Türkiye ile Rusya arasında yaşanan kriz ortamında her iki ülkeye de komşu İran, temkinli tutum izliyor görünmekle birlikte Suriye’de ulus-devletten yana tavır takınmak gerektiği konusunda Ankara’ya uyarıcı mesajlar vermeyi ihmal etmiyor.
İran’ın Ankara Büyükelçisi Alireza Bikdeli, “Şayet Suriye’de devletin altyapısı yıkılırsa, Suriye’yi kurtarmak mümkün olmayacak. Rusya uçağı olayı da şu anda Suriye’de cereyan eden gelişmelerin bir yan ürünüdür. Bu olay şunu bize gösteriyor ki şayet bu bölgede barış ve istikrarın sağlanması için çaba göstermezsek isteğimizin dışında nahoş bazı gelişmelerle karşılaşabiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye’deki iç savaş sürecinde Türkiye’nin aksine Rusya gibi Beşar Esat rejimi yanında yer almış İran, son yaşanan gelişmeler karşısında Ankara’nın Suriye’ye yaklaşımını gözden geçirmesi gerektiğini vurguluyor. Rusya ile Türkiye arasındaki krizden dolayı da Batı’nın sorumlu olduğu yaklaşımını sergileyen İran, Esat rejimine karşı savaş içerisindeki tüm güçleri IŞİD de dahil olmak üzere terör örgütü olarak görmek gerektiği yönündeki mesajlarıyla Rusya’nın görüşlerini paylaşıyor görünüyor.
İran’ın tavrının açık mesajları, Ankara Büyükelçisi Alireza Bikdeli, Atılım Üniversitesi’nde katıldığı konferans sonrasındaki sorulara yanıt verdiğinde ortaya çıktı. Suriye konusunda Türkiye ve İran’ın birçok ortak noktası bulunduğunu kaydeden Bikdeli, Viyana’daki sonuç bildirgesini anımsatarak, “Suriye’nin birliği, bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve bu ülkenin devlet kurumlarına saygı her iki ülkenin de istediği şeylerdir. Aynı şekilde bu ülkede ateşkes Türkiye ve İran’ın istediği şeydir. Aynı şekilde Suriye halkının kendi geleceğini belirleme hakkı da her iki ülke tarafından onaylanmaktadır. Aynı şekilde bu ülkede terörizmle mücadeleye öncelik verilmesi gerektiğini de her iki taraf kabul ediyor. Suriye halkına insani yardımların hızlı bir şekilde ulaştırılması da her iki ülkenin istediği bir şeydir” dedi.
Türkiye’ye yanıt: ‘Politikalarımız bir kişiyi desteklemek değil’
Suriye konusunda nerede ihtilaf çıktığını da anlatan Bikdeli, “Biz diyoruz ki Suriye halkı kendi geleceğini – ki buna Cumhurbaşkanı’nın seçimi de dahildir - kendisi belirlemelidir. Biz şunu biliyoruz ki Suriye’deki bu kriz başlangıçta Suriye halkı ile Suriye devleti arasında bir çatışmayla ortaya çıktı. Suriye’de halkın devlete karşı ayaklanmasının başlamasıyla birlikte bir kesim eline silah alarak Libya’ya benzer bir şekilde bu ülkede hükümeti devirmeye çalıştı. Biz Afganistan’da ve Irak’ta edindiğimiz bilgilere dayanarak şunu çok iyi biliyoruz; şayet Suriye’de devletin altyapısı yıkılırsa Suriye’yi kurtarmak mümkün olmayacak” diye konuştu.
Bu noktada Türkiye’nin, “Beşar Esat rejimine destek” olarak ileri sürdüğü eleştiriyi de yanıtlayan Büyükelçi Bikdeli, “Biz esasen devlet sistemi konusunda tecrübeliyiz. Dolayısıyla hiçbir zaman politikalarımızı bir kişiyi desteklemek seviyesine indirgemiyoruz” yorumunda bulundu.
