61 yıllık Baas rejimi Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat’ın ülkeyi terk etmesiyle sona ererken ülke dışındaki en büyük kutlama gösterileri Türkiye’de yapılıyor.
İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de bulunan 2 milyon 938 bin Suriyeli sığınmacının neredeyse altıda birinin yaşadığı İstanbul ise dün akşamdan beri birçok gösteriye sahne oldu.
Bu sabah Teşvikiye’de bulunan Suriye Başkonsolosluğu’nda asılı Suriye bayrağını indiren rejim muhalifleri gün boyu Fatih Camisi ve Saraçhane Meydanı’nda Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) liderliğindeki paramiliter güçlerle Suriye Milli Ordusu’nun zaferini kutladı.
Your browser doesn’t support HTML5
“Zulüm vardı bizde, hayat görmemiştik; bu güneş doğdu artık sönmez”
İstanbul’da ayakkabıcılık yapan Ali Hasan çocuklarıyla birlikte geldiği Saraçhane Meydanı’nda bir an evvel ülkesine dönüş hayalleri kurduğunu söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Hasan, “Benim şu anda Suriye’de evim yok. Ama gerekirse kiraya çıkacağım yine gideceğim. Kuşu altın kafese koymuşlar. Ne dedi? Vatan dedi. Ben de bunları alıştırmışım. Çocuklarım burada doğdular tamam. Ama bunlar Suriyeli. Gerçekten değil ama bugün doğum günüm. İnşallah her sene bugünü kutlarım. Esad’a küfür ettim diye 2003’te cezaevinde yattım. Askerken. Onu tattım. Mesele Esed meselesi değil. Çevresi barbar. Amcası oğlu, yeğeni, kardeşi kendileri yönetim yapıyor. İnsanları ekmeğe muhtaç ettiler. Zulüm vardı bizde. Hayat görmemiştik. Güneş çıktı ya. Bu güneş doğdu ya artık sönmez” dedi.
“Tek adam rejimi tehlikeli bir rejimdir, despot bir rejimdir; Esed’in izzeti nefsi rencide edilmiştir”
Suriyeli arkadaşlarının özgürlük bayramına katılmak için Fatih Cami’ne gelen Abdullah Dikici de yalnız Esat’ın değil ona destek verenlerin de suçlu olduğunu ifade etti.
Dikici, “Esed’i Suriyeliler’e değil bütün dünyaya sormanız lazımdır. Esed’i de İran’ı da Suudi’yi de. Tek adam rejimi tehlikeli bir rejimdir. Despot bir rejimdir. Kendi çıkarını yalnız biliyor. Bunun için hizmet ediyor. Binlerce milyonlarca inşa telef olmuştur umurlarında değildir. Tek adam rejimleri sona ermeli. Demokratik bir ortam oluşmalı. Bugüne kadar halkına zulüm ve despotluk yapan Esad’ın izzeti şerefi bugün rencide edilmiş, onuru ayaklar altına alınmıştır. Hırsızdırlar halkın malını çalıyor götürüyorlar başka ülkelere. O ülkeler de hırsızların emanet kasalarıdır onları da lanetliyorum” dedi.
“Vatanında yaşamak 10 kat, 100 bin kat daha iyi”
600 bine yakın Suriyeli sığınmacının bulunduğu İstanbul’da sokakları dolduran rejim muhaliflerinin büyük çoğunluğu ülkelerine bir an evvel dönmeyi düşünüyor.
Atölye sahibi Yusuf Mustafa, “Çok sevindik, çok şaşırdık, helal olsun bizim çocuklar. Türkiye’yi de seviyorum ama biz ülkemizi geri aldık herkes gidecek, kimse kalmaz” yorumunu yaparken tabelacı İskender Mustafa ise “Bence şimdi savaş hemen bitmez çünkü Avrupalılar, öbür devletler bunlar hepsi el koymuş. Çalma, hırsızlık hep devam ediyor. Ama bundan sonra Suriye eskisinden on kat daha iyi. Ülke dağıldı. Avrupa’dakiler zorluğu çektiler. Dışarıyı gördüler. Dönmeyi düşünürüz tabii. Vatanında yaşamak 10 kat, 100 bin kat daha iyi. O yüzden herkesin dönmesi lazım” değerlendirmesinde bulundu.
“Bir diktatörlük yıkıldı, yerine İslam devleti kurulsun istemem”
Dokuz yıldır Türkiye’de yaşayan Deyrizorlu Rafi Muhammed bugün 27 yaşında.
Esat rejiminin yıkılmasına seviniyor ama yeni rejimin radikal İslamcı karakter taşımasını içinde barındıran belirsizliklerden rahatsız.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Muhammed, “Bir diktatörlük yıkıldı. Yerine İslam devleti kurulsun istemem. Demokratik bir seçimi artık bu ülke hakediyor. Çok bedel ödedik. Bunun sonucu radikal İslam olsun asla istemem. Şimdi bir olmaya çalışmamız ve birbirimizi affetmemiz lazım. Dini, ırkı ne olursa olsun sonuçta Suriyeli, ona bakmamız lazım. Çünkü biz bu diktatörlük döneminde dünyaya yayıldığımızda ve ırkçılıklara maruz kaldığımızda herkes için sadece Suriyeli’ydik. Ona odaklanmamız lazım. Suriye'nin yararına çalışmamız lazım. Suriye'nin eski haline dönmesi için çalışmamız lazım. Suriye toplumu Müslüman bir toplum ama bu kez kim gelirse gelsin kapsayıcı olmak zorunda” dedi.
İstanbul’da inşaat mühendisliği okuduktan sonra bir şirkette marka uzmanı olarak çalışan Suriyeli, “Suriyeliler evlerine dönecek mi?” sorusuna, “Şu an Suriye’de ev, kapı, anahtar değil altyapı bile yok. Yol, su, elektrik yok. Biz bugün evet çok mutluyuz. 15 yıldır çektiklerimize karşı hayallerimiz bugündü. Ama sadece Esat gitti diye mutluyuz. Yarınıysa bilmiyoruz. Tek istediğimiz yarını hep birlikte kurmak. Ben Türk vatandaşlığı aldım ancak yine de koşullar oluşursa ülkemde yaşamak istiyorum” yanıtını verdi.