Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 78 can kaybına neden olan otel yangını, iktidar ile muhalefet arasında sorumluluk tartışması konusu olmaya devam ediyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından yayınlanan bir rapor, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesiyle mevzuatta kalıcı değil geçici nitelikte çokça değişiklik yapılmasını ve merkezi idare ile yerel yönetimler arasında ortak çalışma kültürü oluşmamasını temel sorunlar olarak açıkladı.
Bolu Köroğlu Dağı’ndaki turizm alanı içerisindeki Grand Kartal Oteli’nde 21 Ocak sabahı yaşanan yangındaki ihmallerde “sorumluluk” tartışmasına karşılık TEPAV’ın analiz raporunda “Yangın meselesi, bir sivil güvenlik sorunu” tespiti yapıldı. Raporda Kültür ve Turizm Bakanlığı, turistik tesis niteliği nedeniyle söz konusu otel ile ilgili “ana sorumlu” olarak işaret edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’u görevden alıp almayacağıyla ilgili bugün kendisine yöneltilen soruyu yanıtsız bıraktı. Öncesinde Erdoğan, söz konusu otelle ilgili Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’nün hazırladığı “yetersizlik” raporu gerekçesiyle CHP’li belediye yönetimini hedef aldı.
CHP Lideri Özgür Özel ise, Bolu Valiliği İl Özel İdaresi’nin de açıklaması itibarıyla oteli denetleme sorumluluğu ve yetkisi bakımından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı adres gösterdi.
AK Parti’nin Cumhur İttifakı çatısı altında ortağı MHP’nin ise, hem Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sorumluluğu hem de CHP’li Bolu Belediyesi’nin sorumluluğu olduğu yönünde tutum alması dikkat çekti. MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Hanımefendiler, beyefendiler, yarısı çocuk olan 78 vatan evladının hesabını kim ya da kimler verecek?” sorusuyla sorumluluk almama ve karşılıklı atışmalar yapılmasından rahatsız olduğunu söyledi.
“Merkezi ile yerel arasında koordinasyonsuzluk” ile mevzuat sorunu tespit edildi
TEPAV ekibinden Prof. Dr. Hakan Yılmaz’ın hazırladığı “Turizm belgeli otellerde yangını önleme ve müdahalede bir standart var mı?” sorusuna yanıt arayan analiz raporunda, Türkiye’de sistem değişikliğiyle mevzuat sorununun yanı sıra merkezi idari ile yerel yönetimler arasında ortak çalışma sorunu bulunduğu açıklandı. Raporda, “1982 yılında çıkan Turizm Teşvik Kanunu (TTK) ile turizm işletmelerinin projelendirme, imar düzenlemeleri, yapım ve faaliyete geçme ve denetim sürecine ilişkin izin ve onaylar Kültür ve Turizm Bakanlığının ana sorumluluğu ve kontrolü altında gerçekleşmektedir. TTK, 1982 yılında çıkarıldıktan sonra bugüne kadar toplamda 27 ayrı yasal düzenlemeyle 101 maddesi (bazı maddeler birden fazla kez değiştirilmiştir) değişikliğe uğramıştır. Bu değişikliklerin yüzde 52’si Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilen son altı yıllık dönemde, kalan yüzde 48’i ise 1983-2017 arasında gerçekleşmiştir. Dolayısıyla kanunun uygulandığı 42 yıllık zaman döneminde değişikliklerin yarısından fazlası yeni hükümet sistemine geçilen son altı yıllık dönemde gerçekleşmiştir. Değişikliklerde özellikle yangın başta olmak üzere afet risklerine karşı önlemlerin nasıl alınacağı, kontrol edileceği ve sorumlulukların dağılımına ilişkin herhangi bir düzenlemeye rastlanmamıştır” tespiti yapıldı.
Söz konusu otel açısından Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İl Özel İdaresi’nin ortak sorumluluğunu vurgulayan raporda, özetle “Yangın meselesi, bir sivil güvenlik sorunu.” Buradaki temel sorun turizm belgeli otelin yangın riskine karşı altyapısını kontrol etmek için nasıl bir teknik heyete ihtiyaç olduğunun düzememelerde ne şekilde detaylandırıldığı, otelin bulunduğu coğrafyadan kaynaklı olmak üzere koruma ve müdahaleye yönelik itfaiyenin bu desteği ne şekilde vereceğidir” denildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenli denetimlerinde neler tespit ettiğini açıklaması gerektiğini anlatan raporda, “Mevzuat, konaklama tesislerinin hem ruhsatlandırma sürecinde hem de ruhsat sonrası işletme sürecinde, yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen hususlarda işyeri açma ve çalışma ruhsatını veren ilgili belediye ve il özel idareleri ile turizm belgesi veren Kültür ve Turizm Bakanlığınca denetleneceğini söylemektedir. Bu ise denetimin ana sorumluluğa sahip olan Bakanlığın güçlü koordinasyonu ve takibinde olması gerektiğini aslında ortaya koymaktadır. Bu anlamda söz konusu denetimin yangın riski açısından başta belediye ve diğer itfaiye teşkilatı olan kurumlar ile iyi tanımlanmış bir işbirliği modeli çerçevesinde yapılması gerekmektedir” ifadesiyle kurumlar arasında koordinasyon gerekliliği vurgulandı.
