İltica talebinde bulunan Afrikalılar çöldeki Holot hapishanesinde tutuluyor.
Burada, 2,000 kadar Afrikalı kalıyor. Dışarıya çıkma izinleri olsa da, günde üç kez yoklamaya çıkmak zorundalar.
Holot hapishanesinin karşısındaki Saharonim hapishanesindeyse, yaklaşık 1,000 Afrikalı kalıyor. Bunlar, geçen sekiz yıl içinde Sudan ve Eritre’den İsrail’e gelen 50 bin Afrikalı arasında bulunuyor.
İnsan Hakları İzleme’nin yayınladığı son rapor, bu göçmenlere çalışma izni verilmediğini ve sadece çok az bir kısmının iltica talebinin kabul edildiğini gösteriyor.
Örgüt temsilcisi Bill Van Esveld, İsrail hükümetinin Afrikalı göçmenleri geri dönmeye zorladığını söylüyor:
“Bu sığınmacıları, İsrail’de sınırsız bir gözaltı statüsünde kalmak veya ülkelerine geri gönderilmek arasında seçim yapmaya zorlayan yasalar çıkarıldı. Bu da iltica hukukunda, kendi ülkesinden cezalandırılma korkusuyla kaçanları geri dönmeye zorlamak anlamına geliyor.”
Bazı İsrailliler, göçmen akınının İsrail’in varlığını tehdit ettiğini söylüyor. İsrail hükümeti, Afrikalılar’ın girişini engellemek için Mısır sınırına çit çekti.
Benjamin Netanyahu: “Sınırı kapatmadan önce girmeyi başaranları geri göndermeye kararlıyız. Bu kişiler sığınmacı değiller. Burada sınırdan kaçak giren yasadışı işçilerden söz ediyoruz ve bunları adalete teslim etmeye kararlıyız.”
İsrail’e iltica etmeye çalışan Sudan vatandaşları geri dönmeleri halinde 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir. Aynı şekilde Eritreliler de askerlikten kaçtıkları için cezalandırılma riski taşıyor.
Van Esveld’e göre, İsrail’in politikasını değiştirmesi gerekiyor:
“Bu sığınmacılara, her yıl yenilenmek şartıyla çalışma izni ve keyfi gözaltı uygulamasına karşı yasal statü verilmeli. Bu izinler, Eritre ve Sudan’daki durum düzelinceye kadar uzatılabilir.”
İsrailliler’in bazıları Afrikalılarla yaşamak istemezken, sığınmacı olarak yaşadıkları dönemleri hatırlayan bazı İsrailliler ise göçmenleri destekliyor.