Amerika’da gündem şu sıralar yoğun ve gündemin üst sıralarında bulunan konulardan biri de İran’ın nükleer programı. Başkan Donald Trump’ın son attığı adımın ardından anlaşmanın geleceği bir anlamda Kongre’ye bağlı. Kongre’nin vereceği karar doğrultusunda Trump’ın nasıl adım atacağı da belli değil. Peki bundan sonra neler olabilir? Washington’daki Carnegie Uluslararası Barış Vakfı adlı kuruluşun yayınladığı rapor düzenlenen bir panelde masaya yatırıldı. Raporda İran uyduğu müddetçe anlaşmanın hala en iyi seçenek olduğu vurgulanıyor.
Yasalara göre her 90 günde bir İran’ın Batılı ülkelerle varılan nükleer anlaşmaya uyduğunu onaylaması gereken Başkan Donald Trump, bu kez bunu yapmadı.
Trump, 2015’te varılan anlaşmayı desteklemediğini, Tahran’ın anlaşmaya uymadığını belirtti. Ancak Amerika Başkanı’nın anlaşmanın sonlandırılması ya da yeniden müzakere edilmesi çağrısı yapmaması dikkatleri Kongre’ye çevirdi.
Böylece Amerika’nın anlaşmaya taraf olmaya devam edip etmeyeceği konusundaki karar Kongre'ye bırakılmış oldu.
Konu Washington’da gündemin üst sıralarında.
Carnegie Uluslararası Barış Vakfı adlı kuruluşun hazırladığı raporda İran uyduğu sürece anlaşmanın hala en iyi seçenek olduğu belirtiliyor. Raporda yakın zamanda daha iyi bir anlaşma ortaya çıkabileceği düşüncesinin gerçekçi olmadığı kaydediliyor.
Rapora göre, bu konuda tek taraflı bir hareket, Amerika’nın İran üzerinde uluslararası baskı kurma gücünü zayıflatabilir.
Raporda ayrıca Amerika’nın güçlü şekilde anlaşmayı uygulaması gerektiği, önemli endişelerini giderme konusunda mücadele edebileceği ve İran’ı, nükleer programının barışçı bir şekle dönüşmesi için cesaretlendirmede bulunabileceği de kaydediliyor.
Washington’da raporun tartışıldığı panele, Yeni Amerika Güvenlik Merkezi’nde Ortadoğu Güvenlik Merkezi Programı Direktörü Ilan Goldenberg, Carnegie Nükleer Politika Programı’ndan Ariel Eli Levite, Yeni Amerika Güvenlik Merkezi’nden Enerji, Ekonomi ve Güvenlik Programı Başkanı Elizabeth Rosenberg’le Carnegie Ortadoğu Programı İran uzmanı Kerim Sadjadpur katıldı.
Levite, ‘yakın zamanda en önemli olan, kısa dönemde mekanizmanın uygulanmasını sağlamaktır’ dedi ve Amerika’nın anlaşmayı zora sokmak istemiyor gibi göründüğünü belirterek diplomasinin önemini vurguladı.
Levite, “Görünen o ki, Amerika anlaşmayı geliştirmek istiyor. Bazı bölgesel ve küresel düzenlemeler düşünmeliyiz. Bizim savunduğumuz stratejinin Amerika tarafından geliştirilmesi gerekir, eğer Amerika tarafından partilerüstü bir strateji olsaydı, buna diplomasi diyorlar, iyi olurdu. Şimdi olması gereken bu ve bazı çabalar gerektiriyor” diyor.
Levite, diplomasinin siyasi yarış gerektirdiğini de kaydetti.
Elizabeth Rosenberg de Amerika’nın bu konuda tek başına harekete geçmesi durumunda yaptırımların etkisiz kalabileceğini söyledi.
Rosenberg, “Eğer anlaşma İran tarafından çiğnenirse Trump yönetimi müttefikleriyle aynı safta yer almalı ve birlikte çalışmalı. Eğer Amerika tek başına hareket ederse yaptırımlar etkisiz kalabilir. Sadece baskı uygulamak dışında başka seçeneklere de bakılabilir” dedi.
Kerim Sadjadpur da son 30-40 yılda hiç geri adım atmayan İran’ın nükleer anlaşmayla geri adım attığını belirtti ve bunun önemli oranda ortak uluslararası baskı sayesinde gerçekleştiğini söyledi. Sadjadpur, İran’daki güç dengelerine dikkat çekti.
Sadjadpur, “İran’da karanlıktan faydalanan bir kesim var. Devrim Muhafızları İran’ın dünyayla entegre olmasından endişe duyuyor. Hameney’in hiçbir zaman yabancı yatırımı çekme düşüncesi olmadı. Soru şu, insanlar nükleer anlaşmanın yararlarını görmezse Ruhani ve Zarif’in kaderleri ne olur? Başkan Donald Trump Washington’da, muhafazakarlar da İran’da anlaşmayı sabote ediyor. İran’da birçok kişi anlaşmayı istiyor, dünyayla bütünleşmek istiyorlar, tecrit edilmek istemiyorlar” dedi.
Ilan Goldenberg’e göre ise, bu konuda Avrupa’nın da oynayacağı rol var.
Goldenberg, “Burada sadece Kongre’nin değil Avrupa’nın da oynayacağı rol var. Trump’ın ‘Avrupalı ortaklarımla bir anlaşmam var’ demesi gerekiyor” diyor.
Amerika’yla birlikte İran’la nükleer anlaşmaya imza atan ülkeler Almanya, İngiltere, Fransa, Çin, Rusya ve Avrupa Birliği Tahran’la anlaşmanın hala yürürlükte olduğunu vurguluyor ve bu konuda Trump’ın tutumuna mesafeli yaklaşıyor.
Bundan sonraki süreçte Kongre’nin önünde 3 olasılık var.
Birincisi, Trump yönetimi, İran'ın anlaşmaya uymadığını vurgulasa da, anlaşmanın yürürlükte kalması için Kongre'den Tahran yönetimine yaptırım uygulamamasını isteyebilir.
İkincisiyse Washington’un Kongre'den yaptırım uygulamamasını istemesi ancak anlaşmanın yeniden müzakere edilmesi için harekete geçmesi.
Üçüncü olasılık da Kongre'nin İran'a yeni yaptırımlar yürürlüğe koyarak, anlaşmanın sona ermesiyle sonuçlanacak bir süreç başlatması.