatörü Ali Semin ‘’Şu var onun gitmesini istemiyorlar. Kim istemiyor? Amerika istemiyor. Bugüne kadar Irak başbakanı olarak göreve gelen, Kürtlerle çok iyi anlaşabilen, bütün krizlerin üstesinden gelen ya da krizlerin düzeyini düşüren tek başbakan. Dikkat edin, Maliki ve Abadi döneminde Kürtlerle çok büyük sorun oldu. Amerika bunu önceliyor yani Bağdat-Erbil ilişkilerinin iyi gitmesi için kim olursa olsun. Yolsuzluk mu yapacak ya da halk ondan memnun olmayacak mı önemli değil’’ görüşünde.
Ali Bakeer de ‘’Ben protestocuların talebinin Başbakan'ın istifası olduğunu sanmıyorum. Mesele bir kişinin cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ya da vekillik koltuğunda oturuyor olması değil. Sorun tüm siyasi yapıyla ve sistemle alakalı. Sistem işlemekten çok uzak ve aşırı derecede yolsuzluğa bulaşmış durumda. Dolayısıyla 1-2 kişinin değişmesiyle asıl değişim sağlanmayacak. Halk komple bir değişim istiyor. Bunu elde etmenin tek yolu tüm bu koltuklarda oturan kişilerin istifa etmesi ardından yeni bir anayasa yapılmaya çalışılması ya da mevcut anayasanın iyileştirilmesi ve ardından bu yolsuzluğa bulaşmış partilerin ve siyasilerin olmadığı yeni bir parlamento seçmek. Ardından yeni bir hükümet kurulması ve yeni bir Cumhurbaşkanı'nın seçilmesi. Belki bu yardımcı olabilir sorunların çözümüne’’ yorumunda bulunuyor.
Tepki İran’a
Ancak Irak’ta hükümet konusundaki denklem o kadar da basit değil. Bir yanda Amerika ve batılı devletler diğer yanda İran etkisi söz konusu. Bu kez sokaklardaki eylemlerin çoğunlukla, Şiilerin yoğun olarak yaşadığı kentlerde olması ve İran konsolosluk binalarına saldırılması, Irak halkının artık İran’a da tavrını koyduğunu gösteriyor.
Yaşananların İran'a karşı bir ayaklanma olduğunu söyleyen Ali Semin, ‘’İran 2003 yılından beri Irak'ı kemirdi. Etkisi çok büyüktü. Şimdi Hamaney'in posterleri yakılıyor, Şiilerin en kutsal yeri Kerbela'da İran başkonsolosluğuna saldırı düzenleniyor ve konsolosluğun üzerine Irak bayrağı asılıyor. Çünkü artık İran dışarı diyorlar. Bakın Amerika demiyorlar. Bu çok ilginç bir detay’’ vurgusu yapıyor.
Uzmanlara göre İran, Irak’ı yıllardır bir çıkış kapısı olarak görüyor ve kullanıyor. Ali Bakeer ‘’Halk Irak'ın dünyanın en zengin petrol ve hidrokarbon yataklarına sahip olduğunu biliyor. Buna karşın ekonomi berbat durumda çünkü yüz milyarlarca dolar para bu İran destekli siyasetçiler ve Şii milislerin ceplerine akıyor. Ve bu insanlar ülkeyi kontrol ediyorlar. İran adeta ülkenin doğal kaynaklarını emiyor. Ve İran Irak'ı kendisine uygulanan ekonomik Amerikan ambargolarının üstesinden gelmek adına kullanıyor. Ayrıca milyarlarca dolar elektrik satın alınması, ticaret ya da benzer sebeplerle İran'a akıyor. İran tam anlamıyla Irak'tan faydalanıyor’’ diyor.
Sadr neden halkla hareket ediyor?
Amerikan askerlerine direnen Sadr Ordusu’nu İran’dan yönettiği söylenen yıllarca bu ülkede kalarak dini eğitimini tamamladığı belirtilen Mukteda El Sadr, bugün Irak’taki önemli siyasi figürlerden biri ve partisinin mecliste çok sayıda vekili var. Peki ama İran’a da karşı olduğu söylenen protestolarda Sadr neden sokağa indi ve halkla beraber hareket ediyor?
Ali Semin’e göre neden yine İran. Semin, ‘’Bugün Mukteda El Sadr ne istiyor. Bu gösteriler başladığında Mukteda El Sadr neredeydi İran'daydı. Tahran'daydı Kum'daydı. Gösteriler başladığı zaman El Sadr'ın olmaması Şii kamuoyunda çok büyük bir Mukteda El Sadr için siyasi kayıptı. İntihardı hatta. Bu gösterilere eğer samimi olarak destek vermezse kesinlikle El Sadr'ın da sonu olacaktır. Burada iki tehdit var. Bir Mukteda El Sadr'ın siyasi hayatı iki İran'ın varlığı ve etkinliği. Sadr hemen Kerbela'ya geldi ve ben sizinleyim dedi. Bu samimiyet değil tamamen İran'ın etkisi altında geldiği anlaşılıyor. Ve sloganına dikkat edin Başbakan istifa etsin diyor sistem değişsin demiyor’’ şeklinde konuşuyor.
Ali Bakeer de, ‘’Mukteda El Sadr artık Irak'ta güvenilir bir siyasi figür değil. Eğer durum daha da kötü bir hale gelirse Sadr illa ki protestocuların yanında duracaktır çünkü kendisini Irak'taki ulusal karakterlerden biri olarak gösteriyor. İran'ın tarafında gözükmek onun için iyi olmaz. Oysa ki göstericilerin tarafından bakıldığında artık Sadr da mevcut siyasi yapının bir parçası olarak görülüyor. Kendisinin partisinin mecliste vekilleri var. Bu sebeple o da diğer siyasilerden farklı algılanmıyor. Eğer farklı olmak istiyorsa insanların taleplerinin karşılanması konusunda yardımcı olması gerekir. Ancak halk şu an kimlerin gerçekten yanlarında olduğu konusunda son derece dikkatli’’ ifadelerini kullanıyor.