WASHINGTON —
Amerika ve otuzu aşkın ülke Basra Körfezi’nde geçenlerde tarihin en büyük mayın temizleme tatbikatını yaptı. İran körfezdeki stratejik Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidinde bulunuyor. Tatbikat, Amerika ve İsrail’in Tahran’a nükleer silah geliştirme çalışmalarını durdurmazsa kuvvet kullanabilecekleri uyarısında bulunduğu bir dönemde gerçekleşti.
Amerika körfezdeki çok uluslu deniz tatbikatına öncülük etti.
Tatbikat dünya petrolünün beşte birinin geçtiği suları mayınlama tehdidinde bulunan İran’a resmi bir uyarı niteliği taşıyor.
Aynı zamanda İsrail de nükleer programı nedeniyle İran ile aralarında gerginlik artarken son yılların en büyük askeri tatbikatını düzenledi.
İsrailli yetkililer İran’ın nükleer silah geliştirmek için birkaç ayı kaldığını savunuyor.
Başbakan Benyamin Netanyahu çok sert konuştu: “Bazıları şaşırtıcı biçimde nükleer silahlı bir İran’ın Orta Doğu’ya istikrar getireceği gibi saçma bir görüş yaymaya başladı. Bu nükleer silahlı el-Kaide’nin evrensel barışı sağlayacağını söylemek gibi birşey.
Dünya güçleri İran’ın nükleer silah geliştirmeye çalıştığından kuşkulanıyor. Tahran ise nükleer teknolojiyi barışcı amaçlarla kullanmak istediğini öne sürüyor.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad şöyle diyor: “Temelde Siyonistler’in İran’a saldırı tehditlerini ciddiye almıyoruz. İran büyük bir ülkedir. Tüm savunma araçlarına sahibiz, kendimizi savunmaya hazır olduğumuzdan kimse kuşku duymasın.”
Amerika Basra Körfezi’ndeki ateş gücünü ve İran’ın içlerini vurabilecek savaş uçaklarının sayısını arttırıyor.
Başkan Barack Obama diplomasiden yana olduğunu ancak askeri seçeneği masada tuttuğunu söylüyor: “Sakın aksini düşünmeyin. Nükleer silahlı bir İran kontrol altına alınabilecek bir tehdit değildir. İsrail’in varlığına, Körfez ülkelerinin güvenliğine ve küresel ekonomik istikrara yönelik bir tehdittir.”
İran’ın petrol sektörüne uygulanan yaptırımlar ülke ekonomisine zarar verirken paranın değerini de düşürüyor.
Ancak İran nükleer tesislerine santrifüjler eklemeye devam ediyor, uranyum zenginleştirme yeteneğini arttırıyor.
İsrail, İran’a, geçmesi halinde askeri eylem başlatacak kırmızı hatlar çekilmesini istiyor.
Bölge uzmanlarından Patricia Clawson bu görüşe katılmıyor: “İran’ın koyduğumuz kırmızı hattı geçip geçmediğini nereden bileceğiz? İran’ın bir nükleer silahı denemesine kadar beklersek, önleyici bir müdahalede bulunmak için zaman çoktan geçmiş olur.”
Bazı uzmanlar, çıkmazdaki görüşmeleri canlandırmak için İran’a kapsamlı bir anlaşma önerme zamanı geldiği görüşünde.
Bu uzmanlar böyle bir adımın Batı’nın askeri güç kullanmadan önce tüm diplomatik yolları araştırdığını kanıtlaması açısından gerekli olduğunu savunuyor.
Beyaz Saray’ın eski İran danışmanı Dennis Ross da bunlardan biri: “Diplomaside etkili olmak için bir çıkış yolu göstermeniz gerekir. Ama bunu yaparken karşı tarafa çıkış yolu kabul edilmezse bunun sonuçlarının ne olacağını da açıkça belirtmeniz şarttır.”
Bu sonuçların ne olabileceğini Basra Körfezi’nde İran kıyıları açığındaki tatbikata bakarak tahmin etmek hiç de zor değil.
Amerika körfezdeki çok uluslu deniz tatbikatına öncülük etti.
Tatbikat dünya petrolünün beşte birinin geçtiği suları mayınlama tehdidinde bulunan İran’a resmi bir uyarı niteliği taşıyor.
Aynı zamanda İsrail de nükleer programı nedeniyle İran ile aralarında gerginlik artarken son yılların en büyük askeri tatbikatını düzenledi.
İsrailli yetkililer İran’ın nükleer silah geliştirmek için birkaç ayı kaldığını savunuyor.
Başbakan Benyamin Netanyahu çok sert konuştu: “Bazıları şaşırtıcı biçimde nükleer silahlı bir İran’ın Orta Doğu’ya istikrar getireceği gibi saçma bir görüş yaymaya başladı. Bu nükleer silahlı el-Kaide’nin evrensel barışı sağlayacağını söylemek gibi birşey.
Dünya güçleri İran’ın nükleer silah geliştirmeye çalıştığından kuşkulanıyor. Tahran ise nükleer teknolojiyi barışcı amaçlarla kullanmak istediğini öne sürüyor.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad şöyle diyor: “Temelde Siyonistler’in İran’a saldırı tehditlerini ciddiye almıyoruz. İran büyük bir ülkedir. Tüm savunma araçlarına sahibiz, kendimizi savunmaya hazır olduğumuzdan kimse kuşku duymasın.”
Amerika Basra Körfezi’ndeki ateş gücünü ve İran’ın içlerini vurabilecek savaş uçaklarının sayısını arttırıyor.
Başkan Barack Obama diplomasiden yana olduğunu ancak askeri seçeneği masada tuttuğunu söylüyor: “Sakın aksini düşünmeyin. Nükleer silahlı bir İran kontrol altına alınabilecek bir tehdit değildir. İsrail’in varlığına, Körfez ülkelerinin güvenliğine ve küresel ekonomik istikrara yönelik bir tehdittir.”
İran’ın petrol sektörüne uygulanan yaptırımlar ülke ekonomisine zarar verirken paranın değerini de düşürüyor.
Ancak İran nükleer tesislerine santrifüjler eklemeye devam ediyor, uranyum zenginleştirme yeteneğini arttırıyor.
İsrail, İran’a, geçmesi halinde askeri eylem başlatacak kırmızı hatlar çekilmesini istiyor.
Bölge uzmanlarından Patricia Clawson bu görüşe katılmıyor: “İran’ın koyduğumuz kırmızı hattı geçip geçmediğini nereden bileceğiz? İran’ın bir nükleer silahı denemesine kadar beklersek, önleyici bir müdahalede bulunmak için zaman çoktan geçmiş olur.”
Bazı uzmanlar, çıkmazdaki görüşmeleri canlandırmak için İran’a kapsamlı bir anlaşma önerme zamanı geldiği görüşünde.
Bu uzmanlar böyle bir adımın Batı’nın askeri güç kullanmadan önce tüm diplomatik yolları araştırdığını kanıtlaması açısından gerekli olduğunu savunuyor.
Beyaz Saray’ın eski İran danışmanı Dennis Ross da bunlardan biri: “Diplomaside etkili olmak için bir çıkış yolu göstermeniz gerekir. Ama bunu yaparken karşı tarafa çıkış yolu kabul edilmezse bunun sonuçlarının ne olacağını da açıkça belirtmeniz şarttır.”
Bu sonuçların ne olabileceğini Basra Körfezi’nde İran kıyıları açığındaki tatbikata bakarak tahmin etmek hiç de zor değil.
Your browser doesn’t support HTML5