İstanbul Maratonu Terör Mağduru Buse İçin Koşulacak 

Your browser doesn’t support HTML5

Ankara’da 17 Şubat 2016’da 29 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıda bulunduğu askeri araçta gözlerini kaybeden 7 yaşındaki Buse Şenses’in geleceğini güvence altına alabilmek amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sivil personeli yarınki İstanbul Maratonu’nda yeniden çağrı yapacak.

Askeri İş Yerlerinde Görevli Kamu Çalışanları Sendikası (Asim-Sen), yarın kıtalararası tek maraton koşusu olma özelliğine sahip İstanbul Maratonu vesilesiyle Ankara’da Merasim Sokak saldırısının hayatta kalabilmiş en küçük mağdurunu gündeme taşımayı planlıyor.

Asya’dan Avrupa’ya doğru halka açık maraton koşusunda Asim-Sen yönetimi ve üyeleri, Buse Şenses’in maddi imkansızlıklarına dikkat çekmeyi umut ediyor. Olay sırasında 4 yaşında olan ve görme yetisini yitiren Buse’nin, yurtdışında tedavi olanaklarına sahip olabilmesi ve geleceğinde maddi sıkıntı çekmemesi için Asim-Sen ve ailesi, gazilik haklarına sahip olması gerektiğini savunuyor.

Asim-Sen Yönetim Kurulu üyesi Sezen Bozkurt, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Buse, bizim TSK’da çalışan sivil personel ve ailelerinin yaşadığı sıkıntıların sembolü haline gelmiş durumdadır. Biz devlet memurları olarak örneğin Maliye çalışanlarıyla aynı durumda değiliz. TSK çalışanı olarak farklı sıkıntılarımız var. TSK içerisinde sivil personeller olarak görünmez durumundayız. Aynı iş yerlerinde aynı işleri de yaptığımız askeri personel ile aynı haklara sahip olamıyoruz. Ölürken birlikteyiz ama haklarımızda farklılıklarımız var. TSK personeli olmamıza rağmen sosyal tesislerinden dahi faydalanamıyoruz” dedi. Bozkurt, bu nedenle İstanbul Maratonu vesilesiyle Buse’nin durumuna dikkat çekmek istediklerini söyledi.

Saldırıdan kurtulanların en küçüğü

Başkentte Meclis’e sadece 500 metre uzaklıkta askeri tesis girişindeki Merasim Sokak’ta mesai bitiminde TSK personeli ve beraberlerindeki aile fertlerini evlerine götürecek askeri servis araçlarına yönelik bombalı araçla saldırı düzenlenmişti. PKK’ya bağlı TAK’ın üstlendiği saldırı, Ankara tarihinde 10 Ekim 2015’te IŞİD’in düzenlediği ve 103 can kaybına neden olan saldırıdan sonra 29 can kaybıyla ikinci büyük terör saldırısı oldu.

Merasim Sokak’ta bombalı araçla hedef alınan askeri servis araçlarında o dönem 4 yaşında olan Buse Şenses, saldırıdan kurtulan en küçük yaralı oldu. Buse, TSK’nın sivil personeli annesi Şenay Şenses ve diğer TSK personeli yaralılar aksine yaşadığı terör mağduriyetine rağmen devlet desteği ve güvencesinden yoksun kaldı. Annesi Şenay Şenses ve TSK personeline “gazilik” unvanıyla devlet sahip çıktığını gösterdi. Ancak TSK personeli veya 18 yaşından küçük olmasına rağmen teröre karşı doğrudan karşı koyma durumu olmadığı için Buse’ye devletin desteği sunulmadı. TSK personeli ailesi ferdi olduğu için söz konusu hedefteki askeri servise binme hakkı olmasına karşın ailesi tarafından yürütülen, gazilik hakkı elde etmesi dolayısıyla geleceğinin güvence altına alınması girişimleri sonuçsuz kaldı.

Buse, şimdi ilköğretim okulu ikinci sınıf öğrencisi ve aynı zamanda Özel Gören Kalpler Merkezi’nde görme engellilere yönelik özel eğitim alıyor. Salıncakta sallanmayı ve kaydırakta kaymayı çok seven Buse, ne yaşadığı olayın ayrıntılarını ne de devletin onun mağduriyetinde destekten kaçındığını biliyor. Buse, gelecekte öğretmen olmayı hayal eden 7 yaşındaki bir çocuk olarak doğuştan olmayan ve terör saldırısıyla maruz kaldığı görme kaybıyla yaşamaya çalışıyor.

