“200 bin lira olan yıllık okul ücretinin bir yılda 1 milyon lirayı aşması kabul edilemez” diyor bu yıl çocuğunu başka bir okula kaydettirmek zorunda kalacağını anlatan Özlem Kervan isimli veli.
Özlem Kervan gibi VOA Türkçe’nin görüş aldığı çok sayıda veli İstanbul ve Türkiye’nin birçok şehrinde son bir yılda aşırı artan özel okul fiyatlarından şikayetçi.
Yemek ve servis ücretleriyle birlikte İstanbul’daki kimi özel okulun 2024-2025 eğitim-öğretim yılı için talep ettiği ücret neredeyse 1 buçuk milyon TL’yi buluyor. Bu okullar arasında liselere geçiş sistemiyle (LGS) girilebilen ve yüksek başarı puanı isteyen özel okullar da var.
“Bizim çocukluğumuzda beyaz yakalı ebeveynler birden fazla çocuğunu özel okulda okutabilirken, artık bırakın iki çocuğu, tek çocuğu bile özel okula gönderemiyorsunuz” diye yakınıyor Özlem Kervan.
Çocuğunu özel mi devlet okuluna mı yazdıracağını sorduğumuz Kervan, tercihini yine bütçesine daha uygun bir özel okuldan yana kullanacağını, çünkü devlet okullarındaki müfredata güvenmediğini dile getiriyor.
"Pilot devlet okuluna yazdırmak için taşınmayı düşünüyoruz"
Bir diğer veli Ali Serdaroğlu ise oğlunun Eylül ayında ilkokul birinci sınıfa başlayacağını ve devam ettiği anaokulundan ilkokula geçişte istenilen yüksek ücretten dolayı oğlunu devlet okuluna yazdıracağını anlatıyor.
Serdaroğlu, “Pilot devlet ilkokulu arayışımız sürüyor, bunun için bulunduğumuz semtten iyi devlet okullarının olduğu başka bir semte taşınmayı bile düşünüyoruz” diyor.
İki çocuğu da liseye giden Semra Ergin ise, yüksek ücretlerden dolayı üniversite döneminde çocuklarını yurtdışına gönderme eğilimindeki velilerin, bunu artık çocukları çok daha küçükken planlayacağını, beyin göçünün ortaokula kadar inebileceğini ifade ediyor.
Ergin, kendisi dahil çocuklarını en kısa zamanda yurtdışına götürerek eğitim hayatlarını orada devam ettirme seçeneğini değerlendiren çok sayıda veli olduğunu da ekliyor.
İlgili Haberler Özel okullarda öğretmenler düşük ücretlerden işverenler maliyetlerden şikayetçi“Artıştaki neden yüksek enflasyon olarak açıklanıyor”
Eğitim-İş Sendikası Genel Sekreteri Cengiz Sarıyer yaşananın eğitim sistemi sorunu olduğuna dikkat çekiyor.
Sarıyer VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, özel okulların yeni yıl zam oranlarının Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde açıkça anlatıldığını ve geçen yılın yurtiçi ÜFE ile TÜFE ortalamasının üzerine yüzde 5 zam eklenmesiyle belirlendiğini, buna göre de artış oranının yaklaşık yüzde 60 olduğunu belirtti.
Ancak özel okullardaki fiyat artışının yüzde 60’ın çok üzerinde olduğunun görüldüğünü söyleyen Sarıyer, bakanlığın ve Türkiye Özel Okullar Derneği’nin bu artıştaki nedeni yüksek enflasyonla açıkladığını kaydetti.
Sarıyer, “Devlet okullarında aradığı niteliği, hijyeni ve güvenli ortamı bulamayan velileri özel okullara mecbur bırakan devletin, bu okullar için gerçek fiyat artışlarını yansıtmayan enflasyon oranlarını dikkate alarak belirlediği fiyat artış oranının memnuniyetsizlik yaratması zaten beklenen bir durum” dedi.
“Özel okullar hem velileri zorluyor, hem de okulların verdikleri eğitimin niteliği belirsiz”
Eğitimci ve yazar Prof. Dr. Nejla Kurul ise, eğitimin temel kamusal hizmetlerden birisi olduğunu belirterek, “Okullar, velilerin ve öğretmenlerin, hatta öğrencilerin karar süreçlerine katılımını sağlayacak biçimde demokratikleştirildiğinde nitelikli bir kamusal eğitim hizmeti sağlanabilir. Oysa yüksek fiyatlı özel okullar bir yandan velilerin bütçelerini zora sokarken, diğer yandan ne denli nitelikli bir eğitim verdiklerini de ortaya koyamaz haldeler” diye konuştu.
Eski Eğitim-Sen Genel Başkanı Kurul, kamusal eğitimin niteliği yükseldiğinde özel okullara gereksinme kalmayacağını da sözlerine ekledi.
İlgili Haberler TÜİK'e göre okula giden çocuk sayısı artsa da çalışmak için lisede okulu bırakan çocuk oranı çok yüksek“Son yıllarda enflasyonun çok altında yapılan zamlar özel okulları zorda bıraktı”
Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Öztürk ise madalyonun diğer yüzünü anlatıyor.
Öztürk VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Örneğin 2021 yılında enflasyon yüzde 80’di ve devlet o yıl özel okullarda ara sınıf ücretlerine yüzde 36’dan fazla zam yapamazsınız dedi. Buna hiçbir veli itiraz etmedi. Kimse tepki vermedi” diye konuştu.
Özel okulların fiyatları dengelemek için bu yıl ister istemez başlangıç sınıflarına yüksek fiyatlar açıklamak zorunda kaldığını dile getiren TÖZOK Yönetim Kurulu Başkanı, “Ara sınıflara artış yapamayınca bu sefer başlangıç sınıflarına yüksek artışlar oldu. Burada asıl sorun tamamen devlet” dedi.
Son yıllarda enflasyon oranının çok altında yapılan zamların, özel okulları zorda bıraktığını belirten Öztürk, asgari ücretlerde yapılan zamların öğretmenlere verilen ücretleri arttırdığına da dikkat çekti.
TÖZOK'un çoğu İstanbul'da olmak üzere Türkiye genelinde binden fazla özel okul üyesi bulunuyor.
Özel okullar başlangıç sınıflarında neden yüksek fiyatlar talep ediyor?
Türkiye’de, özel öğretim kurumları, anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise olmak üzere dört ayrı kademeden oluşuyor ve her bir kademe diğerinden bağımsız kabul ediliyor.
Bu kurumların ücretlerinin tespiti, ilanı ve tahsili MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde detaylı olarak düzenleniyor.
Buna göre kademe başlangıçlarında, yani ilkokul, ortaokul ve lise birinci sınıflarda serbest piyasa koşulları geçerli oluyor ve her bir kurum kendi ücretini, taahhüt ettikleri eğitim ve öğretim imkânlarına, gelişmelerine imkân verecek yatırım ve hizmetler ile diğer işletme giderlerine göre tespit ediyor. Takip eden yıllarda ise ücret artışı bir önceki yılın ortalama yurt içi ÜFE ve TÜFE ortalamasının 5 puan üstüne kadar yapılabiliyor.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de bu yıl Ocak ayında yaptığı bir açıklamada, mevcut yönetmeliğe göre ara sınıflarda fiyat belirleme yetkisinin bakanlıkta, başlangıç sınıflarıyla ilgili yetkinin ise özel okullarda olduğunu söylemişti.
İlgili Haberler Türkiye’de öğretmenler okullardaki şiddete karşı “tek yürek” eylemiyle meydanlarda