İstanbul ve Diyarbakır Barosu Avukatları Eylemlerini Sürdürüyor

Her ilde birden fazla baro kurulmasının yolunu açacak teklifin TBMM’ye sunulduğu gün protestolar da durmadı.İstanbul Barosu’nun çağrısıyla avukatlar Salı günü öğle saatlerinde, İstanbul Adalet Sarayı’nın önündeki Çağlayan Meydanı’nı doldurdu.

Yoğun güvenlik önlemi alan polis, bir yandan alanın önemli bir bölümünü eyleme kapatırken diğer yandan da megafonla sık sık ‘‘Corona salgını sosyal mesafe kurallarına uyalım’’ çağrısı yapıyordu.

Your browser doesn’t support HTML5

İstanbul Barosu Avukatları: ‘‘Savunma Susmayacak’’

Alanın daraltılmış olması nedeniyle meydana ulaşamayan avukatlar ‘‘barikatı kaldır’’ sloganını atınca polis güvenlik önlemlerini geri çekmeye başladı.

Yoğun alkış altında kürsüye çıkan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, seçimlerde karşı karşıya gelen milliyetçi, muhafazakar, cumhuriyetçi, demokrat avukatların aynı amaçla bir araya geldiğini söyledi.

İstanbul Barosu Başkanı, ‘‘Dosyalarımızı bize göstermiyorlar. Bizden saklıyorlar. Niye bunun avukatlığını yapıyorsun denilerek sorgulanıyor. Avukatların kimisi açlık grevinde kimisi ölüm grevinde avukatlar. ‘Gelin bunları konuşalım, hiç konuşulmayanları konuşalım’ dedik. ‘Sizi parçalayacağız, adliyelerdeki odalarınızı ayıracağız’ dediler. Her görüşten 80 barodaki arkadaşımız ortak metne imza attı. Bize ‘siz siyaset yapıyorsunuz’ dediler. Biz siyaset yapmadık. Ama Edirne’den siyasetin suç olduğu bir yer söyler misiniz bana? Hukukçular siyaset konuşmasın istiyorlar. Konuşacağız. Bunları engellersen, susturursan burası hukuk devleti olmaz. Adaleti sağlayanlar avukatlardır. Bize tahammül edeceksin. Üç kuruş için gece yarıları sorgulara giriyoruz. Ne çektiğimizi biz biliriz. Ankara’ya söylüyorum: Barolar susmaz, biz avukatlar biat etmeyiz’’ dedi.

Durakoğlu’ndan ‘‘FETÖ projesi’’ çıkışı

İstanbul Barosu Başkanı, 2010 Referandumu öncesinde bu tür bir değişikliğinin gündemde olduğuna dikkat çekerek ‘çoklu baro’ fikrinin patentinin bugün FETÖ olarak tarif edilen Gülen cemaatine ait olduğunu ifade etti.

Durakoğlu, ‘‘Yazın bugünün tarihini, bir yere yazın. 30 Haziran 2020. Bu bir FETÖ projesidir. 2009 yılında Devlet Denetleme Kurumu’nda hazırlanan bir projedir bu. Yargının ele geçirildiği iki sac ayağından sonra üçüncüsünün de ele geçirilme projesidir. 2010 referandumu ile birlikte planlanan bir projedir. Yırtın bunu. Bunu atın, yok edin. Unutmayın. Kendi şeyhini mehdi zanneden tek cemaat FETÖ değil. Baro başkanları Ankara’ya giremedi. Bir zulümden, bir polis devletinden söz ediyorum. Kendilerine de seslendik: Biz buradan dönemeyiz. Dönersek meslektaşlarımızın yüzüne bakamayız. 28 saat sonra açmak zorunda kaldılar. Bu ülkenim avukatları olarak bu teklifin üniter devlet yapısına aykırı olduğunu kanıtlayacağız. Sonuna kadar mücadele edeceğiz’’ diye konuştu.

Feyzioğlu’na istifa çağrıları

Avukatlar Durakoğlu’nun konuşması sırasında sık sık Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, ‘‘Savunma susmadı, susmayacak’’ ve ‘‘Feyzioğlu istifa’’ sloganları attı.

