İstanbul Seçiminin İptali Meşruiyet Sorunu Yaratır mı?

İstanbul Büyükşehir Başkanlığı seçimini 6 Mayıs’ta iptal eden Yüksek Seçim Kurulu Çarşamba günü gerekçeli kararını açıkladı.

250 sayfalık kararda 108 sandıkta oy sayım cetvellerindeki usulsüzlük ile 706 kısıtlı ve ölü seçmenin oy kullanması seçim güvenliğini zedeleyici bulunurken “sandık kurulu başkan ve üyelerinin kamu görevlisi olması zorunluluğuna uyulmaması" seçimin iptalinin gerekçesi olarak ortaya kondu.

Perşembe günü gerekçeli kararla ilgili ilk değerlendirmesini yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 754 sandığın sandık kurul başkanlarının kanuna aykırı olarak belirlendiğini, bu çerçevede 212 bin 276 seçmenin oy kullandığını ve oy kullanma hakkı olmayan 706 kişi yerine haksız ve hukuksuz olarak oy kullanıldığının belgelendiğini söyledi.

Bahçeli: “YSK sandık yolsuzluklarını ortaya çıkardı”

Bahçeli, “YSK, şaibeleri teyit etmiş, sandık yolsuzluğunu ortaya çıkarmıştır. 31 Mart seçimlerinin sonuçlarına müessir ölçüde etki edecek hukuksuzluk ve sandık usulsüzlüklerinden dolayı YSK’nın 6 Mayıs 2019 tarihli seçim iptal kararının ne kadar gerçekçi ve vicdanları rahatlatan bir karar olduğu bir kez daha gözler önüne serilmiştir. CHP sözcülerinin gerekçeli karara yönelik kaba ve saygısız ifadeleri ise bir defa millet iradesine ve hukukun temel ilkelerine tahammülsüzlüktür” dedi.

YSK'nın bu kararına kadar sandık başkanı ve sandık kurulu üyesi atamalarına dayanarak Türkiye’de hiçbir seçimin iptal edilmemiş olduğunu vurgulayan Cumhuriyet Halk Partisi ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçiminin siyasi kararla iptal edildiğinde ısrarcı.

Muharrem Erkek: “Seçmenin oyunun nasıl çalındığına dair gerekçeli kararda tek satır yok”

Parti genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, itiraza konu olan sandıklarda Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım’ın daha fazla oy aldığını ifade etti.

Erkek, “18 sayım döküm cetveli boş sandık dedikleri sandıklarda Binali Yıldırım daha çok oy almış. 90 sandıkta da imzalar eksikmiş, o sandıklarda Binali Yıldırım daha çok oy almış. Kim yaptı bu usulsüzlüğü? Seçmenin iradesinin İstanbul seçiminde nasıl sakatlandığına ilişkin bir tek satır yok kararda. Sandık kurulu başkanları 754 sandıkta nasıl yanlı davrandı? Seçmenin oyunu nasıl çaldı? Bir tek cümle dahi yok” dedi.

Özarslan: “Bu karar meşruiyet sorunu yarattı; bundan sonra YSK’nın vereceği karara nasıl güveneceğiz, nasıl seçim yapacağız?”

Your browser doesn’t support HTML5

Özarslan: 'Bu Karar Meşruiyet Sorunu Yarattı'

Türkiye’de son birkaç yıldır yapılan seçimlerin seçim güvenliği açısından soru işareti oluşturduğunu belirten Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı Oya Özarslan, buna rağmen 6 Mayıs’ta iptal kararı çıkmasının kendisini şaşırttığını söyledi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Özarslan, “31 Mart seçimleriyle Türkiye’de seçimle iktidar değişebilir anlayışı yerleşmeye başladı. Demokrasinin en önemli kavramlarından biri olan sandıktır. Bununla ilgili kaygılar büyük oranda 31 Mart gecesinden sonra giderildi. Ancak ondan sonra Türkiye’de hiç rastlanmayan bir süreç meydana geldi. 6 Mayıs’taki YSK kararıyla herkesin kafasında olan meşruiyet sorusunun altı kalın bir şekilde çizildi. Gerekçeli kararlar da tatmin edici değil. Bir hukukçu olarak söylemeliyim ki YSK’nın içtihatlarıyla çelişiyor. Hukuk güvencesi diye bir şey var. Bundan sonra 23 Haziran seçimlerini nasıl yapacağız? Bundan sonra nasıl seçim yapacağız? YSK’nın verdiği kararlara nasıl güveneceğiz?” dedi.

Prof. Demiralp: “Seçimlerin iptali yalnız belirsizlik değil, kurumlara güvensizlik de getirdi”

Your browser doesn’t support HTML5

'Seçimlerin İptali Yalnız Belirsizlik Değil Kurumlara Güvensizlik de Getirdi'

Koç Üniversitesi öğretim üyesi Selva Demiralp de seçimlere olan güvensizlik ve siyasi belirsizliğin Türkiye’nin risk primini arttırdığının altını çiziyor.

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Profesör Demiralp, “Ekonomi belirsizlik sevmiyor, siyasi belirsizlikler ve gerilimler de anında sizin risk priminizi arttırıyor. Seçim başlı başına bir belirsizlik demek. Ama seçimin yenilenmesi sadece belirsizlik değil aynı zamanda kurumlara olan güvensizliği getirdi. İnsanların kafasında bağımsız kurumlar yok mu, bağımsız yargı yok mu seçimler bağımsız değil mi sorusunu getirdiği için. Yenileme kararı sonrası Türkiye’nin risk priminin fırladığını gördük. Ümidimiz seçimler yenilendikten sonra sonuçlar açıklandıktan sonra bu süreci geride bırakalım. Biz Türkiye ekonomisinin yeniden büyüme patikasına girmesini istiyorsak bunu para politikasıyla yapamayız. Siyasi gerginliklerin azalmasıyla gerçekleşecek bir şey. İş artık hükümet kanadında, Merkez Bankası kanadında değil” dedi.

Ulagay: "İktidar halkın mesajını almadı"

Your browser doesn’t support HTML5

Ulagay: 'İktidar Halkın Mesajını Almadı'

Gazeteci Osman Ulagay da İstanbul seçimlerinin iptalinin aslında ekonomiye odaklanması gereken ve dünyaya Türkiye’de güçlü bir demokrasi olduğu mesajı verme imkanı verme şansı bulunan iktidarın aleyhine olduğu iddiasında.

VOA Türkçe’ye konuşan Ulagay, “Eğer İstanbul seçimi dahil yerel seçimlerin sonucu o anda kabul edilseydi, ne anlama gelecekti bu? Türkiye’deki ekonominin yüzde 70’ini kabul eden bir kesim iktidar adaylarını değil muhalefet adaylarını seçti bu çok önemli bir mesaj. Demek ki Türkiye ekonomisinde yüzde 70 ağırlığı olan İstanbul ve Ankara dahil 11 tane büyükşehir farklı bir iktidar arayışı içinde.

İstanbul seçiminin sonucunun kabul edilmemesi ve yeniden seçime gidilmesi bu izlenimi değiştirdi. Bence bu noktada AK Parti iktidarı için de bir fırsat vardı. Türkiye’de hava değişiyor. Biz buna uyumlu bir şekilde kendi dışımızdaki eğilimlere de önem veren bir politika izlemeliyiz, tutarlı bir ekonomi politikası ortaya koymalıyız mesajı vardı. Ama bu mesaj alınmadığı için şimdi tekrar siyaset öne çıkıyor ve 4,5 yıl seçim yok denilen o noktanın çok uzağına düşüldü” dedi.