Başkan Obama, işsizlik maaşı alma süresini 99 haftaya uzatan yasayı imzaladı. İşsizlik maaşı alma süresinin uzatılması son iki yıl içinde işini kaybeden bir milyon 400 bin Amerikalı’yı ilgilendiriyor. Yasa ayrıca Büyük Buhran’dan bu yana ilk kez bu kadar uzun süren işsizlik krizinin etkilerini biraz olsun hafifletmeyi amaçlıyor.
Amerika’nın Sesi, Washington yakınlarındaki bir kariyer danışmanlık merkezini ziyaret etti ve iş arayanların ne gibi zorluklarla karşılaştıklarını araştırdı.
Vanessa Bridges, uzun zamandır işsiz olan 14 milyon 600 bin Amerikalı’dan biri. Washington’daki bir mimarlık firmasında iş gelişimi müdürlüğü yapan Bridges, ekonomik kriz patlak verdiğinde işini kaybetmiş. Bridges, şimdi de yeni bir dalda iş bulmaya çalışıyor. Ancak kriz, ekonominin her kesimini etkilediği için işi çok zor. Vanessa Bridges anlatıyor:
"Ekonomik kriz her kesimden insanı çok zor durumda bıraktı. Sözkonusu olan sadece birkaç kişinin işini kaybetmesi değil, çok sayıda şirketin iş hayatı sona erdi.”
Günümüz piyasasında iş aramanın çok zor olduğunu söyleyen Bridges, Maryland eyaletinde Çalışma Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan İş Bulma Kurumu’ndan yardım alıyor. Kurum, rezüme yazmaktan İnternet’te iş aramaya kadar birçok konuda seminerler düzenliyor.
Vanessa Bridges, iş ararken öğrenilmesi gereken en önemli noktalardan birinin İnternet’te iş başvurusu yapmak olduğunu söylüyor:
"Son iki-üç yıl içinde iş aramadıysanız bugünkü durumun ne kadar farklı olduğunu göreceksiniz. Sadece rezüme hazırlayıp postaya vermek, gazete ilanlarına bakmak yetmiyor. Artık herşey İnternet’ten yapılıyor.”
İş Bulma Kurumu’ndan Nancy Fink, iş arayanların birkaç cephede birden faaliyet göstermesi gerektiği görüşünde. Geçmişte gerekli olmayan bazı şeylerse artık zorunlu. Nancy Fink anlatıyor:
"İş başvurusunda bulunacak kişilerin rezüme yazmaları tabii ki gerekiyor ancak aynı zamanda sosyal medyadan da iyi anlamak zorundalar. Linkedin ve Facebook’ta olmaları gerekli. Bire bir bağlantı kurmaları çok önemli. Mezun oldukları okulların mezunlar dernekleriyle iletişim içinde de olmaları şart.”
İş arayanlar büyük zorluklarla karşı karşıya. Çalışma Bakanlığı’na göre ülkede her iş ilanına en az beş kişi başvuruyor.
İş arayan altı kişiyle görüştük. Hepsi daha önce yılda 100 bin doların üzerinde maaş alan, yönetici seviyesinde görev yapan yüksek eğitimli kişiler. Onlara karşılaştıkları zorlukların neler olduğunu sorduk. Eskiden bir çağrı merkezinin yöneticisi olan Milly Probst, deneyimi ve maaş talebinin potansiyel işverenleri korkuttuğunu söylüyor:
"Daha dün bir iş fuarındaydım. İş arayan adaylarla görüşen kişinin daha ağzından çıkan ilk söz ‘ne kadar da göz kamaştırıcı bir rezümeniz var’ oldu. Olduğumdan daha deneyimsiz görünmek istemiyorum, bu nedenle bütün herşeyi yazdım. Ancak şimdi beni çok kalifiye gösterdiği için rezümemi değiştirmeyi düşünüyorum.”
Konuştuğumuz herkes, iş güvenliğinin artık geçmişte kaldığını, şirketlerin yüksek maaşlı elemanları işten çıkararak maliyetleri düşürmeye çalıştığını, gelecekte girişimcilerle özel danışmanların yıldızının parlayacağını söylüyor. Pamela Robb da eski bir yönetici:
"Bugün ne yapıyorum? Hangi işi kiminle yürütüyorum? Yolun yarısında, altı ay sonra sözleşmem sona erdiğinde, kiminle çalışıyor olacağım? Bu soruların yanıtlarını arayıp bulmam gerekiyor.”
Nancy Fink, kurumunun sunduğu programlara katılanların çoğunun eninde sonunda iş bulacağını söylüyor. Ancak iş arayanların çok şey beklememeleri, birkaç işi birden yapmaya ve ekonomi düzelinceye kadar daha az maaşla çalışmaya hazırlıklı olmaları gerekiyor.