Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi için hükümete yönelik baskıların artması üzerine Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar ve kadın örgütleri İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak için meydanlara çıktı.
Your browser doesn’t support HTML5
İzmir’deki eyleme, aralarında İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in eşi Neptün Soyer’in de bulunduğu yüzlerce kadın katıldı.
İzmir’deki Eylemde 16 Kişi Gözaltına Alındı
‘‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’’ pankartı açan kadınların yürümesine İzmir Emniyeti izin vermedi. Kadınlar, ‘‘Kadın cinayetleri politiktir”, “Kadınlara değil katillere barikat”, “Sözleşme yaşatır, sözleşmeyi uygula” sloganları atarak yürümek isteyince polis müdahale etti. 16 kadın gözaltına alındı.
Twitter'dan açıklama yapan İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer, gözaltına alınanların serbest bırakılması çağrısı yaptı.
‘‘Sözleşmenin kaldırılmasını gündeme getirenler kadın cinayetlerinin sorumlusudur’’
Bir grup eylemci kadının gözaltına alınmasının ardından eyleme katılan diğer kadınlar arkadaşlarının serbest bırakılması talebiyle oturma eylemine başladı. Yapılan pazarlıklar sonrasında kadınlar basın açıklamasını okudu. Açıklamada sadece Temmuz ayında 3 anne-kız toplam 36 kadının öldürüldüğü belirtilerek şu görüşlere yer verildi:
“Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet önlenemez, Şule Çet, Nadira Kadirova, Ceren Damar cinayetlerinde olduğu gibi daha adil bir yargılama bile sağlanmazken, kadınların hukuk önünde en önemli dayanağı olan İstanbul Sözleşmesine göz dikiliyor. Eğer ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Ev içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ yani İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, hayatta olabilirlerdi, kaybettiklerimiz için daha adil bir yargılama yapılabilirdi. Haklarımız için ‘İstanbul Sözleşmesi uygulansın’ diyoruz. Kadına yönelik şiddet her gün arttığı halde İstanbul Sözleşmesinin etkin şekilde uygulanmasını değil kaldırılmasını gündeme getirenler bu cinayetlerin, karşı karşıya kaldığımız katledilme riskinin sorumlularıdırlar”.
‘‘Erkekler vuruyor, devlet koruyor, yargı aklıyor’’
İstanbul’daki eylemler ise Kadıköy ve Beşiktaş’taki iskele meydanlarında yapıldı.
‘‘Erkekler vuruyor, devlet koruyor, yargı aklıyor’’ sloganı atılan eyleme milletvekilleri de katıldı. O isimlerden HDP İstanbul milletvekili Hüda Kaya, partiler üstü ve kimlikler üstü bir kampanyayla İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkıldığını söyledi.
Your browser doesn’t support HTML5
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Kaya, ‘‘Sözleşmeyi iptal edemeyecekler bu bir gerçek. Edemeyecekler. Bunu iptal etmeye yeltenmeleri başta kendi tabanlarındaki kadınlar olmak üzere çok ciddi kırılmalara sebep olacak. Bununla ilgili de tartışmaları görüyorsunuz. O çevrelerdeki bu zihniyete sahip erkeklerin telaşlarını görüyorsunuz. Kadınların net duruşu bu anlamda çok önemli ve çok kıymetli. AKP’ye yakın tüm çevrelerden kadınların sözleşmeye sahip çıkması ve net duruş göstermesi çok önemli. Kadınların bu beraberliğinden, tüm partiler üstü, kimlikler üstü dayanışmasından iktidar ve eril zihniyet rahatsız. Ve kadınlar yine kazanacak’’ dedi.
İstanbullu kadınlar: ‘‘Ataerkil sistemde kendimizi güvende hissetmiyoruz, kadın hareketi kadınların baskılanmasına izin vermeyecek’’
Eyleme katılan kadınlar da İstanbul Sözleşmesi’nden geri adım atılmasına izin verilmeyeceğini söylediler.
Kadın Savunma Ağı’ndan Fulya Dağlı, ‘‘Şu an İstanbul Sözleşmesine yönelik saldırılar AKP iktidarı nezdinde, kurdukları rejim nezdinde kadın erkek eşitliğine dair yaklaşımı gösteriyor. Onlar eşitlik istemiyor, onların rejimleri eşitsizlik üzerine tahakküm üzerine kurulu. Bu sözleşmeye karşı yalanlar üreten gerici grupların ‘Bir kereden bir şey olmaz’ deyişlerinden biliyoruz. Bu saldırı bir yandan hegemonya kurmaya çalışırken bir yandan da kadınlara baskılamaya yönelik. Kadın hareketi buna izin vermeyecek’’ derken Sevtap Akdağ, ‘’Biz bu ataerkil sistem içerisinde, bu rejim içerisinde kendimizi zaten güvende hissetmiyoruz, hiçbir koşulda güvende hissetmiyoruz. Ama İstanbul Sözleşmesi bu konuda kadınların kazanımlarını ifade ediyor. Kadınlara uygulanan şiddet karşısında devleti sorumlu kılan onun korunması konusunda adım atmaya zorlayan bu sözleşmedir. Bunun ortadan kaldırılması kadınlar için olan güvencesiz ortamı daha da güvencesiz hale getirmek anlamına gelir. Sözleşmeden çekilmek şimdiye kadar kadına yönelik şiddette görmüş olduğumuz cezasızlık uygulamaları ile zaten bu konuda bir tür erkek tarafı olan devletin bu konudaki tarafını tescillemiş olur’’ görüşünü dile getirdi.
Ankaralı kadınlar: ‘‘Kadınların, LGBTİ’lerin, çocukların haklarını pazarlık konusu haline getirenler cinayet ve istismarların, suç ortağıdır’’
Başkentteki eylemi düzenleyen Ankara Kadın Platformu üyeleri , Sakarya Caddesi’nde bir araya geldi. “Kadın dayanışması yaşatır”, “6284 ve İstanbul Sözleşmesi yaşatır” pankartları taşıyan kadınlar, alanın etrafını mor kurdelelerle çevirdiler.
Your browser doesn’t support HTML5
Yapılan açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin karalama kampanyalarına göz yumanlar, bizzat bu kampanyalara sözcülük yapar hale gelenler, kadınların, LGBTİ’lerin, çocukların haklarını tarikat ve cemaat çevreleriyle pazarlık konusu haline getirenler kadın cinayetlerinin, çocuk istismarlarının, suç ortağıdır, biz kadınlar yaşamak istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına nihai olarak son verin ve kadınlar ve çocuklarla ilgili yapmanız gerekenleri yapın, sorumluluklarınızı yerine getirin, eşitlik politikaları geliştirme ve uygulama sorumluluklarının da hemen yerine getirilmesini istiyoruz” dendi.
Kadınların talepleri nelerden oluşuyor?
Tüm illerde yapılan eylemlerde, İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili tartışmalara son verilmesi, 7/24 çalışacak bir Alo Şiddet Hattı kurulması, kadına ve çocuğa şiddetle ilgili bağımsız bir veri toplama yöntemi geliştirilmesi, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmalara derhal son verilmesi, cinsel şiddetle mücadele koordinasyon ve kriz merkezleri kurulması, dijital şiddet ve ısrarlı takibin yasalarda tanımlanması ve cezasının belirlenmesi, Kadın-Toplumsal Cinsiyet Bakanlığı kurulması talep edildi.
Ayrıca her mahallede kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve 24 saat hizmet verebilecek kreşler açılması ve kadınların rahatça 7-24 ulaşabileceği kadın danışma merkezleri ve yeterli sayıda sığınakların oluşturulması isteniyor.