Kaleağası, AB İlerleme Raporunu Değerlendirdi

TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü Bahadır Kaleağası, “İlişkilerin çok hassas bir döneme girdiğini, bu şekilde giderse kopma tehlikesinin giderek arttığını gösteren, diğer taraftan da kopmaması için AB Parlamentosu’nda mutlak çoğunluk olduğunu kayıt altına alan bir rapor var karşımızda” dedi
Strasbourg’ta toplanan Avrupa Parlamentosu, 2013 yılı Türkiye İlerleme Raporu'nu 153'e karşı 475 oyla kabul etti. Yapılan oylamada 43 parlamenter çekimser kaldı. Rapor, AP Türkiye Raportörü Hollandalı parlamenter Ria Oomen-Ruijten tarafından hazırlandı. Raporda, demokrasi, hukukun üstünlüğü, kişisel hak ve özgürlükler, yargının tarafsız ve bağımsızlığı konularındaki kaygılar dile getiriliyor. Yolsuzluk iddiaları, İnternet ve HSYK yasaları da raporda kaygı duyulan konular arasında yer alıyor. Gezi protestoları, özel yaşama müdahale gibi konu başlıklarının da yer aldığı raporu AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’yle ilgili önyargıların sonucu olarak niteledi.

Raporu, Amerika’nın Sesi’ne değerlendiren TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü ve AB Temsilcisi Bahadır Kaleağası, raporda çok büyük bir sürpriz olmadığını, hem olumlu hem olumsuz her konunun dikkatle incelendiğini söyledi. Kaleağası, “İlişkilerin çok hassas bir döneme girdiğini, bu şekilde giderse kopma tehlikesinin giderek arttığını ve fakat diğer taraftan kopmaması için bir siyasi irade, AB Parlamentosu’nda mutlak çoğunluk olduğunu gündeme getiren, bunu kayıt altına alan bir rapor var karşımızda” dedi. TÜSİAD temsilcisi, “Rapor, internet, medya özgürlüğü, genel bireysel hak ve özgürlükler, yargının bağımsızlığı gibi konularda önemli eleştiriler getiriyor, ancak bunları yaparken yapıcı olma gayreti var” değerlendirmesinde de bulundu.

TÜSİAD Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Bahadır Kaleağası



Bahadır Kaleağası, AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerde Kıbrıs hükümetinin engelleyici bir unsur olarak öne çıktığının da altını çizdi ve birliğin bu durumun farkında olduğunu kaydetti. Kaleağası, “Türkiye’deki konularla ilgili kaygıları dile getirirken, uyarılarda bulunurken, kendi üzerine düşeni yapmakta da, özellikle güney Kıbrıs’ın orantısız bir politika, veto çizgisinde olmasından kaynaklanan kendi hatalarını da görmekteler” dedi.

Bahadır Kaleağası, beklentilerin karşılanmaması durumunda ilişkilerde fiili bir donma sözkonusu olabileceğini, ancak Kıbrıs konusunda açılım olursa “A Planı’nın” yeniden devreye gireceğini vurguladı: “Nedir A Planı? Kıbrıs konusunda taraflar arasında genel bir anlaşma olursa, ve Türkiye ile ilgili müzakere başlıkları açılırsa Türkiye’nin entegrasyon süreci yeniden kendini toparlar.” Kaleağası, bu tür bir toparlanma sürecinin de hem Türk ekonomisine olumlu yansıyacağını hem de “mevcut siyasi kutuplaşmayı” yumuşatacak ortamı getireceğini belirtti, “Demokrasi yönünden mesajları açık olan ve somut uygulamaları derhal devreye giren bir sürece girilebilir” görüşünü savundu.

Your browser doesn’t support HTML5

Bahadır Kaleağası söyleşisi


Ancak A Planı’nın gerçekleşmemesi durumunda, Bahadır Kaleağası, ilişkilerde bekle-gör dönemi yaşanacağını söyledi: “Bekle-gör’ün yarattığı olumsuz enerjinin belki de somut başka olumsuzluklara yol açtığı bir senaryoya gidilebilir, ama bu, şahsi kanaatimce ilişkilerin kopmasıyla sonuçlanmaz.” TÜSİAD yetkilisi bu tür bir bekle-gör döneminin zaman ve enerji kaybı ve Türkiye açısından küresel rekabet gücünün azalmasıyla sonuçlanabileceğini de söyledi.

TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü ve AB Temsilcisi Bahadır Kaleağası söyleşisinin tamamını yukarıdaki linkten dinleyebilirsiniz.