Kadınlardan ‘Kadınların Özgürlük Sahnesini Kuralım’ Eylemi

Olağanüstü Hal’in hüküm sürdüğü Türkiye’de kadın hareketi, en kitleselleştiği dönemi yaşıyor.

Bir grup kadın, 18 Mart Zaferi etkinlikleri kapsamında oynanan oyunda kadınların sahneye çıkmasına izin vermeyen TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ı protesto etmek için Kadıköy İskele Meydanı’nda toplandı.

Ellerinde “Kadınların özgürlük sahnesini kuralım” yazılı dövizler ve mor balonlar taşıyan kadınlar, eylem sırasında tiyatro gösterisi sergilediler, horon oynadılar, halaya durdular ve zılgıt çektiler.

Perihan Koca: “Sahne bizim sahnemiz”

Amerika’nın Sesi’ne konuşan eylemcilerden Perihan Koca, yeni rejim inşa etmek isteyenlerin kadınları sahneden indirmek istediklerini ancak buna izin vermeyeceklerini söyledi.

Koca, “Türkiye bir olağanüstü hal yaşıyor biz de kadınlar olarak uzun zamandır olağanüstü günlerden geçiyoruz. Bu tarihsel bir kritik bir süreç. Her taraftan kıskaç altına alınmış bir durumdayız çünkü yeni bir siyasi iklim yeni bir rejim inşa edilmek isteniyor. Bunu gerçekleştirmek için kadınlar eve kapatmaya çalışıyorlar. Ancak biz kadınlar 8 Mart’ta Türkiye’nin karanlık koşullarına rağmen sokağa çıkma cesaretini hep birlikte gösterdik. Kadınları sahneden itenlere elbette sessiz kalamazdık. Kadınlar sahneden süpürmek isteyenlere karşı kadınlar sahneye demek için sokağa çıktık. Çünkü sahne bizim sahnemiz” dedi.

Koca, tüm kadınları kendisinin de üyesi olduğu Memleket Biziz platformunun 22 Nisan’da Ankara’da yapacağı kurultaya çağırdı:

“Türkiye’nin kadınları, işçileri, gençleri, Alevileri, Kürtleri, mağdurlarının yani tüm toplumsal dinamiklerinin yan yana geldiği bir süreci örgütlemeye çalışıyoruz. Biz 2019’u bize dayatılmaya çalışıldığı gibi sandık ve seçim süreci olarak görmüyoruz. Kendimizi sokakta şekillendireceğiz. Ege’den, Karadeniz’den, Akdeniz’den, Anadolu’dan dört bir yanından insanlarla 22 Nisan’daki özgürlük buluşmamıza katılacağız.”

Dağlı: “Kadınlar özgürlük, barış ve laiklik için sokağa çıkıyor”

Fulya Dağlı, hükümetin kadına yönelik bakışının ve uyguladığı politikaların kadınların uyanışını hızlandırdığı kanaatinde.

“AKP hükümetlerinin uyguladığı kadın düşmanı politikalar, dinci gericilikle kadınları eve hapsetmeye çalışıyor. Ancak kadınlar hem ev içinde hem de iktidardan gelen baskılara itiraz etmeye ve çok daha güçlü biçimde direnmeye başladı. Çünkü ses çıkarmadıkça daha fazla şiddete maruz kalıyordu. Bugüne gelindiğinde artık şu açık. Yaşamımızdan başka kaybedecek bir şeyimiz kalmadı. Kadınlar bugün özgürlük, barış ve laiklik için sokağa çıkıyor. Kimse unutmasın, biz evdeyiz, işteyiz, sokaktayız, sahnedeyiz, otobüsteyiz, hayatın her yerindeyiz. Ve bu memleketin yarısıyız.”

Çıdamlı: “Toplumsal çözülmeyi önlemek için patriarkayı geri getirmek istiyorlar, razı değiliz”

Kadın hareketi yalnız Türkiye’de mi büyüyor? Bir başka kadın eylemci Çiğdem Çıdamlı’nın buna yanıtı, “kesinlikle hayır, tüm dünyada kadın hareketleri sürekli mevzi kazanıyor.”

“Evet, bu kesinlikle küresel bir eğilim. Polonya, Arjantin ve İspanya’da da durum bizden farklı değil. Çünkü neoliberal kapitalist aşamanın geldiği noktada kadın özgürlüğüne karşı iktidarlardan saldırılar başlıyor. Toplumsal çözülmeyi gören iktidarlar, ırkçı ve dine dayalı fikirleri arkalarına alarak patriarkaya geri getirmeye çalışıyorlar. Biz asla buna razı değiliz. Organik, doğal kadın muhalefeti işte bu nedenle yükseliyor.”

2017 yılında otobüste şort giydiği için Ayşegül Terzi isimli bir kadının dövülmesinin kadın hareketlerini iyiden iyiye canlanmasına hızlandırdığını söyleyen Çıdamlı, müftülere resmi nikah hakkı verilmesi ve çocuk istismarının bir türlü önlenememesinin de kitleselleşmede rol oynadığı kanısında:

“Tüm bunlar geniş kadın çevresinde büyük öfke yarattı. Ayrıca kadınlar tek adam rejimine razı gelmiyor. Halkın en az %50’sinin hayır dediği bir iktidar var. 2019’da seçim olacak. Ama seçim koşulları yok. KHK ve OHAL düzenine bir d de son dönemde savaş eklendi.”

22 Nisan’da Ankara’da düzenlenecek Memleket Biziz/Özgürlük Kurultayı’nın imzacıları arasında DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, KHK ile Ankara Üniversitesi’nden ihraç edilen Prof. Funda Başaran, tiyatrocu Sevinç Erbulak gibi isimlerle beraber Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, Adalet Nöbeti’nin düzenleyicilerinden Avukat Kemal Aytaç, Türkiye Yargıçlar Sendikası Eski Başkanı Mustafa Karadağ da yer alıyor.