Kalın'dan Pentagon’a 'Trump'a Rağmen SDG’ye Destek' Eleştirisi

Türkiye, Rusya ve İran’la yapılmasında mutabakat sağladığı Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nde PKK’nın Suriye kolu olarak gördüğü PYD/YPG’nin katılımına karşı pozisyonunu koruyor.

Çarşamba günü İstanbul’da devam eden Boğaziçi Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Türkiye’nin Rakka’nın IŞİD’den kurtarılması için Suriye Demokratik Güçleri (SDG) formuna sokulan yapının o isim ya da başka bir isimle kongreye katılmasına onay vermeyeceğinin" altını çizdi.

Kalın, “PYD, YPG hem Amerika'da hem Avrupa'da terör örgütü olarak tanımlanmış, Türkiye'nin de terör örgütü olarak tanımladığı bir yapının, organizasyonun Suriye koludur. Bunun SDF, SDG, Arap bilmem neyi, falan gibi birtakım yeni isimlendirmelerle kamufle etmeye çalışmanın beyhude bir çaba olduğu da açıkça ortadadır. Daha bir veya bir buçuk yıl öncesine kadar ABD'nin resmi belgelerinde, web sitelerinde PYD ve YPG'nin PKK'nın Suriye kolu olduğu açık bir şekilde yazılmaktaydı. Ne zaman ki PYD/YPG politikası Amerika'nın Suriye'ye ilişkin ana politikası haline geldi, bu raporların açıklamaların da web sitelerinden indirildiğini, geriye doğru düzeltilmeye çalışıldığını gördük maalesef” dedi.

“PYD’ye verilen destek ÖSO’ya verilseydi DEAŞ’la mücadelede onlar öne çıkardı”

Suriye’de IŞİD’e karşı en etkili mücadeleyi veren grubun YPG/PYD olduğu yönündeki iddiaları “efsaneden ibaret” olarak niteleyen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, Türkiye'nin “milli imkan ve kabiliyetleriyle” yapılan Fırat Kalkanı Harekatı'nda 2 bin 200 kilometrekarelik alanın IŞİD’den temizlenmesini örnek verdi.

“ABD'nin verdiği bu destek bir başka gruba verilseydi, yani bu kadar büyük askeri destek, siyasi destek, finansal destek ve medya desteği bir başta gruba verilseydi, örneğin Özgür Suriye Ordusu'na verilseydi, başka Arap gruplara verilseydi, Türkmenlere verilseydi, PYD'li olmayan Kürtlere verilseydi, onlar DEAŞ'a karşı mücadele eden grup olarak bugün öne çıkarlardı.”

“Trump’ın sözlerine rağmen Pentagon’un SDG’ye desteği çelişkili bir durum”

Kalın’ın asıl eleştirisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump’la yaptığı görüşme sonrası Pentagon’un, Trump'ın Türk Cumhurbaşkanı’na verdiği söze rağmen Pentagon’dan SDG’ye desteğinin süreceği açıklamasına yönelik oldu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, “Pentagon çıkıp tekrar, içinde PYD ve YPG'nin de olduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne destek vermeye devam edeceklerini açıkladı. Bu tabi bizim açımızdan kabul edilebilir bir durum değil. Çünkü PYD ve YPG'ye verilen her silah, her mermi PKK üzerinden Türkiye'ye yöneltilmiş bir tehdit demektir. Suriye sahasında veya bir başka yerde hangi gerekçeyle olursa olsun PYD ve YPG'ye verilen her destek PKK'nın ömrünü uzatmak anlamına gelir. Dolayısıyla bizim bunu kabul etmemiz, hangi şart ve gerekçeyle, hangi izahla olursa olsun hiçbir şekilde mümkün değildir. Bu Amerikan sistemi içerisindeki çelişkili durum, başkan bir şey söylüyor, ona bağlı birim başka bir şey söylüyor, sahada başka bir şey yapılıyor, Amerikan sistemi açısından çok çelişkili bir durumu işaret etmektedir.”

Suriye’de çözüm için Cenevre Süreci’nin tek başına yeterli olmayacağını da söyleyen İbrahim Kalın, Astana Süreci’nin evrileceği yerin de Suriye için önemli olacağını ifade etti.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan hem Fetih hem Hamas tarafıyla görüşmeler yapıyor”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, Arap Baharı nedeniyle “bir miktar” gölgelendiğini söylediği Filistin meselesinde Türkiye’nin pozisyonunu da bir kez daha ortaya koydu.

“Farklı Filistinli grupların Hamas'ın, Fetih'in ve diğer grupların bir araya gelerek bir ulusal uzlaşı yoluyla seçimlere gidecek olması ve daha güçlü ve birleşik bir Filistin olarak müzakere masasına oturacak olması elbette bizim için sevindirici bir konudur. Cumhurbaşkanımız hem Hamas hem de Fetih tarafıyla çok yoğun görüşmeler yapıyor. Bizim buradan beklentimiz İsrail de dahil olmak üzere bütün tarafların bu sürece yardımcı olmaları, sabote edici her tür eylemlerden, yaklaşımdan uzak durmalarıdır. Çünkü Filistin barışı Ortadoğu barışının merkezinde yer alır. Ortadoğu barışı da dünya barışına çok önemli katkılar sağlayacaktır.”

Boğaziçi Zirvesi’nin kapanış konuşmasını Perşembe günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapacak.