İran Dışişleri Bakanı’ndan Ankara’ya Sürpriz Ziyaret

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in, Ankara’ya sürpriz ziyareti üzerine Tahran’ın Fırat Kalkanı Operasyonu’na ilişkin yaklaşımı ve Türkiye ile Beşar Esat rejimi arasında olası diyaloğa aracılık edip etmeyeceği merak konusu oldu.

İranlı Bakan Zarif, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dolayısıyla bulunduğu New York’tan dönüşü sırasında Ankara’ya çalışma ziyaretinde bulundu. Zarif’in ziyareti, Türk Dışişleri Bakanlığı’nın takviminde yer almadığı için diplomatik kaynaklarca “sürpriz” olarak değerlendirildi.

Zarif, bugün sabah ilk önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ikili görüşmede bulundu. Ardından Zarif, Çavuşoğlu’nun eşliğinde, Başbakan Binali Yıldırım’la Çankaya Köşkü’nde görüştü. Başbakanlık kaynaklarınca basına yapılan bilgilendirmeye göre; Türk tarafı, İran ile enerji, ikili ticaret, ulaştırma ve taşımacılık gibi alanlarda işbirliğini ilerletmeyi hedeflediklerini ifade etti. Nisan ayında Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İran Devlet Başkanı Hasan Ruhani tarafından alınan ortak kararlar da görüşüldü. Görüşmede ikili ilişkilerin yanı sıra Suriye ve bölgedeki gelişmeler konusunda fikir alışverişinde bulunuldu.

İkili ilişkilerde son dönemdeki görüş ayrılıklarından birisi Suriye’de, Beşar Esat rejimine yönelik yaklaşım olarak gözlemleniyor. Rusya ile birlikte Esat rejimini destekleyen ve askeri varlığıyla Suriye topraklarındaki savaşta yer alan İran, Türkiye’nin zıddı pozisyonda bulunuyor. Ancak Türkiye’nin, Suriye’deki toprak bütünlüğü açısından 37 gündür Fırat Kalkanı Operasyonu ile de bizzat sahada olduğu mevcut tabloda, Ankara’nın politikasında değişiklik olup-olmayacağı izleniyor. Bu noktada Tahran’ın, Ankara ile ilişkilerinde nasıl bir etki yaratacağı da gündemde olduğu için Cevad Zarif’in bugünkü ziyareti de dikkat çekti.

Zarif’in ziyaretini, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) danışmanı Yrd. Doç. Dr. Bayram Sinkaya, Amerika’nın Sesi için yorumladı. Aynı zamanda Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi de olan Sinkaya, İran konusunda uzman.

Türkiye’nin dış politikasında önceliklerinde değişimler başladığını kaydeden Sinkaya, böylece İran ile Türkiye’nin de ciddi görüş ayrılıklarına rağmen Suriye meselesinde ortak çıkarlarında biraraya gelmeye başladığını belirtti. Geçmişte de Tahran ile Ankara’nın Suriye’de çözüm için ortak inisiyatif alma girişimlerinde bulunduğunu ancak bunun Esat noktasında tıkandığını anımsatan Sinkaya, son 6 ayda ise Türk dış politikasında yaşanan dönüşüm yanı sıra Suriye’de sahadaki aktörlerdeki dönüşüm olması ve yeni sorunlar ortaya çıkınca Türkiye’nin Suriye politikasında değişim başladığını dile getirdi. Suriye’deki tablodan bölgesel aktörler olan İran ve Türkiye’nin rahatsız olduğunu söyleyen Sinkaya, “İran ve Türkiye, Suriye’de çıkarları ne derece korunuyor diye şüpheli. İranlılar’ın Rusya’ya karşı bir şüphesi var. Türkler’in de ABD’ye karşı bir şüphesi var. Dolayısıyla şüpheler arttıkça Türkiye ve İran yakınlaştı,” dedi.

BM Genel Kurulu kapsamında New York’ta Ruhani ile Erdoğan’ın da görüştüğünü hatırlatan Sinkaya, Zarif’in de bugünkü ziyareti sonrasında İran Meclis Başkanı Ali Laricani’nin de Ankara’ya beklendiğini anımsattı. Sinkaya, Zarif’in bugün Ankara’da oluşu dolayısıyla da son döneme değin Suriye ilişkileri İran ile Türkiye’yi uzaklaştırırken artık Suriye’nin ikili ilişkilerde bir işbirliği alanı olarak ortaya çıktığını söyledi.

Sinkaya, İran’ın Şam rejimiyle Türkiye arasında arka kapı diplomasisi yürütülmesi veya diyalog kurulması noktasında aracı olup-olamayacağı sorumuzu da yanıtladı. Sinkaya, “Türkiye’nin dış politikasında değişiklikler olmakla birlikte Türk karar vericileri bakımından Esat’a bakışta bir değişiklik yok. Suriye’deki katliamdan halen Esat sorumlu tutuluyor, ‘eli kanlı diktatör’ olarak görülüyor ve her platformda bu bakış dile getiriliyor. Türkiye’nin, Kürtler’e bakışı, ABD ile ilişkileri değişmeye başladı ama Esat’a bakışta ciddi bir değişiklik yok. Yalnız Türkiye’nin önceliği Suriye’de toprak bütünlüğünün korunması ve merkezi bir hükümet olması. Türkiye belki Şam rejimiyle doğrudan bir ilişki kurmayacaktır ama Şam’ın Suriye’nin bütünlüğünde belirli ölçüde kontrolünü tesis etmesine de razı olabilir. Bu durum, Şam’ın Ankara ile doğrudan bir işbirliğiyle olmaz ancak dolaylı bir ilişkiyle olabilir,” diye konuştu.

“İran, Fırat Kalkanı’nı doğrudan eleştirmedi”

Fırat Kalkanı Operasyonu için “uluslararası hukuka aykırı” yaklaşımı sergileyen Rusya’nın da bölgede oynadığı rol düşünüldüğünde bunun Tahran – Ankara ilişkilerini nasıl etkilediğini sorduğumuz Sinkaya, Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığıyla adeta Şam rejimi politikasını kontrol eder gibi görüldüğünü dile getirdi. Rusya’nın Suriye’ye girişine değin Esat’ın İran ile koordineli bir şekilde hareket ettiğini kaydeden Sinkaya, şimdi İran’ın Suriye’deki etki alanının azaldığını vurguladı. İran’ın çıkarları bakımından Ruslar’a güvensizlik duyduğunu söyleyen Sinkaya, bunun İran’ın bölgesel aktörlerle çalışma isteğini arttırdığını belirtti. Fırat Kalkanı Operasyonu için de İran tarafından doğrudan eleştiri gelmediğini kaydeden Sinkaya, İran’ın Şam rejimi yanında durmasına rağmen Türkiye’yi askeri operasyonu için eleştirmediğinin altını çizdi. Çavuşoğlu ile Zarif arasındaki 15 Temmuz sonrasındaki görüşme trafiğinde Suriye’nin görüşüldüğünü anımsatan Sinkaya, muhtemelen bu görüşmelerde İran’ın Fırat Kalkanı Operasyonu konusunda bilgilendirilmiş olabileceğini de sözlerine ekledi.