Irak örneği üzerinden Batı’nın Orta Doğu coğrafyasında devletler üzerinde oyunlar oynadığı tezine ilişkin detaylı yorumlarını paylaşan Bikdeli, üstü kapalı şekilde Türkiye’nin IŞİD dışında da olsa Suriye’deki muhalif kesimleri silahlandırmasını özetle şu şekilde eleştirdi:
“Suriye’de terör ile IŞİD aracılığıyla devleti ve hükümeti yok edebilirlerse eminim ki aynı unsurları kullanarak diğer ülkelerde de bunu başaracaklardır. Şunu sormak istiyorum; bir ülkedeki magandaların eline silah vererek siz gelin devleti yok edin demek doğru bir şey mi acaba? Aynı mantıkla İran’da veya Türkiye’de faaliyet gösteren teröristlere silah verilse biz bunu destekler miyiz? Neden Batılılar Suudi Arabistan’ın muhaliflerinin eline silah vermiyor? Neden Bahreyn hükümetine karşı olan kişilerin eline silah verilmiyor? Bölgemizde cereyan eden bu plan hiçbir şekilde yabancıların isteği doğrultusunda başarıya ulaşmamalı. IŞİD’in başarılı olması demek Suriye’nin bölünmesi demek. Suriye’nin bölünmesi ise bölgemizin bölünmesi demektir. Suriye’de şu anda bizim ödediğimiz bedel esasen tüm bölge halkları ve ülkelerinin el ele verip beraber karşılamaları gereken bir bedeldir. Esasen dış güçler ve unsurlar burada da aramıza nifak sokup bizi ayırmaya çalışıyorlar. Bizim politikalarımızı kişiler seviyesine indirgemememiz lazım.”
Rusya - Türkiye krizi amaçlanıyor muydu?
İkili ilişkilerde krize yol açan gelişmeyi, “Esasen Türkiye-Suriye sınırında Rusya uçağının düşürülmesi olayı da şu anda Suriye’de cereyan eden gelişmelerin bir yan ürünüdür” diye yorumlayan Büyükelçi Bikdeli, İran’ın konuya yaklaşımını ise şöyle ifade etti:
“Şunu bilin ki esasen orada bu savaşı yönetenlerin en büyük amacını oluşturuyor tüm bunlar. Gerçek şudur ki Türkiye ve Rusya iki dost ülkedir. Ve biz kesinlikle bu iki dost ülkenin işbirliğinden Suriye sorununu çözmek için yararlanmak istiyoruz. Her iki ülke bizim komşumuzdur, biz her iki ülkeyle de samimi ilişkilere sahibiz. Biz şundan eminiz ki her iki ülke de mantıklı politikalar üreterek bu sorunun üstesinden gelecektir.”
İran, Suriye’de danışman mı?
Suriye’de Esat güçleri yanında İran’ın askeri birlikleri bulunduğun yönündeki haberleri ve buna karşın Türkiye’nin de Türkmenleri silahlandırmasına ilişkin soruya karşılık Büyükelçi Bikdeli, “Suriye’de varlığımız danışmanlık seviyesindedir. İran, orada askeri danışmanlık hizmeti vermektedir. Bugün tüm dünyada askeri işbirlikleri vardır bu işbirlikleri doğaldır. İran’ın askeri unsurları danışmanlık çerçevesinde orada bulunmaktadır” dedi. Ancak Bikdeli, Türkiye’nin Türkmen politikasına ilişkin bölümü yanıtlamadı. Buna karşın Suriye’deki Kürtler’in silahlı kanadı YPG’ye ilişkin soru üzerine ise, Bikdeli, yeniden ulus devlet yaklaşımını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Suriye’deki devlet yapısı, özellikle üzerinde durması gereken bir konudur ki o da şudur Suriye halkı ona karar vermelidir. Buna karşı dünyanın bu köşesinde bazı güçler bir araya gelerek, falan ülkede böyle bir devlet yapısı, böyle şekil alsın diye karar verecek olursa böyle bir mekanizma ortaya çıkacak olursa bu doğru bir mekanizma olmayacaktır.
Suriye’de şu anda karşılaştığımız en önemli konu şudur. Orada bir karmaşa söz konusu. Bizim en önemli önceliğimiz orada ateşkesin sağlanması ve bunun için yardımcı olmamızdır. Aynı şekilde bu ülkede gerçekleşen olaylara ve gelişmelere karşı cevap verebilirlik yetisine sahip bir hükümetin var oluşudur. Ve bu desteklerle Allah’ın izniyle bu sorunun çözümü için önemli adımlar atmamız lazım. Suriye’deki unsurların terörist olup olmadığına karar verilmesidir. Dolayısıyla bekleyip göreceğiz inşallah çalışmalarımız sonunda ne olacak”