İran’la bir anlaşmaya varılmadığı için nükleer görüşmelerin ikinci kez uzatılmasından Batı ülkeleri memnun olmasa da bu durumdan en çok İsrail memnun. Çünkü İsrail, İran’la hiç anlaşmaya varılmamasının, en azından kötü bir anlaşmaya mahkum olmaktan daha iyi olduğunu savunuyor.
İran’la nükleer görüşmelerin uzatılması, İsrail’i çok rahatlattı. Başbakan Benyamin Netanyahu, Amerikan ABC televizyonuna yaptığı açıklamada nükleer programına son verinceye kadar İran’a cezai yaptırımların uzatılması gerektiğini savundu: “İran’ın nükleer silah yapma gücünü kırmadan yaptırımları kaldırmayın. Görebildiğim kadarıyla da İranlılar henüz bu aşamaya gelmiş bile değil. Amerika ve diğer dünya güçleri, İran’ı bomba yapabilecek güçte bırakırsa bu tarihi bir hata olur.”
Tahran hükümeti nükleer programının sivil amaçlı olduğunu savunuyor. İran ve P5+1 grubu zaten bir yıldır devam eden görüşmeleri yedi ay daha uzatmaya karar verdi. Taraflar ikinci kez belirlenen, 24 Kasım günkü son tarihe rağmen anlaşmaya varamadı.
Görüşmeler geçen Haziran ayında da uzatılmıştı. Nükleer programın temposunu düşürmesi karşılığında, İran’a uygulanan uluslararası yaptırımlar biraz hafifletildi. Tel Aviv’deki Uluslararası Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü uzmanı ve eski Uluslararası Atom Enerji Dairesi çalışanı Efraim Asculai’ye göre, bu İran’ı rahatlattı: “İranlılar kapasitelerinden bir şey kaybetmiş değil. Eğer karar verseler üç ila altı ay içinde nükleer silah yapabilirler. Hem kapasiteye, hem malzemeye hem de bunu yapabilecek gerekli teknolojik bilgiye sahipler. Sonuçta değişen bir şey olmadı.”
Asculai, İran geri adım atıncaya kadar yaptırımların etkisini yitirmemesi gerektiğini savunuyor: “İranlılar uranyum zenginleştirme programını durdurmak zorundalar. Ya da en azından çok daha az zenginleştirmeleri gerekiyor. Hem askeri nükleer araştırmalarına son vermek, hem de durdurduklarını belgelemek zorundalar.”
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, kötü bir anlaşma olacağına hiç anlaşma olmaması tercihini daha önce de vurgulamıştı. Ancak Asculai’ye göre bunun tam tersi, yani kötü bir anlaşmaya varılması bile önemli: “İyi bir anlaşmaya varmanızın imkanı yok. Kötü bir anlaşma, tartışmaların ömrünü uzatacak ama gündemde öne çıkarmayacak bir örtü sadece. Eğer bir anlaşmaya varılmazsa hem P5+1 devletleri hem de İsrail bir karara zorlanacak. Bu noktada İran’la ne yapmanız gerektiğine karar vereceksiniz.”
Birçok uzman, Batılı ülkelerin Ortadoğu’da yeni bir çatışmadan kaçınması yüzünden İran’la görüşmelerin devam edeceği düşüncesinde. İran ise statükoyu korumaya niyetli görünüyor.