17 Nisan Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla İstanbul Tabip Odası’yla Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi önünde toplandı. Görev başındayken gördüğü şiddet sonucu hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının fotoğraflarını taşıyan hekimler, sağlık çalışanlarına şiddeti protesto etti.
2023 yılında günde 50’den fazla şiddet başvurusu yapıldı
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hacer Ayşen Yavru, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin korkunç boyutlara ulaştığını belirterek, 2023 yılında Beyaz Kod verilerine göre bu alanda günde ortalama 50’den fazla başvuru yapıldığını söyledi.
Your browser doesn’t support HTML5
Sağlık çalışanlarına şiddettin önlenmesi için gerekli çözümlerin üretilmediğinin altını çizen Yavru, “Sağlık Bakanlığı’nın uyarılarımıza ve çağrılarımıza rağmen sağlıkta şiddetle alakalı halen herhangi bir ciddi adım atmaması, Dr. Ersin Arslan’ın ölümünden sonra olduğu gibi, yeterli olmayan yasal düzenlemelerle yetinmesinin nedeninin sistemi korumaya yönelik olduğunu biliyoruz. Üstelik Sağlık Bakanlığı Beyaz Kod verilerini paylaşmaktan da kaçınıyor” dedi.
“Tüm bunlar, her geçen gün bizi çalışamaz hale getiren şiddetin çözümüne dönük etkin, sahici adımlar değildir” diyen Yavru, “Sağlıklı çalışma koşullarında, tükenmeden ve şiddet görmeden nitelikli sağlık hizmeti verebilmemiz için sağlık sisteminin eşitlikçi, toplumun sağlığını önceleyecek şekilde yeniden inşası zorunludur” ifadelerini kullandı.
“Sağlık hizmetine ulaşım zorlaştıkça öfke boşaltılan maalesef biz sağlık emekçileri oluyoruz”
SES Anadolu Şube Eş Başkanı Hatice Yayla da, sağlık çalışanlarına şiddetin artarak devam ettiğini belirterek, “Maalesef ki bugün baktığımızda sağlıkta şiddet hiç hız kesmeden ve artarak devam ediyor. Şu anda bile, biz burada açıklama yaparken dahi, kimbilir kaç arkadaşımız sözel ve fiziksel şiddete maruz kalıyor. Bugün hala şiddeti durdurmak için kılını dahi kıpırdatmayan bir siyasi iktidar ve bir sağlık bakanı var karşımızda” dedi.
“Sağlık sistemini içinden çıkılmaz hale getiren, rant alanına dönüştüren, piyasalaştıran, toplumun sağlık hakkını yok sayan, emeğimizi değersizleştirip sömürenlerdir bu şiddetin sorumluluları” diyen Yayla, “Mevcut sağlık sisteminde toplumun hizmete ulaşımı zorlaştıkça, vaat edildiği gibi olmadığı görüldükçe hesap sorulan, öfke boşaltılan maalesef ki biz sağlık emekçileri oluyoruz” diye konuştu.
“Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte maruz kaldığımız şiddet vakaları çok arttı”
VOA Türkçe’ye konuşan Dr. Yasemin Demirci ise, sağlık sisteminin yükünü tamamen sağlık çalışanlarının taşıdığını savundu.
Yasemin Demirci, “Bu iş yükü inanılmaz oranda artarken hastalar zannediyorlar ki içeride doktor keyif yapıyor, hemşire keyif yapıyor, bakmıyor ama öyle bir şey söz konusu değil” dedi.
Demirci, “Gerçekten çok ağır bir yükümüz var. Günlük bakılması gereken hasta sayısının çok üzerinde hasta bakıyoruz. Bu da tabii muhatabımız olan hastalarımızla ve hasta yakınlarıyla aramızda bir gerileme sebep oluyor. Sağlıkta dönüşüm programı ile birlikte bizim maruz kaldığımız uygulamalar, maruz kaldığımız şiddet vakaları çok artmaya başladı. Artmaya da devam edecek” diye konuştu.
“Bunun önüne geçmek için ilk önce sağlıkta dönüşüm programını değiştirmek gerekiyor. Ve sağlık çalışanını kesinlikle korumak gerekiyor. Hastaya hak ettiği süre olan 20 dakikayı ayırmak gerekiyor. Temel politika bu yönde olmalı” diyen Demirci, “Şiddet konusunda da ilk önce gerçekten caydırıcı cezalar uygulanmalı. Bununla ilgili yasa bekletilmeden çıkartılmalı” çağrısında bulundu.
Gaziantep'te 17 Nisan 2012 tarihinde tedavi ettiği hastasının yakını tarafından sırtından bıçaklanarak öldürülen Dr.Ersin Aslan’ın ölüm yıldönümü, Türk Tabipler Birliği tarafından “Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü” ilan edilmişti.