İstanbul’da Cuma Namazında Camiler Kapalıydı

Your browser doesn’t support HTML5

İstanbul’da Cuma Namazında Camiler Kapalıydı

Corona virüsü salgını nedeniyle bugün Türkiye’de Cuma namazı kılınmadı. Önceki gün Diyanet İşleri Başkanı Profesör Ali Erbaş imzalı yazı uyarınca 81 ildeki camiler ibadet için kapılarını açmadı.

Cuma mesajı yayınlayan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Corona virüsü tehdidi sürdüğü müddetçe vakit namazları gibi Cuma namazlarında da camilerin kapalı olacağını duyurdu.

Diyanet İşleri Başkanı: ‘‘Camilerde cemaat ile namaz kılınmasına ara verdik’’

Erbaş, ‘’Diyanet İşleri Başkanlığı olarak salgının yayılma hızını ve insan sağlığını tehdit etme düzeyini dikkate alarak Din İşleri Yüksek Kurulumuzun fetvası doğrultusunda birtakım önlemler aldık. 16 Mart 2020 tarihinden itibaren virüs tehdidi bitene kadar camilerde cemaat ile namaz kılınmasına ara verdik ve bu kararımızı milletimizle paylaştık. Vatandaşlarımızın sağlığını korumaya, bilhassa yaşlılarımızın can güvenliğini sağlamaya ve muhtemel zararları önlemeye yönelik alınan bu karara uymanın insani ve vicdani bir sorumluluk olduğunu dile getirdik. Sağduyulu halkımızın desteği bizleri memnun etmektedir’’ dedi.

Hazreti Muhammed’in ‘’Bir yerde veba olduğunu duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde veba çıkarsa da oradan ayrılmayın’’ sözlerine atıfta bulunan Diyanet İşleri Başkanı, İslam dininin bulaşıcı hastalıklara karşı gereken koruyucu ve önleyici tedbirleri alması gerektiğini emrettiğini dile getirdi.

Polis bazı camilerin önünde önlem aldı

Diyanet İşleri Başkanı’nın bu çağrısı çok büyük ölçüde toplumda kabul gördü. İstanbul’un en görkemli camilerinden olan Fatih Camii’nin yalnız içi değil insanların gündelik hayatlarında bir geçiş olarak kullandıkları avlusu da polis tarafından kapatıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kararından habersiz vatandaşlar, öğle ezanının okunmasının ardından caminin kapısına geldi. Ancak birkaç kişi dışında hiç kimse polisin caminin kapalı olduğu ikazına ses etmedi.

Cemal Sökmen: ‘’79 yaşındayım caminin kapandığını görmedim’’

Bu kararı eleştirenlerden biri Kasımpaşa’dan Cuma namazını kılmak için Fatih Camii’ne gelen Cemal Sökmen’di.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan 79 yaşındaki Sökmen, ‘‘Ben 1960 ihtilalini gördüm. 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı’nı gördüm. 1980 ihtilalini gördüm. Bu yaşa geldim, caminin kapandığını görmedim. O kadar bunalımlar gördüm, caminin kapandığını görmedim. Ta Kasımpaşa’dan kalktım, 40 lira yol parası verdim. Buraya geldim, bir de baktım cami kapalı. Gelen Allahtan gelir, kuldan hiçbir şey gelmez’’ diye konuştu.

Cantaş: ‘‘Devlet, camileri kapatarak dışarıdan gelecek mikroplara önlem alıyor’’

Yıllarca Mercan Yokuşu’nda Ahi geleneğine uygun olarak plastikçilik yaptığını söyleyen Erdoğan Cantaş ise Türk insanına düşman bazı kişilerin camilere gelip bilinçli olarak bu virüsü yaymak isteyebileceğini bu yüzden camilerin kapanmasının doğru olduğunu söyledi.

Cantaş, ‘‘Bu topraklarda yaşadığı halde ezanın sesinden rahatsız olanlar var bu ülkede. Burada Cuma günleri 7 bin kişi 8 bin kişi namaz kılıyor. İçimizdeki düşmanlar fırsat kolluyorlar. O yüzden bu doğru karar. Milletini düşünüp bu kararı aldılar. Aslında biz en temiz milletiyiz. Rabbim korur bizi. Bize değil bu mikrop. Devlet tedbirini alıyor. Dışarıdan gelecek mikroplardan koruyor. Toplumdun içine sızacak mikroplardan koruyor’’ dedi.

Dertli: ‘‘Corona, bütün insanoğluna ceza; zenginler fakirleri tanımadı’’

Fatih Çarşamba’da işportacılık yapan Sabahattin Dertli de camilerin kapatılmasını doğru buluyor.

Dertli’ye göre, virüslerin bu kadar yaygınlaşmasının nedeni toplumsal ahlakın düştüğü durum.

'‘Gelen virüs, bize rabbimizden gelen bir şey. Corona, bütün insanoğluna ceza. Çünkü hamd etmedik, şükür etmedik Allah’ımıza. Büyüklük tepeden bakmak var. Küçük büyüğünü saymamakta. İnsan birbirini saysa bereket artar. Zenginler fakirleri tanımadı. Halinin ne olduğunu sormadı. Sadece Ramazan aylarında birbirlerine hatır sormakta. Ramazan bittikten vur çalsın, vur oynasın. Düşünüyor mu fakirin ne olduğunu? Benim adım Dertli, iki tane montla geliyorum ekmek parasına, sermayem de yok. Kimse sormuyor bu adam ne yiyor, ne içiyor?’’

Corona önlemi alınıyor mu?

Hepsi de 80 yaşının üzerindeki üç arkadaş Mehmet Karaer, Arif Yılmaz ve Orhan Bozkurt caminin kapalı olduğunu görünce geri döndüler. Üçü de kararı doğru buldular. Ancak hiçbiri maske ve eldiven kullanmıyordu.

Yıllarca boyacılık yaptıktan sonra emekli olan Karaer, ‘‘Cenab-ı Allah sana ölümü getirdikten sonra ne yaparsan yap. Sen ağzına tülbenti takınca gelmeyecek mi sana? Yatakta uyurken gelir’’ derken yıllarca birlikte çalıştığı Yılmaz daha temkinli.

‘‘Devlet bize ne diyorsa yaparım. Yat dese yatarım; kalk dese kalkarım. Ben önlemini alıyorum. Toplumun arasına girmiyorum. Burada dolaşıyorum işte. Biz de namazı kılıp gideceğiz. Ama cumayı değil. Ufak mescitler bulunur, o da olmadı, evde kılarız.’’

Hala aktif çalışan Orhan Bozkurt ise halı mağazası sahibi. Corona salgını ciddiye aldığını söyleyen Bozkurt, ‘‘Üzerimde dezenfektan yok ama dükkanda var. Dükkanda kolonya da var. Bu virüs tehlikeli. Hem de çok. Şu kadarını söyleyeyim, terörden bile tehlikeli. Sonunda terörü tanıyoruz, biliyoruz ama bu virüsün ne olduğunu bilmiyoruz’’ dedi.