İsrail, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te topraklarına düzenlediği saldırının mimarı 62 yaşındaki Yahya Sinvar'ı öldürdü.
Hamas lideri Yahya Sinvar, on binlerce Filistinli'nin öldürüldüğü, Gazze'yi yerle bir eden ve Lübnan’daki müttefiki Hizbullah'a büyük kayıplar verdiren İsrail misillemesini başlatan 7 Ekim saldırılarından pişmanlık duymadığını söylemişti.
İslami gruplar üzerine araştırmalar yapan yazar Hassan Hassan'a göre Sinvar İran'ı ve Hizbullah, Yemen'deki Husiler ve Iraklı milislerden oluşan “Direniş Ekseni”nin tamamını İsrail ile çatışmaya sürükledi.
“Şimdi 7 Ekim'in etkilerini görüyoruz. Sinvar'ın giriştiği kumar işe yaramadı” diyen Hassan, Direniş Ekseni'nin asla toparlanamayabileceği görüşünde.
Hassan, “İsrail'in iki hafta içinde Hizbullah'a yaptıkları neredeyse bir yıl boyunca Gazze'de Hamas'ı geriletmeye eşdeğer. Hizbullah'ta üç liderlik kademesi ortadan kaldırıldı, askeri komuta kademesi yok edildi ve önemli lideri Hasan Nasrallah suikasta kurban gitti” dedi.
Ancak Sinvar'ın Hamas üzerindeki hakimiyeti, Gazzeliler arasındaki bazı muhalefet işaretlerine rağmen sarsılmaz bir şekilde devam etti.
Yahya Sinvar, Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye'nin Temmuz ayında Tahran ziyareti sırasında öldürülmesinin ardından İslamcı hareketin genel lideri olarak seçilmişti. İsrail, Haniye'nin öldüğü saldırıyla ilgisi olduğunu doğrulamadı.
İsrail tarafından “Kötülüğün Yüzü” olarak adlandırılan ve Gazze’nin altındaki tünellerde faaliyetlerini sürdüren Sinvar, üç Hamas yetkilisi ve bir bölge yetkilisine göre gizlilik içinde hareket ediyor, sürekli yer değiştiriyor ve dijital olmayan iletişim için güvenilir haberciler kullanıyordu. Sinvar, 7 Ekim 2023'ten beri halk arasında görülmüyordu.
Üç Hamas kaynağı, Katar ve Mısır'ın öncülüğünde aylarca süren ve rehinelerle tutukluların takas edilmesine odaklanan başarısız ateşkes görüşmelerinde Sinvar'ın tek karar verici olduğunu söylüyordu.
Sinvar'ın bir dava uğruna hem kendisinin hem de Filistin halkının çektiği acılara tahammül eşiğinin ne kadar yüksek olduğu, 2011 yılında Gazze'de kaçırılan bir İsrail askerine karşılık kendisi dahil 1027 mahkumun takas edilmesine yardımcı olduğunda ortaya çıkmıştı. Hamas'ın İsrail askerini kaçırma eylemi, İsrail'in Gazze'ye saldırmasına ve binlerce Filistinli'nin ölümüne yol açmıştı.
Sinvar'ı tanıyan bazıları Reuters'a yaptıkları açıklamalarda, Sinvar'ın kararlılığını, Gazze'deki mülteci kamplarında geçen yoksul bir çocukluk ile İsrail tarafından hapiste tutulduğu, zor şartlar altında geçen 22 yılın şekillendirdiğini söyledi.
İsimlerinin açıklanmaması kaydıyla konuşan tüm kaynaklar, rehineler ve esir takası konusunun Sinvar için son derece kişisel olduğunu söyledi. Sinvar, İsrail'de tutulan tüm Filistinli mahkumları serbest bırakma sözü vermişti.
Sinvar 1980'lerde kuruluşundaki kısa bir süre sonra Hamas'a üye oldu ve grubun tarihi Filistin topraklarında bir İslam devleti kurmayı amaçlayan ve İsrail'in varlığına karşı çıkan radikal İslamcı ideolojisini benimsedi.
Bu ideoloji İsrail'i sadece siyasi bir rakip olarak değil, Müslüman topraklarında işgalci bir güç olarak görüyor.
İslami hareketler üzerine çalışan uzmanlar, bu açıdan bakıldığında, zorlukların ve acıların Sinvar ve destekçileri tarafından genellikle daha geniş bir İslami fedakarlık inancının parçası olarak yorumlandığını söylüyor.
Adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Hamas yetkilisi, Sinvar için, “Onun kararlılığının ardında yatan ideoloji azmi, hedef azmi yatıyor. Çilekeş ve azla yetinen biri” tanımlaması yapıyor.
Yoksulluktan liderliğe yükseliş
Gazzeli Wissam İbrahim, Sinvar'ın savaştan önce İsrail'in onlarca yıllık işgali sırasında Gazze'de geçirdiği çocukluğundan bahsettiğini ve bir keresinde annesinin boş Birleşmiş Milletler gıda yardımı çuvallarından giysiler yaptığını söylediğini aktardı.