Eyleme katılan genç avukatlardan Yalçın Deniz Özen, ‘‘Bugün adalet talep etmek için baroların bölünmesine karşı çıkmak için gerçekten eşitlikçi ve özgürlükçü bir baro yönetimi için ve Metin Feyzioğlu’nun istifa etmesi için buraya geldik. Binlerce avukat ve bir sürü baro başkanının söylediği gibi Metin Feyzioğlu istifa etmelidir. Doğrudan sarayın adına konuşmaktan vazgeçmelidir ve bu yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir’’ dedi.

Bir başka genç avukat Eli Sıla Aşık da ‘‘Pandemi süreci yasaların geçirilmesi için iktidar tarafından fırsat olarak değerlendirildi. Genç avukatların problemlerini çözmek yerine tekrar baroların siyasileşmesi, ötekileşmesi için bir çalışma yapıldı. Ben hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra ekonomik olarak zor günler geçirdim. Şimdi benden genç avukatlar yine aynı sorunla karşı karşıya. Bir başka sorun daha var çoklu baro yargı bağımsızlığı açısından çok tehlikeli. Çünkü yargıda x barosuna bağlı avukatın veya y barosuna kayıtlı bir avukatın arasında nasıl bir fark gözetebilecek yargılama sırasında avukatların faaliyetleri sırf bu nedenle ertelenebilecek. Buna karşıyım’’ ifadelerini kullandı.

Avukat Atalay: ‘‘AKP ve MHP üyesi avukatlar da itiraz ediyor’’

Avukat Can Atalay’a göre, bu değişiklik 2010 Referandumu kadar zarar verme potansiyeli içeriyor.

Atalay, ‘‘Bu yasa teklifi eğer geri çekilmezse, 2010 referandumunda hukuk dünyasına ve Türkiye’ye ne kadar büyük zarar verildiyse en az o kadar büyük bir zarar verilecek. Çok tehlikeli bir iş yapıyor siyasi iktidar. Avukatların özlük hakları ile ilgili gerçek sorunları var. Ama bir takım lütuflardan başka bir şey konuşulmuyor. Çok ciddi hukuka aykırılıklar var. Bunlar konuşulmuyor. Bugün burada AKP’liler ve MHP’liler de itiraz ediyor. Gözümüzle görüyoruz AKP ve MHP üyesi meslektaşlar burada’’ yorumunda bulundu.

Avukatlar, polisin bu kadar geniş kapsamlı güvenlik önlemleri almasından da rahatsızdı.

Nurcan Seçil Koçak, ‘‘Savunma ayağı için buradayız. Vatandaşlarımızın zarar görmemesi için ülkenin gidişatının kötüye gitmemesi için kamu gücüyle iş yapan bir bireyiz. Biz de kamu hizmeti yapıyoruz. Burada polislerle dip dibe olmamız, bir savaşın içindeymişiz gibi yansıtılmak hoşumuza gitmiyor. Lütfen bunu geri çeksinler. Biz kim neci diye bakmayız. Biz insan diye bakarız. Dosyaları o yüzden alırız. Biz savunma hakkını yerine getirmeye çalışırız. Biz bunun karşısında duracağız’’ diye konuştu.

Diyarbakır Barosundan Oturma Eylemi

Yasa teklifini protesto için yürüyüş ve miting yapmak isteyen Diyarbakır Barosu üyelerine polis izin vermedi. Bunun üzerine avukatlar Adliye önünde oturma eylemi yaptı.

Diyarbakır Barosu Yönetimi yasa teklifine karşı Adliye’den, önceki dönem Baro Başkanlarından Tahir Elçi’nin öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare’ye kadar yürüyüş ve ardından miting yapmayı planlıyordu. Bu amaçla Baro önünde toplanan avukatlar polis tarafından ablukaya alındı. Avukatların adliye önüne kadar gelmesine izin verildi. Burada avukatların önü çevik kuvvet tarafından kesildi. Polis avukatların yürümesine izin vermedi. Müzakereler sonuç vermeyince avukatlar basın açıklaması ve oturma eylemi yapmaya karar verdi.

