28 Şubat’ın Genelkurmay Başkanı Karadayı Vefat Etti

Kamuoyunda ‘post modern darbe’ olarak bilinen 28 Şubat Süreci’nde Genelkurmay Başkanlığı görevinde bulunan emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı İstanbul’da vefat etti.

88 yaşında hayata gözlerini yuman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 22. Genelkurmay Başkanı,1994 yılında Doğan Güreş’ten devraldığı görevde dört yıl kalmış, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den gelen bir yıl daha görevde kalma teklifini kabul etmemişti.

İsmail Hakkı Karadayı, Kara Kuvvetleri Komutanı Nurettin Ersun ve 1. Ordu Komutanı Adnan Ersöz’ün darbe ihtimali nedeniyle Başbakan Süleyman Demirel’in teklifiyle erken emekli edildiği, bu iki ismin yerine 12 Eylül Darbesi’ni yapacak Kenan Evren’in Ege Ordu Komutanlığı’ndan Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na, Milli Güvenlik Kuru Genel Sekreteri Nurettin Ersin’in ise 1. Ordu Komutanlığı’na atandığı 1977 yılı Yüksek Askeri Şurası’nda tuğgeneral oldu.

1981 yılında Sabahattin Akıncı ve Fikret Küpeli’nin ardından üçüncü sıradan tümgeneral, 1985 yılında sonra MİT Müsteşarlığı ve Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı yapacak Hayri Ündül’ün ardından ikinci sıradan korgeneral olan Karadayı, 1989 yılı Yüksek Askeri Şurası’nda birinci sıradan orgeneral oldu ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’na atandı.

1992’de 1. Ordu Komutanı, 1993’te Kara Kuvvetleri Komutanı olan İsmail Hakkı Karadayı, 1994 yılında Genelkurmay Başkanı oldu.

Karadayı’nın döneminde Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine karşı Çelik ve Çekiç harekatları düzenlendi.

Bunun dışında Ege Denizi’nde Yunanistan’la yaşanan Kardak krizinde SAT komandoları Kardak adasına çıktı.

Karadayı: ‘‘TSK her türlü bağnazlık karşısında sarsılmaz ilerici bir güçtür’’

Karadayı’nın bu görevde ilk ciddi çıkışı 1995 Seçimleri sonrası oldu. Refah Partisi’nin birinci çıktığı seçimler sonrası Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi arasındaki koalisyon görüşmelerinin sonuçsuz kaldığı günlerde dönemin kara, hava ve jandarma komutanlarıyla birlikte Kayseri’deki 1. Komando Tugayı’nı ziyaret eden 22. Genelkurmay Başkanı’nın mesajı netti:

‘‘Türk Silahlı Kuvvetleri çağdaş, laik ve demokratik dünya görüşünü benimseyen, her türlü bağnazlığın karşısında ilerici bir karaktere sahip sarsılmaz bir güçtür.’’

Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisi’nin ancak 3 ayda kurduğu ve 6 Mart 1996’da faaliyete geçen ANAYOL koalisyonu, üçüncü ayını dolduramadan Refah Partisi’nin Başbakan Mesut Yılmaz hakkında verdiği gensoruyla düştü ve yerine 28 Haziran’da Necmettin Erbakan’ın başbakanlığı üstlendiği Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi’nin kurduğu Refahyol kabinesi işbaşına geldi.

28 Şubat’a giden süreç

Yaklaşık bir yıl süren Refahyol hükümeti sırasında önce Susurluk kazası oldu, onu 1 dakika karanlık eylemleri takip etti. Ocak ayında Başbakanlık’ta düzenlenen iftara bazı tarikat şeyhleri ve cemaat liderlerinin davet edilmesi TSK çevrelerinde rahatsızlık yarattı. Bu konjonktürde toplanan 28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu, 9 saat sürdü.