Anne Şenay Şenses: "Buse olayı trafik kazası olarak biliyor"

VOA Türkçe, Genelkurmay Başkanlığı’nda sivil personel olarak çalışırken evine dönüş için kullandığı serviste kızıyla birlikte olan 39 yaşındaki Şenay Şenses’le konuştu. Şenses, o dönem kızı Buse’nin Milli Savunma Bakanlığı’nın kreşine devam ettiğini ve her zamanki gibi iş çıkışında kızını alarak birlikte eve dönmek üzere servise bindiklerini söyledi.

Olay gününde neler yaşandığını hiç hatırlayamadığını kaydeden Şenses, “Travma nedeniyle bunun olabileceği söylendi. Belki de iyi ki hatırlamıyorum’’ diyor. Gözünü açtığında Güven Hastanesi’nde olduğunu söyleyen Şenses, sonrasını ‘’Buse yanımda yoktu. O sırada Buse, olay yerinden geçenlerce Başkent Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılmış. Eşim o gece benim nerede olduğumu öğrenmiş ancak kızımızı arıyormuş. İki gün boyunca kızımız yoğun bakımda uyutulmuş. Birlikte olabilelim diye benim de o hastaneye sevk edildiğim gün uyandırıldı. İlk gördüğümüzde her yeri sargı içerisindeydi. Bir ay boyunca birlikte aynı odada tedavilerimiz yapıldı. Sağolsun Başkent Üniversitesi Hastanesi bizimle orada ilgilendi. Ancak sonrasında Buse’nin psikolojisi hiç iyi değildi. Benden hiç ayrılmıyordu, evden çıkmak istemiyordu. Psikolojik tedavi aldı ve benim fizik tedavim için dışarıya çıkmamız gerektiğinden benimle gelmeye başladıkça yeniden insanlarla diyalog kurmaya başladı” sözleriyle anlattı.

Şenses, eşi Hüseyin Şenses’in harita mühendisi olduğunu ve sonrasında Genelkurmay Başkanlığı’nın kendilerine “iyilik” olarak özel sektördeki eşini TSK bünyesinde işe aldığını da açıkladı. Ancak kızları Buse’nin görme yetisini yeniden kazanabilmesi için yurtdışında olabileceği tıbbı tedavi ve gelecek güvencesi için devletten yardım alamadıklarını söyledi.

“Buse ölse şehit sayılacaktı ama gazi kabul edilmiyor”

Şenay Şenses, “Buse’nin sosyal hakları ve geleceği için destek alamadım ve alamıyoruz. Mesela geçen yıl ilkokula başladığında görme engelli olmasına rağmen engelsiz öğrencilerle birlikte kaynaştırma eğitimi almasını ve böylece psikolojik olarak daha da iyileşmesini istedim. Özellikle kısmen tedavi olsa da kafatası kemikleri kırık olduğu için düşmemesi, çarpmaması gerekiyor. Halen beynini koruyabilmemiz için başını çarpmamasına uğraşıyoruz. Bunun için de sınıftaki öğrenci sayısı daha az ve fiziki koşulları da daha iyi olan aynı zamanda kaynaştırma eğitimi veren bir özel okula göndermek istedim. Ancak hiçbir özel okul Buse’yi almadı, bizim maddi imkanlarımız yetersiz. Şimdi Buse devlet okulunda kaynaştırma eğiminde ikinci sınıf öğrencisi. Ancak okulda yanından ayrılamıyorum hep düşmemesi için dikkat ediyorum. Gözleri için de çok az belki yüzde 5 bir umut olsa dahi yurtdışında tedavi almasını istedim. Çünkü yüzde 5 dahi gölgeler halinde olsa kendisini sakınabilir ve düşmekten korunabilir. Ama bu tedavileri araştırsam da kızımızı götürebilme imkanımız yok” diye yaşadıkları zorlukları aktardı.

Eşi ve kendisine herhangi bir şey olduğu takdirde Buse’nin hayat mücadelesinde yalnız kalacağına dikkat çeken Şenay Şenses, bu nedenle Buse’nin hayat boyu asgari de olsa maddi güvencesi olması için gazilik hakkı talep ettiklerini söyledi. Eğer Buse’nin o gün terör saldırısında diğer 29 kişi ölseydi çocuk olmasına ve personel olmamasına rağmen şehit sayılacağını hatırlatan Şenses, yasada şehitlik hakkı öngörülürken Buse’nin konumundaki TSK personeli ailesi olarak teröre hedef olan çocuklar için gazilik hakkı tanınmadığını vurguladı.

Devletin bir kararnameyle dahi Merasim Sokak Saldırısı için düzenleme yapabileceğini söyleyen Şenses, ama “başka durumlar için örnek olur” gerekçesiyle Buse’ye haklar tanınması için kapı açılmadığını ifade etti.