Yabancı hasımlar, ABD Başkan Yardımcısı ve Demokrat Parti başkan adayı Kamala Harris ile Cumhuriyetçi Partili rakibi eski Başkan Donald Trump arasındaki 5 Kasım ABD başkanlık yarışını hedef almak için giderek daha gelişmiş hale gelen müdahale operasyonları yürüttü.
İran, kendi dış politika hedeflerine uygun dezenformasyon söylemlerini teşvik ederek seçim sonuçlarını etkilemeye ve müdahale etmeye çalıştı.
İran devlet medyasının ABD seçimlerine ilişkin yayınlarına hakim olanlar ABD'deki toplumsal bölünme ve “seçim sonrası huzursuzluk” tahminlerinin yanı sıra devam eden İsrail-Hamas savaşında ABD'nin İsrail'e verdiği desteğin Amerikalılar'ın tarihi "soykırıma desteği” olarak tasvir edilmesiydi.
İran tarafından işletilen sosyal medya hesapları ve sahte haber sitelerinden oluşan bir ağ, kutuplaştırıcı mesajlarla siyasi yelpazenin karşıt uçlarındaki ABD seçmenlerini hedef aldı.
Seçimlerden önceki günlerde devlete ait İngilizce yayın yapan Press TV, ABD'yi “bitik” bir ulus olarak gösteren analizler ve haberler yayınladı ve başkanlık seçimleri de bunları daha da arttırdı.
Press TV analisti Ramin Mazaheri, 4 Kasım'da yayınlanan ve yayının geneline örnek oluşturan bir haberde, “Amerika sandık başına giderken kesin olan tek şey bölünme, ayrılık, memnuniyetsizlik ve hatta belki de işlevsizliğin yakın zamanda ortadan kalkmayacağı gibi görünüyor” dedi.
İlgili Haberler ABD seçimleri öncesinde Rusya'nın etki operasyonlarının arttığı uyarısı yapıldıİran uzun zamandır İsrail'i Gazze Şeridi'nde soykırım yapmakla suçluyor. İsrail ise Gazze ve Lübnan'daki şiddetin sorumlusunun İran olduğunu belirterek Tahran'ın on yıllardır vekil güçler aracılığıyla İsrail'i yok etmeye çalıştığını öne sürüyor.
Tahranlı yorumcu Alirıza Ekber, Press TV için kaleme aldığı yazıda hem Harris'in hem de Trump'ın İsrail'i destekleme konusunda seleflerinden farklı olmadıklarını ve “ABD başkanlarının her zaman soykırım, katliam ve holokostun yanında yer aldıklarını” söyledi.
Ekim ayında Press TV'ye konuşan ABD'li akademisyen ve Liberteryen başkan adayı Michael Rectenwald da benzer şekilde “Hem Harris hem de Trump, İsrail'in psikopatça soykırım saldırılarını desteklemeye devam edecek” dedi.
Press TV, Harris'in İsrail'e verdiği desteğin Müslüman seçmenler arasında seçim kaybetmesine neden olabileceği söylemini ve Gazze Şeridi'ndeki sivil ölümlerinden Harris'in sorumlu olduğu iddialarını defalarca dile getirdi.
Press TV muhabiri Mazaheri, 4 Kasım tarihli bir haberinde, “Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in Gazze soykırımına katılmasının her türden seçmeni şoke ettiğini” belirterek, “Anketler Müslüman Amerikalıların dengeleri değiştirebileceğini gösteriyor” dedi.
İsrail-Hamas savaşı ve bunun Gazze Şeridi'nde bulunan siviller üzerindeki etkisi, Arap ve Müslüman Amerikalı seçmenler için özellikle de kilit bir eyalet olan Michigan'da önemli bir meseleydi.
Pazar günü Michigan'da düzenlenen bir mitingde Harris, başkan seçilmesi halinde İsrail-Hamas savaşını durdurmak için “elinden gelen her şeyi” yapacağına söz vermişti.
Ekim ayı sonunda The Times of Israel'e konuşan kaynaklar, Trump'ın seçimi kazanması halinde göreve dönmeden önce Gazze'deki savaşın sona ermesini istediğini söylemişti.
İlgili Haberler Çinli bilgisayar korsanları ABD telekom sisteminin bazı bölümlerini ihlal ederek Trump ve Harris'in kampanyalarını hedef aldıMicrosoft'taki araştırmacılar, Press TV'dekine benzer dezenformasyon söylemlerinin gizli haber siteleri ve sosyal medya hesapları tarafından yayıldığını tespit etti.
Microsoft Tehdit Analiz Merkezi (MTAC), 23 Ekim'de araştırmacılarının, Şubat ayında Washington'daki İsrail Büyükelçiliği önünde kendini ateşe verdikten sonra ölen Aaron Bushnell'in adını taşıyan ve “Bushnell'in Adamları” olarak adlandırılan, “İran tarafından yönetilen bir siber kişilik” keşfettiklerini bildirdi.
Microsoft, “Bushnell'in Adamları'nın ABD ve Avrupa'da İsrail karşıtı protestoları kışkırtmaya çalıştığını ve Amerikalılara seçimlere katılmama” çağrısı yaptığını bildirdi.
Microsoft, ayrıca “haber kuruluşu gibi görünen dört internet sitesinin ABD başkan adayları, LGBTQ hakları ve İsrail-Hamas çatışması gibi konularda kutuplaştırıcı mesajlarla siyasi yelpazenin karşıt uçlarındaki ABD seçmen gruplarını aktif olarak meşgul ettiğini” bildirdi.
Al Monitor'un haberine göre, sol eğilimli bu web sitelerinden biri olan Nio Thinker, “Demokrat Parti'nin Filistin konusundaki sağır edici sessizliğini” eleştiren bir makale yayınladı.
Harris, Press TV'nin son haberlerinde öne çıkarken ABD istihbarat kurumları ve Microsoft araştırmacıları, daha önce İran'ın siber destekli etki operasyonlarının bu ve önceki seçimlerde Trump'ın kampanyasını nasıl baltalamaya çalıştığını belgelemişti.
Hazine Bakanlığı'nın Eylül ayında “hedef odaklı oltalama” (spear-phishing) ve “hackle ve sızdır operasyonları” olarak adlandırdığı ve “ABD'nin seçim süreçlerine ve kurumlarına olan güveni sarsmayı ve siyasi kampanyalara müdahale etmeyi” amaçlayan İran devlet destekli operasyonlar da buna dahildi.
New York Times gazetesinin Eylül ayında yayınladığı bir habere göre, İran'ın Trump'ın yanı sıra Başkan Joe Biden ve Harris'i de hedef alması “ABD içine nifak sokmak ve demokratik sistemi dünyanın gözünde itibarsızlaştırmak gibi daha geniş bir amacı” yansıtıyor olabilir.
Haber, Tahran'ın başkanlık yarışını kimin kazandığıyla “ilgilenmediğini” söyleyen iki İranlı yetkiliye atıfta bulunarak “Washington'un düşmanlığının siyasi partileri aştığını” iddia ediyordu.
Temmuz ayında ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines, İran'ın “anlaşmazlıkları körüklemeye ve demokratik kurumlara olan güveni sarsmaya çalıştığı” ve “Gazze'deki savaşla ilgili devam eden protestolardan fırsatçı bir şekilde yararlandığı” uyarısında bulunmuştu.