Your browser doesn’t support HTML5

Diyarbakır'da Avukatlardan Adliye Önünde Oturma Eylemi

Basın açıklamasını yapan Baro Başkanı Cihan Aydın, avukatların örgütsüz bırakılmak istendiğini söyledi. Aydın, “Ankara yürüyüşü sonrasında da söylediğimiz üzere yasa tasarısı geri çekilinceye kadar demokratik protesto hakkımızı kullanacağımız defalarca kamuoyuyla paylaştık. Bu mücadelemizin bir parçası olarak bugün karşınızdayız. Mart ayında gündeme getirilen bu değişiklik girişiminin meslektaşlarımız, barolarımız ve yurttaşlarımız açısından yaratacağı hak kayıplarını, tahribatları açıklamaya çalıştık. Burada bir kez daha açıklayacağız. Barolar; kolluk birimlerinde, cezaevlerinde, keşif ve haciz mahallinde, adliyelerde ve hatta duruşma salonlarında şiddete uğrayan, hakarete maruz kalan, görevini yapması engellenen avukatların ilk başvuracağı kurumlardır. İşte bu değişiklik ile Baroları 1,2,3 diye numaralandırarak avukatları ayrıştırmayı, kutuplaştırmayı ve örgütsüz bırakmayı amaçlıyorlar” dedi.

Eylemlerini yasa geçse de devam ettireceklerini vurgulayan Aydın, “Bağımsızlığını ve tarafsızlığını tümden yitirmiş yargının son ayakta kalan ve kurucu unsuru olan Baroları da etkisiz hale getirmeyi, itiraz etmeyen, boyun eğen bir toplum hedefleniyor. Böylece yurttaşın adil yargılanma hakkından mahrum bırakmayı amaçlıyorlar. Bu, bütün avukatların onur mücadelesidir. Bu yasa geçse de bedeli ne olursa olsun bu mücadeleden bir adım geri atmayacağız. Yine meslektaşlarımızla dayanışma içinde olacağız. Yine tüm yurttaşların bireysel ve kolektif hakları için mücadele edeceğiz“ diye konuştu.

Konuşmanın ardından avukatlar adliye önünde oturmaya başladı. Ellerinde yasa teklifine tepki mesajları içeren dövizler taşıyan avukatlar, tepkilerini sık sık sloganlarla dile getirdi. Yaklaşık yarım saat oturan avukatlar daha sonra Tahir Elçi Konferans Salonu’nun önüne geçti. Burada da bir süre protestolarını sürdüren avukatlar, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nu istifaya çağırdı. Avukatlar, Başkan Aydın’ın teşekkür konuşmasından sonra dağıldı.

Avukatlar 3 Temmuz'da mitinge çağırıldı

Öte yandan Amasya Barosu Başkanı Ahmet Melik Derindere'nin seslendirdiği ortak açıklama ile tüm avukatlar 3 Temmuz Cuma günü saat 14.00'te Ankara'da yapılacak "Savunma Mitingi"ne davet edildi. Açıklamada, barolarla ilgili teklifi akademik bilgi derinliğine sahip kişilerden ve barolardan görüş alınmadan hazırlanıldığını vurgulandı.

Açıklamada, "Baroların siyasallaşması ya da daha doğru bir deyişle kutuplaşmasının asıl şimdi önü açılmaktadır. Çoklu baro sınırı olarak 5 bin sayısının neye göre belirlendiği ve hangi ölçütlere göre 2 bin avukata ayrı baro kurma hakkı verildiği ise hiçbir biçimde ortaya konulmamaktadır. 80 baro ve TBB’nin iki ayrı açıklamasına ve baro başkanlarının çoklu baroya karşı Ankara’ya yürümüş olduğunun bilinmesine, hatta baro başkanları tarafından mecliste bu durumun açıkça bildirilmesine rağmen hukukçuların desteğinin alındığını ifade ediliyor. 80 Baro olarak biz çoklu baroyu istemiyoruz, bu düzenleme peki kimin için ve ne maksatla yapılmaktadır” denildi.

Ayrıca Ankara Barosu'ndan yapılan açıklamada, "Barolarımızın bölünmesine, içi boş, sesi kısık, cübbesi düğmeli topluluklara indirgenmesine karşı, meslek yeminimizden gelen sorumluluğumuz gereği, tüm meslektaşlarımızı ‘Büyük Savunma Mitingi’ için 03 Temmuz 2020 tarihinde saat 14.00'te Anıtpark’a bekliyoruz" çağrısı yapıldı.