İnsan hakları örgütleri, İranlı yetkililerin Mahsa Amini’nin ölümünden bu yana, davayı açığa çıkararak İran’da ve ülke dışında yankısının artmasına yardımcı olan, çoğunlukla genç kadınlardan oluşan gazetecilere sistematik baskı yaptığını söylüyor.
22 yaşındaki Kürt kökenli İranlı genç kadın Amini, İslam Cumhuriyeti’nin kadınlara yönelik katı kıyafet kuralını ihlal ettiği iddiasıyla Tahran'da tutuklanmasının ardından geçen sene 16 Eylül'de hayatını kaybetmişti.
Amini’nin ölümü, aylarca süren protestolara yol açtı. Protestolar, İranlı yetkililerin 1979 Devrimi’nden bu yana karşılaştığı en büyük zorluklardan biri olarak kayda geçti.
Gözlemci bir gruba göre İranlı güvenlik güçleri, yaklaşık 80'i gazeteci binlerce kişiyi tutuklayarak protestolara karşılık verdi. Amini'nin ölümüyle ilgili haber yapanlar, yetkililer tarafından özellikle hedef alındı.
Amini’nin ailesi, kızlarının gözaltındayken vurularak öldürüldüğünü söylüyor. İranlı yetkililer bu açıklamayı reddediyor.
Amini'nin ölümünden neredeyse bir hafta sonra, İranlı yetkililer geçen sene 22 Eylül'de reformcu Şark gazetesinde çalışan ve Amini'nin kaldırıldığı hastaneye giden 29 yaşındaki gazeteci Nilüfer Hamedi'yi tutukladı.
Hamedi, Amini'nin ölümü doğrulandığında ailesinin yas tuttuğu bir fotoğrafı sosyal medyada paylaşmıştı.
İlgili Haberler Mahsa Amini protestolarının patlak vermesinden bu yana İran'da neler değişti?Hamedi'nin meslektaşı, Ham Mihan gazetesi muhabiri 36 yaşındaki Elahe Muhammedi, Amini’nin cenazesini haberleştirmek için Kürt nüfusun yoğun olduğu İran’ın batısındaki Sakkız’a gitti. Amini’nin memleketindeki cenaze, protestolara dönüştü.
Muhammedi de 29 Eylül'de tutuklandı.
İki kadın gazeteci, o zamandan bu yana neredeyse bir yıldır tutuklu. Hamedi ve Muhammedi, ulusal güvenliği ihlal suçlamasıyla yargılanıyor ve ikisi de bu suçlamayı reddediyor.
“Korkusuz habercilik”
Merkezi Paris’te olan basın özgürlüğü örgütü Sınır Tanımayan Gazeteciler'in (RSF) Ortadoğu birimi direktörü Jonathan Dagher, "Nilüfer Hamedi'nin cesareti ve bağlılığı cezalandırılmak yerine ödüllendirilmeli" dedi.
Dagher, Hamedi’nin tutukluluğu için "Neredeyse bir yıl boyunca tutuklu kalması, İslam Cumhuriyeti'nin gazetecilere karşı korkunç baskısının yanısıra basın özgürlüğünü ve güvenilir bilgiyi reddettiklerini gösteriyor" dedi.
Muhammedi ailesine bir başka darbe olarak, Elahe gibi Ham Mihan gazetesi için çalışan ve protestoları haberleştiren ikiz kardeşi Elnaz'a bu ayın başında "komplo ve gizli anlaşma" suçundan üç yıl kısmen ertelenmiş hapis cezası verildi.
Ham Mihan gazetesine konuşan avukatlar, Elnaz Muhammedi ve diğer sanık Negin Bagheri'nin cezanın kırkda biri kadar, yani bir aydan az bir süre hapiste kalacağını söyledi.
Ancak Muhammedi ve Bagheri’nin istihbarat yetkililerinin gözetiminde "etik" eğitiminden geçmeleri gerekiyor ve ülkeyi terk etmeleri yasaklanıyor.
Dagher, "İran hükümeti, Elahe Muhammedi'yi son 11 aydır hapsederek ve Elnaz Muhammedi'yi cezalandırarak, bu iki kardeş gazeteciyi ve görüşlerini aktardıkları kadınları susturmaya kararlı olduğunu gösteriyor" dedi.
İlgili Haberler “Mahsa Amini protestolarında öldürülenlerin aileleri taciz ve korkutma politikalarına maruz kalıyor”