Ertesi gün gazeteler, ‘‘Rejime ince ayar’’ başlıklarıyla çıkarken toplantı sonrası yayınlanan bildiride ‘‘Atatürk ilkeleri doğrultusunda Anayasa ve Cumhuriyet yasalarından asla taviz verilmemeli, laikliğin demokrasinin teminatı ve yaşam tarzı olduğu unutulmamalı, rejimin kendisine ve geleceğine yönelik tartışmaların Türkiye’ye zarar verdiği görülmeli’’ ifadelerin yer alması kimilerine göre TSK tarafından hükümete ‘muhtıra’ verilmesi olarak yorumlandı. Başbakan Erbakan, hükümete tavsiye niteliğindeki MGK kararlarının altına beş gün imza atmasa da DYP’den gelen ‘Hükümetten çekiliriz’ açıklamaları üzerine 5 Mart’ta imzaladı.

28 Şubat’tan 3,5 ay sonra Başbakan Erbakan istifa etti

Ancak ordu-Refah Partisi gerilimi ilkbahar boyunca devam etti. 11 Haziran’da Genelkurmay Başkanlığı’nda düzenlenen brifingde ‘Rejimin gerekirse silahla’ korunabileceği yönündeki ifadelerden sonra 18 Haziran’da Necmettin Erbakan, başbakanlıktan istifasını Cumhurbaşkanı Demirel’e sundu. Cumhurbaşkanı’nın hükümeti kurma görevini verdiği ANAP lideri Mesut Yılmaz ise DYP’den ayrılanların kurduğu DTP ve DSP ile hükümet kurdu.

Karadayı, 28 Şubat davasında müebbet hapse mahkum edildi ama cezaevine girmedi

Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in ‘post modern darbe’ olarak adlandırdığı 28 Şubat MGK’sı 2013 yılında davaya dönüştü.

Soruşturma kapsamında 3 Ocak 2013’te gözaltına alınan ve tutuksuz olarak yargılanan İsmail Hakkı Karadayı, 2018 yılında aralarında Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ahmet Çörekçi, dönemin Genelkurmay MEBS Başkanı ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Hayri Bülent Alpkaya, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Hikmet Köksal’ın da bulunduğu 21 kişiyle birlikte müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Ancak yaşı göz önüne alınarak adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.

‘‘Postmodern darbe ifadesi aptalca’’

2013 yılında TBMM’de kurulan 28 Şubat Komisyonu’na ifade veren İsmail Hakkı Karadayı, ‘post modern darbe’ ifadesini eleştirirken dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’ın 28 Şubat kararlarının altında imzası olduğunu hatırlattı:

"Postmodern darbe" ifadesini kullanan fevkalade aptalca bir ifade kullanmıştır. Hani bazı insanlar vardır, ileri çıkmak, önde görünmek şeyi… Bunu kim çıkarttı, nereden çıkarttılar hâlâ hayıflanırım ve üzülürüm. Silahlı Kuvvetler siyasetten çekilmeli, siyasete katiyen bulaştırılmamalı çünkü siyaset Silahlı Kuvvetleri yıkar, yıkmaktır. Kararlar onaylandı. Başbakanın imzasıyla: ‘Bu konuların önemi dikkate alınarak, yani Millî Güvenlik Kurulu tavsiye kararlarının, Anayasamızın Türkiye Cumhuriyeti devletinin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olması çerçevesinde bakanlığınızı ilgilendiren konularda konuyla ilgili kısa, orta ve uzun vadeli tedbirlerin dikkat ve ihtimamla ele alınması; mali destek, yasa değişikliği ihtiyaç gösteren tedbirler varsa bunlar hakkında da Bakanlar Kurulu'nca gereğinin yerine getirilmesi için Başbakanlığa bilgi verilmesini rica ederim. Başbakan.’ Bu yayınlandı.’’

İsmail Hakkı Karadayı, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Şeref Madalyası, TSK Üstün Hizmet Madalyası, TSK Altın Şeref Madalyası, Güney Kore TONG ILJANG Madalyası, Pakistan Nişan-ı İmtiyaz Madalyası, ABD Liyakat Madalyası, Ürdün Birinci Derece İstihkak Nişanı ve Fransız Liyakat Nişanı sahibiydi.