Türkiye’nin en köklü siyasi geleneklerinden Milli Görüş’ün ana siyasi partisi Saadet Partisi’nin sekizinci olağan büyük kongresinde Temel Karamollaoğlu 1200 delegenin 1050’sinin oyunu alarak üçüncü kez genel başkanlığa seçildi. Karamollaoğlu, böylelikle Milli Görüş’ün lideri Necmettin Erbakan’ın önderliğinde kurulan Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi’nin son halkası olan Saadet Partisi’nin en çok genel başkan seçilen ve en uzun süre genel başkanlık yapan ismi haline geldi.
Aslında 2021 yazında bu kongre Karamollaoğlu ve genel merkez yönetimi için zor geçmeye adaydı. Zira mayıs ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştükten sonra ağustos ayında Milli Görüş Hareketi Lideri imzalı bir metin yayınlayan Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, partiyi muhalif çizgiden iktidar çizgisine çekme arayışında olduğu görülüyordu.
Ancak 86 yaşındaki Asiltürk’ün Ekim ayında beklemedik ölümü Temel Karamollaoğlu’nu partinin ve Milli Görüş’ün tartışmasız lideri haline getirdi. Belki de bu nedenle Saadet Partisi kurucularından Profesör Mete Gündoğan büyük kongrede aday olacağını açıklamasına rağmen dokuz gün önce “yüksek ideallerimizi iç çekişmelere örseletmemek için” adaylık başvurusunu geri çekti.
Karamollaoğlu: “Bizler laiklikten değil, sözde laikçilerden, İslam'dan değil, sözde İslamcılardan çok çektik”
Saadet Partisi lideri “Saatlerinize iktidara ağırlayın” pankartının öne çıktığı kongrede laiklikle ilgili verdiği mesaj dikkat çekiciydi.
Türkiye’nin tarihi bir dönemecin eşiğinde olduğunu ve cumhuriyetin “Yeni Yüzyılı”nı inşa etmek için, artık geçmişin travmalarından hep birlikte kurtulmak gerektiğini söyleyen Karamollaoğlu, “Ülkemiz; sağcılık-solculuk, Türkçülük-Kürtçülük, Sünnilik-Alevilik, dindarlık ve laiklik gibi tartışmalar yüzünden yıllarca hem zamanını hem de enerjisini tüketmiştir. Bu konularda telafisi imkansız acılar yaşanmıştır. İnsanımız bıkmış, usanmış ve yorulmuştur. Bizler laiklikten değil, sözde laikçilerden, İslam'dan değil, sözde İslamcılardan, muhafazakarlığın kendisinden değil, muhafazakarlık adı altında değerlerimizi istismar edenlerden çok çektik. Artık bu defterler bir daha açılmamak üzere kapanmalı ve tarihin tozlu sayfalarında yerini almalıdır. Din herhangi bir sosyal grup ya da partinin tekelinde olmadığı gibi; laiklik de herkesin dini, siyasi ve sosyal görüşlerini rahatlıkla ifade edebilmesinin teminatı olarak anlaşılmalıdır. Devletin vazifesi kimlik dayatmak değildir” diye konuştu.
Your browser doesn’t support HTML5
Yılmaz: “Güven vermek için Kılıçdaroğlu gibi Karamollaoğlu da risk alıyor”
Milli Görüş hareketini 30 yıldır takip eden Milli Gazete yazarı Mustafa Yılmaz, bu sözlerin tarihsel nitelikte olduğunu dile getiriyor.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Yılmaz, “Bir süredir, uzun bir süredir CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu tabanın hoşuna gitmeyecek cesur çıkışlar yapıyor. Son dönemdeki başörtüsü ile özgürlüğü sözleri de bu kapsamdaydı. Aynı şeyi Saadet lideri Temel Karamollaoğlu da yapıyor. ‘Laiklikten değil laikçilikten ve sözde İslamcılardan çok çektik’ demek risk almaktır. Ama bu riski alıyor. Çünkü birbirlerine birbirlerinin tabanlarına hakiki güven vermek istiyorlar” dedi.
“Altılı Masa Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanını belirleyecek”
Salonu dolduranlara “1969’da giydiği Milli Görüş gömleğini bir daha çıkarmayanlar” diye seslenerek Adalet ve Kalkınma Partisi ile aralarındaki farkı ortaya koyan Karamollaoğlu, Altılı Masa’nın neden kurulduğu ve hedefinin ne olduğunu da açıklamaya çalıştı.
Saadet Partisi Genel Başkanı, “Bu masa, kaybedilecek seçimin ardından yaşanacak bir 5 yılın daha ülkemize ve insanımıza neye mal olacağını gayet iyi bilenlerin kurduğu bir masadır. Birileri; algı fabrikalarında sürekli olarak yeni ‘düşmanlar, hainler, teröristler’ icat edip, toplumu birbirine kırdırmak istiyor. Ancak kaybeden hep Türkiye oluyor, kazananlar ise daima bir avuç zadegan. Allah'ın izniyle bu masa; Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanını belirleyecek, parlamento aritmetiğinde de çoğunluğu elde ederek, ülkemizin problemlerine hızlı ve kalıcı çözümler üretecektir. NATO, Avrupa Birliği, Rusya, Çin ve ABD ile ilişkilerimizi sağlıklı bir zemine oturtacağız. Bizler ne zulmeder ne de zulme rıza gösteririz. Zira Saadet Partisi, ‘Adil bir Dünya’nın teminatıdır” dedi.
Anketlerde oy oranı yüzde 1-2 bandında olsa da kongre salonu çok coşkuluydu
Fazilet ve Refah Partisi eski genel başkanı Recai Kutan, kapatılan Fazilet Partisi milletvekili ve eski TBMM Başkan vekili Yasin Hatipoğlu, kapatılan Milli Selamet Partisi senatörü ve kapatılan Refah Partisi milletvekili Lütfü Doğan ve AKP kurucusu ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç gibi Milli Görüş hareketinin önde gelen isimlerinin de katıldığı kongre çok coşkuluydu. Yapılan siyasi araştırmalarda oy oranı yüzde 1-2 aralığında olan Saadet Partisi’nin Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre Merkezi’ndeki büyük kongresini hınca hınç dolduran kalabalıkta ağırlık kadınlar ve gençlerdeydi.
Yıllardır Milli Görüş partilerini yakından takip eden Sedat Bozkurt, “Saadet Partisi’nin çok kemik bir tabanı var. Bu taban Adalet ve Kalkınma Partisi yıllardır iktidarda olduğu halde Milli Görüş’ü terk etmedi. Çünkü Milli Görüş’ün ana gövdesi orası. Saadet Partisi ne zaman güçlenir? AK Parti çatladığı zaman yükselmeye başlar. Ama şunu da söyleyeyim AK Parti’yi en son terk edecek kitle Saadet Partisi’nin ana tabanıdır” dedi.
“Birçok önyargı yıkıldı, Saadet Partisi tabanı seçimde çalışır”
Her ne kadar kongre konuşmasında seçim startı verdikten sonra partilileri “kapı kapı çalışmaya” çağırmış olsa da yıllarca CHP karşıtı pozisyonda olan Saadet Partisi seçmeni mesela CHP kökenli bir aday için seçim çalışması yapabilir mi? Milli Gazete yazarı Mustafa Yılmaz’a göre, tabanın tavrını liderin şekillendirebileceği görüşünde.
“Milli Görüş hareketi, Saadet Partisi il ve ilçeleri seçime motive olur. Sadece partiye empati duyanlar hareketsiz kalır ama seçmenlerde Altılı Masa bakımından ciddi bir sorun yaşanmaz. Çünkü bu geçen devrede birçok önyargı yıkıldı. Kemal Bey gibi Temel Bey de risk alarak siyaset yapıyor, bu da tabanda sempati yaratıyor. Bir de Milli Görüş’ün Erbakan’ın belirlediği bir söylemi stratejisi var. ‘Hedef bütün insanlığı kurtarmak, adil düzen getirmek’. Bu büyük hedef de her dönem örgütü motive edebiliyor. Koalisyonla olsa da ‘iktidara yürüyoruz’ da büyük bir motivasyon. Bir de bu sistemde partiler değil ittifaklar yarışıyor. Saadet Partisi tabanı bunun farkında.”