Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesut Barzani ile görüşmesi ve Kerkük ziyaretinin yankıları sürüyor. Son olarak Irak, Ankara’ya bu ziyaretle ilgili nota verdi. Irak nota kararında ne kadar haklı? Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Barzani’yle görüşmesi sonrası “mesajı aldılar” açıklamasının satır arasını nasıl okumak gerekir? Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde yaşananların ardından bölgeye dair ne gibi endişeler taşıyor? Amerika ile Türkiye’nin Suriye konusundaki tutumları birbirine paralel mi? Bu ve birçok soruyu Yeditepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Caşin ile değerlendirdik.
Prof. Dr. Caşin, “Ben Türkiye’ye verilen notaya pek anlam veremiyorum. Türkiye egemen bir devlettir ve dışişleri bakanını göndermesi gayet normaldir. Maliki Irak’ı kontrol edemiyor” diyor. “Türkiye’nin tutumu diplomatik bir tutumdur ve uluslararası hukuka uygundur” diye konuşan Caşin şöyle devam ediyor: “Uluslararası hukuka göre bir devletin dışişleri bakanı ve devlet başkanları her zaman yargı muafiyetine ve diplomatik muafiyet hakkına sahiptir. Dolayısıyla Irak makamlarından gelen tutuklama emri gibi bir takım yanlış yorumların devletler hukukuna aykırı olduğunu ve iyi komşuluk ilişkilerine de ters düştüğünü düşünüyorum.”
(Yeditepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Caşin’le söyleşimizin tamamını aşağıdaki ses dosyasından dinleyebilirsiniz)
Suriye konusunda ise Washington’un otonom, ayrılıkçı bir yapıya destek vermediğini; bundan sonra istikrarlı ve demokratik bir Suriye için birlikte çalışacağı mesajı vermesinin çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Caşin, Türkiye’nin kırmızı çizgilerinin geçilmemesi için Suriye’de olup bitenleri yakından takip ettiğinin de altını çiziyor.
Uzman ayrıca Suriye konusunda şu noktaya da dikkati çekiyor: “BM hukukuna göre egemen bir devletin bir başka devletin topraklarına karşı terör hareketini teşvik etmesi ya da teşvik etmese bile burayı saldırı üssü olarak kullandırması bu saldırılardan mağdur olan devletin meşru müdafaa hakkını tanımaktadır. Dolayısıyla Türkiye herhangi bir şekilde tek başına hareket etmemektedir ama egemen bir devlet olarak terörün Suriye topraklarından Türkiye topraklarına geçişine karşı koruyucu tedbirler almakta haklıdır.”
Prof. Dr. Caşin, “Ben Türkiye’ye verilen notaya pek anlam veremiyorum. Türkiye egemen bir devlettir ve dışişleri bakanını göndermesi gayet normaldir. Maliki Irak’ı kontrol edemiyor” diyor. “Türkiye’nin tutumu diplomatik bir tutumdur ve uluslararası hukuka uygundur” diye konuşan Caşin şöyle devam ediyor: “Uluslararası hukuka göre bir devletin dışişleri bakanı ve devlet başkanları her zaman yargı muafiyetine ve diplomatik muafiyet hakkına sahiptir. Dolayısıyla Irak makamlarından gelen tutuklama emri gibi bir takım yanlış yorumların devletler hukukuna aykırı olduğunu ve iyi komşuluk ilişkilerine de ters düştüğünü düşünüyorum.”
(Yeditepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Caşin’le söyleşimizin tamamını aşağıdaki ses dosyasından dinleyebilirsiniz)
Your browser doesn’t support HTML5
Suriye konusunda ise Washington’un otonom, ayrılıkçı bir yapıya destek vermediğini; bundan sonra istikrarlı ve demokratik bir Suriye için birlikte çalışacağı mesajı vermesinin çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Caşin, Türkiye’nin kırmızı çizgilerinin geçilmemesi için Suriye’de olup bitenleri yakından takip ettiğinin de altını çiziyor.
Uzman ayrıca Suriye konusunda şu noktaya da dikkati çekiyor: “BM hukukuna göre egemen bir devletin bir başka devletin topraklarına karşı terör hareketini teşvik etmesi ya da teşvik etmese bile burayı saldırı üssü olarak kullandırması bu saldırılardan mağdur olan devletin meşru müdafaa hakkını tanımaktadır. Dolayısıyla Türkiye herhangi bir şekilde tek başına hareket etmemektedir ama egemen bir devlet olarak terörün Suriye topraklarından Türkiye topraklarına geçişine karşı koruyucu tedbirler almakta haklıdır.”