İran'da 2009 ve 2018 Protesto Gösterileri Arasındaki Fark: 48 Milyon Akıllı Telefon

2009 yılında sokaklara dökülen İranlılar, Twitter ve Facebook gibi sosyal medya platformları üzerinden örgütlenip bilgi paylaşımında bulunmuştu.

Teknolojinin de yardımıyla başlayan protestolar ”ilk Twitter devrimi” olarak adlandırılmıştı.

2018 başında İran çapında birçok kente yayılan son protesto gösterilerinde teknoloji yine başrolde.

İki büyük toplumsal olayın arasındaki dokuz yıl içinde İranlılar’ın protestolar için örgütlenmek amacıyla kullandıkları iletişim araçları açısından çok şey değişti.

İşte bu değişiklikler arasında en çok öne çıkanlar:

  1. Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte internet kullanan İranlı sayısının artması

Dünya Bankası'na göre 2009 yılında İran halkının yalnızca yüzde 15'inin internet erişimi vardı.

Twitter, protestolarla ilgili haberlerin dış dünyaya iletilmesinde rol oynamıştı. Ancak Twitter'ın ya da başka bir platformun siyasi eylemleri örgütlemede ne kadar etkili olduğu, net değil. Protestolarla ilgili haberlerin ağızdan ağıza yayılması ve cep telefonları üzerinden SMS mesajlaşmaları, internette sunulan diğer hizmetlerden daha etkili olmuştu. O dönemde İranlılar'ın sadece yüzde 30'unun cep telefonu vardı.

Şimdiyse İran'da akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla halkın neredeyse yarısı, bir başka deyişle yüzde 48'i, akıllı telefon sahibi. İranlılar'ın yarısından fazlasıysa internet kullanıyor.

2. Mesajlaşma seçeneklerinin çoğalması

İranlılar 2009'da Facebook ve Twitter'a çoğunlukla masaüstü bilgisayarları üzerinden erişiyordu. Bu iki sosyal medya platformu, oldukça yeniydi.

Obama Yönetimi, 2009 protestoları yayıldıkça Twitter'dan İran'daki kullanıcılarının erişimini engelleyecek bir sistem güncellemesini ertelemesi talebinde bulundu.

Şimdiyse İran vatandaşlarının akıllı telefonları üzerinden mesajlaşmada kullandıkları birçok uygulama mevcut.

Bu internet hizmetleri arasında en popüler olanı, Telegram adlı uygulama. Telegram, güncel olayları ve haberleri kendi aralarında paylaşan kullanıcılarına şifreli ve gizli konuşma ortamları ve kanalları sunuyor. Uygulama üzerinde 100 binden fazla kanal olduğu söyleniyor. Facebook'un sahibi olduğu Instagram ise ikinci en popüler hizmet.

Elektronik Sınır Vakfı'ndan siber güvenlik direktörü Eva Galperin, ”Telegram kanalları, protesto gösterileri düzenlemek ve siyasi fikir alışverişinde bulunmak için kullanılıyor” diyor.

İran Hükümeti, protestoların devam etmesi üzerine Telegram ve Instagram'ı kapattı. Ancak diğer mesajlaşma uygulamaları, kullanıcılara farklı seçenekler sunuyor.

Alphabet'e ait şirketlerden Jigsaw'un kurucusu ve Dış İlişkiler Konseyi kıdemli üyesi Jared Cohen, paylaştığı Twitter mesajında, ”İran'daki rejim Signal, Telegram gibi uygulamalara engelleme getirebilir ama 2009'dan farklı olarak artık tüm ülke internet ağıyla birbirine bağlı. Herkesin kullanabileceği çok sayıda mesajlaşma uygulaması var. Bu sefer teknolojiyi alt etmek çok daha zor olacak” dedi.

Telegram firmasının başkanı da bir Twitter mesajı paylaştı ve İranlılar'ın ülkede rahatlıkla erişimi olan Whatsapp uygulamasına yönelmeleri önerisi getirdi.

3. Sansürü aşmak için kullanılan yöntemlerin yaygınlaşması

2009'daki Yeşil Hareket'ten bu yana artık daha fazla İranlı'nın elinde sansürü aşmak için kullanılan VPN yani özel sanal ağlara erişim mevcut. Hükümet kontrolundan gizlenen içeriklerin iletisinde kullanılan proxy sunucuların kullanımının da yaygınlaştığı gözleniyor.

Dijital haklar grubu NetBlocks.org'un kurucusu Alp Toker ise İranlı internet kullanıcılarının engel getirilen kaynaklara erişim sağlamak için oldukça çeşitli yöntemler kullandığını söylüyor.

Toker, ”2009'daki Yeşil Haraket'ten bu yana getirilen internet sansürünün nasıl işlediği, artık daha iyi anlaşılıyor. Ülke içinde teknik uzmanlık da gelişti. Bu da İran'daki internet sansürünü aşmanın gerek masaüstü bilgisayar kullanıcıları gerekse akıllı telefon sahipleri açısından bir hayat tarzı haline geldiğini gösteriyor” diyor.

4. Mobil teknoloji kullanan İranlılar için bazı tehlikeler mevcut

Alp Toker, İran halkının daha fazla iletişim teknolojisine erişimi olduğunu, ancak bu teknolojilerin 2009'a kıyasla daha sıkı kontrol altında tutulduğunu ve daha kapalı olduğunu söylüyor. Mobil cihazlar bilgisayarlara göre daha kısıtlı erişim sağladığı için İran'daki internet sansürünü mobil cihazlarla aşmak, çok daha zor.

Toker, buna ek olarak çok sayıda İranlı'nın eski iPhone'lar kullandığını ve son yazılım güvenliği güncellemelerini atladıkları için hükümet eliyle yürütülen hack'leme faaliyetlerine ya da izlenmeye daha açık hale geldikleri uyarısında bulunuyor.

İran Hükümeti 2009'dan bu yana kendi internet hizmetini oluşturmaya çalışıyor. Hükümet bunun yanısıra sakıncalı kabul ettiği içeriklere de erişim engeli getiriyor.

Toker, İran Hükümeti'nin katı internet sansürü uygulaması ve Amerikan yaptırımlarının İran'a yeni teknoloji ürünlerinin satışını kısıtlaması nedeniyle ülkedeki toplu kontrolun hala devam ettiğini söylüyor.