Hapishanede yazdığı yarı otobiyografik romanında Sinvar, İsrail 2005 yılında Gazze'den çekilmeden önce askerlerin Filistinliler'in evlerini “avının kemiklerini kıran bir canavar gibi” buldozerlerle yıkmasını anlatmıştı.
İsrail için casusluk yaptığından şüphelenilen Filistinliler'i cezalandırmakla görevli olan Sinvar, daha sonra adını bir hapishane lideri olarak duyurmuştu.
İki İsrail askeri ile dört Filistinli'nin kaçırılıp öldürülmesini planlamaktan aldığı 22 yıllık hapis cezasından kahraman olarak çıkan Sinvar, daha sonra hızla Hamas'ın üst kademelerine yükseldi.
Dört gazeteci ve üç Hamas yetkilisi, Sinvar'ın Gazze'deki günlük zorlukları ve acımasız gerçekleri anlamasının Gazzeliler tarafından olumlu karşılandığını, korkutucu şöhretine ve öfke patlamalarına rağmen insanlara kendilerini rahat hissettirdiğini söyledi.
Arap ve Filistinli yetkililer tarafından Hamas'ın stratejisinin ve 2012'de ziyaret ettiği İran'la kurduğu güçlü bağlarla desteklenen askeri kabiliyetlerinin mimarı olarak görülen Sinvar, 7 Ekim baskınını düzenlemeden önce de İsrail'e saldırma arzusunu gizlememişti.
Sinvar, bir yıl önce yaptığı bir konuşmada İsrail'e savaş uçakları ve roketlerle saldırma sözü vermiş, ya İsrail'in 1967'de işgal ettiği topraklarda bir Filistin devleti kurmak için dünyayı birleştirecek ya da Yahudi ulusunu küresel sahnede yalnız bırakacak bir savaşın işaretini vermişti.
Bu konuşmayı yaptığı dönemde Sinvar ve Hamas'ın askeri komutanı Muhammed Deif, saldırı için çoktan gizli planlar yapmışlar, hatta kamuoyu önünde böyle bir saldırıyı simüle eden eğitim tatbikatları bile uygulamışlardı.
Sert ve inatçı
1988 yılında tutuklanan Sinvar, iki İsrail askeri ile dört şüpheli Filistinli muhbirin kaçırılıp öldürülmesini organize etmekle suçlanarak, dört kez müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
Sinvar'la birlikte 1991 ile 1995 yılları arasında Aşkelon'da hapis yatan eski Lübnanlı komünist militan Nabih Awadah, Hamas liderinin İsrail ile Filistin Yönetimi arasında 1993 yılında imzalanan Oslo Barış Anlaşmaları'nı “felaket” olarak gördüğünü ve İsrail'in Filistin topraklarından “müzakerelerle değil, ancak güç kullanarak” çıkarılabileceğini söylediğini anlattı.
Awadah, “inatçı ve dogmatik” olarak nitelendirdiği Sinwar'ın Hamas ya da Lübnan Hizbullahı’nın İsrailliler'e saldırılarını duyduğunda sevinçten havalara uçtuğunu söyledi. Sinvar'a göre askeri çatışma “Filistin'i İsrail işgalinden kurtarmanın” tek yoluydu.
Awadah, Sinvar'ın “İslamcı ya da dindar olmayanlar dahil tüm mahkumlar için etkili bir model” olduğunu söyledi.
Hamas liderini hapishanede 180 saat boyunca sorgulayan İsrail'in Şin Bet güvenlik teşkilatının eski yetkilisi Michael Koubi, Sinvar'ın gözdağı verme ve komuta etme yeteneğiyle öne çıktığını söyledi.
Koubi, o zamanlar 28 ya da 29 yaşında olan Sinvar'a neden evlenmediğini sorduğunda, “Hamas benim eşim, benim çocuğum. Hamas benim her şeyim” yanıtını aldığını aktardı. 2011'de hapisten çıktıktan sonra evlenen Sinvar'ın üç çocuğu oldu.
Awadah, keskin içgüdüleri ve dikkatinin Sinvar'ın hapishaneye sızmış Şin Bet muhbirlerini tespit edip ifşa etmesini sağladığını da söyledi.
Awadah, Sinvar'ın liderliğinin 1992 yılında binden fazla mahkumun sadece su ve tuzla hayatta kalmasına öncülük ettiği açlık grevi sırasında çok önemli olduğuna dikkat çekti. Sinvar cezaevi yetkilileriyle müzakere etmiş ve kısmi tavizlerle yetinmeyi reddetmişti.
Sinvar ayrıca hapishanede geçirdiği zamanı akıcı İbranice öğrenmek için kullanmıştı.
Birlikte hapisteyken Sinvar'ın sık sık Aşkelon'un ailesinin atalarının memleketi olduğunu hatırlattığını söyleyen Awadah, bugün İsrail'de bulunan Aşkelon hapishanesinin avlusunda çıplak ayakla masa tenisi oynarken Sinvar'ın ayaklarının Filistin topraklarına değmesini istediğini söylediğini aktardı ve “Sinvar bize sık sık 'Ben hapishanede değilim; toprağımdayım. Burada, ülkemde özgürüm' derdi” şeklinde konuştu.