Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, dönem başkanı Birleşik Krallığın gündeme getirdiği, yaşanan çatışmalar sonrasında artan cinsel şiddetle ilgili kararlarının uygulanmasını incelemek üzere ‘Kadına cinsel şiddet’ konusunu ele aldı. Uluslararası toplumun kadına yönelik cinsel şiddete sessiz ve işlenen cinsel suçların da cezasız kalmaması istendi.
BM’nin kadın şiddeti konusundaki uzman hak savunucusu Pramila Patten, 15 üyeli konseye kadına yönelik cinsel şiddetle ilgili son rapor ve suçun yoğun olarak işlendiği ülkelere yaptığı gezilerde mağdurla yaptı görüşmeler ve izlenimlerini aktardı.
Patten, uluslararası toplumun, gelecek nesilleri dünyanın farklı bölgelerinde çıkan çatışmalarla bağlantılı cinsel şiddet belasından korumak için şimdi harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Patten, kadına yönelik cinsel suçların, dünyada en fazla üstü örtülen ve en az kınanan suçlar olduğunu, bu suskunluğun ortadan kalkması için tüm ülkelerin birlikte hareket etmesi gerektiğini belirterek "Her yaşadığımız yeni bir savaş dalgası, beraberinde yükselen bir insanlık trajedisi dalgası da getiriyor, yeni savaş dalgalarıyla gelen kadına yönelik cinsel suçlar daha da artıyor. Bu suçlara sessiz kalınıyor’’ dedi.
‘’BM geçen yıl 2 bin 455 tecavüz vakasını doğruladı’’
Patten, geçtiğimiz ay yayımladıkları son raporla ilgili çeşitli bilgiler verdi. Patten, geçtiğimiz yıl yaşanan savaş ve çatışmalarda, 2 bin 455 BM tarafından doğrulanmış tecavüz vakasının belgelendiğini ifade etti. Bu verilere göre savaş zamanı işlenen cinsel şiddet suçlarının yüzde 94’ünün kadın ve kızlara, yüzde altısının da erkek ve erkek çocuklara karşı işlendiğini kaydetti.
Patten, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin 701 vakayla en fazla cinsel şiddettin görüldüğü ülke olduğunu, geçtiğimiz ay bu ülkeyi ziyaret ettiğini, çoğu yakın zamanda tecavüze uğramış kadın ve kızların ifadeleri karşısında dehşete düştüğünü söyledi. “Konuştuğum kişilerin büyük bir çoğunluğu, kamplarda yiyecek aramak, odun veya su toplamak gibi ihtiyaçlarını karşılamak için dışarı çıktıklarında her gün yaşayabilecekleri tecavüz ve cinsel şiddet riskini ifade ettiler. Her gün tecavüze uğrama olasılığınız olduğu gerçeğiyle yüzleştiğinizi, ancak başka seçeneğiniz olmadığını hayal edin” diye konuştu.
‘’Ukrayna’da ödenilen olağanüstü bedele ilk elden tanık oldum’’
Patten ayrıca geçen yıl Ukrayna'ya ilk saha ziyaretini gerçekleştirdiğini, hem çatışma bölgelerinde meydana gelen cinsel şiddeti hem de Polonya ve Moldova gibi ülkelere kaçmak zorunda kalan kadınların, çocukların cinsel suçlara karşı ne derecede savunmasız kaldığını görmenin kendisini çok şaşırttığını kaydetti.
Patten, bölgede yaptığı incelemede gördüklerini şöyle ifade etti, “İnsanların hızlı ve benzeri görülmemiş bir şekilde kitlesel olarak yerinden edilmelerini bir trajedi değil bu kötü durumu insan kaçakçılığı ve cinsel sömürü için bir fırsat olarak gören vicdansız bireyler ve suç çetelerine karşı ne kadar savunmasız olduklarını gördüm. Kadınların, çocukların ve yaşlıların bu nedenle ödedikleri olağanüstü bedellere ilk elden tanık oldum” dedi.
Patten, hazırladıkları son raporda, Haiti, Etiyopya ve Irak gibi diğer ülkelerde işlenen suçlar ve yaşanan dehşetle ilgili görüşlerini konsey üyelerine aktardı. Patten, Nisan ayında çatışmaların patlak vermesinden ardından Sudan'da yaşanan cinsel şiddettin tırmandığını, işlenen suçlarla ilgili birçok ciddi iddianın da su yüzüne çıktığını kaydetti.
Patten, güvenlik konseyine cinsel şiddetin önlenmesi için bazı önerilerini da aktararak "Gerçek şu ki, cinsel şiddet suçunu işlemenin, göz yummanın cezalarını etkili bir şekilde artırmadıkça, bu tür ihlalleri asla durduramayacağız. Daha fazla siyasi kararlılık ve kaynak gerekli. Artık birbiri ardına alınan kararlarla yürürlüğe konan kurumsal ve hesap verebilirlik çerçevelerini ikiye katlamanın zamanı geldi. Gelecek nesilleri bu beladan kurtarmak için acilen ve kararlılıkla harekete geçmeliyiz” dedi.
İlgili Haberler Kadınlardan AB’ye giriş için ‘İstanbul Sözleşmesi’ne dönüş çağrısı