Bahçeli ortağı Erdoğan’a kendi sözüyle DDK’yı çalıştırma çağrısı da yaptı
MHP Genel Başkanı Bahçeli, dünkü grup konuşmasında, yangında ölen çocukları tek tek isimleriyle anımsatarak, ortağı olduğu AK Parti iktidarı açısından “sorumlu olma” çağrısı yaptı.
Bahçeli, Erdoğan’ın olaydan dört gün sonrasında “Böyle bir trajedinin siyasetçiler arasında kör dövüşüne dönüşmesini, empati ve duygudan yoksun bir tartışmaya alet edilmesini doğru bulmuyoruz. Biz milletimize bu acıyı yaşatanların yargı önünde hesap vermesi için çalışmaya devam edeceğiz” açıklamasını teselli edici bulduğunu açıkladı. Ardından Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Devlet Denetleme Kurulu’nu (DDK) görevlendirerek çok yönlü inceleme yaptırmasını talep eden Bahçeli, özetle “Otel sahibinden İl Özel İdaresi’ne, valilikten Belediye ve ilgili bakanlığa kadar 78 vatandaşımızın vebalini ya kurumsal veya kişisel olarak uhdesinde taşıyanlar millet, hukuk ve tarih önünde hesabını tek tek versinler. ‘Beni ilgilendirmiyor, benim yetki alanımda değil’ demek en başta ülkemizin demokratik hukuk imajını, ahlaki sorumluluk iradesini gasp etmek ve çiğnemektir. Ne yapacağız? Bu yangının faturasını Köroğlu Dağı’ndaki yaban hayvanlarına mı çıkaracağız? Siyasi veya idari mahiyette olsun, müteselsil manada suç ve sorumlu kimlerin üzerlerine gitmek ve yakalarından tutmak adalet ve insanlık borcudur. Aslında Grand Kartal Otel yangını bir facianın daha fazlası, tamı tamamına bir cinayettir. MHP ve Cumhur İttifakı cinayette parmak izi olanlara bedel ödetecek kudret ve muktedirliktedir” dedi.
Devamında AK Parti iktidarı Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla CHP’li Bolu Belediyesi sorumluluğunu eş değer şekilde vurgulayan Bahçeli, “(Otelde) müşahede edilen eksikliklerle ilgili hukuki ihbar görevinden kaçınan Bolu Belediyesi’nin yangını siyasi karambole getirme arayışını, bahse konu belediyenin siyasi sorumlusu olan şahsın günbegün polemik çarkı döndürüp orayı burayı hedef alarak çamur atmasını, ilgili Bakanlığın hiçbir şey olmamış gibi hareket ederek özeleştiriden imtina etmesini, Bolu Valiliği’nin ve İl Özel İdaresi’nin sorumluluk alanından ısrarla uzak duruşunu isabetli ve doğru bulmadığımızı huzurlarınızda açıklamak mecburiyetindeyim. İnsan hayatımız ucuz olmamalıdır. Türkiye’miz bu yaralayıcı ve yürekleri yakan olaylarla anılmamalıdır” diye konuştu.
Erdoğan Bakan Ersoy’un görevden alınması sorusunu yanıtsız bıraktı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Lideri Erdoğan ise, bugünkü grup konuşmasında, yangında yakınlarını kaybeden aileleri düşünerek konuyu siyasi tartışmaya dönüştürmediklerini söyledi ve ana muhalefet partisi CHP’yi hedef aldı.
Otel yangını soruşturmasında 19 tutuklu ve ilaveten adli kontrol altındaki 7 kişiyle ilgili işlem yapıldığını anlatan Erdoğan, MHP Lideri Bahçeli’nin DDK çağrısına yanıt vermedi ancak olayı incelemek amacıyla İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) bünyesinde birisi idare hukuku profesörü olmak üzere 8 kişilik uzman heyeti kurulduğunu açıkladı.
“Başmüfettişlerin yaptığı ilk incelemeler neticesinde otelin yangın algılama sisteminin çalışır vaziyette olmadığı, iş yerinde olaya müdahale edebilecek acil durum ekiplerinin bulunmadığı, iş yeri yangın söndürme sistemlerinin yetersiz kaldığı, otelin acil çıkış yolları ve kapılarının ihtiyaca cevap verecek şekilde olmadığı, otelde olası bir yangına karşı risklerin yeterince değerlendirilerek gerekli tedbirlerin alınmadığı tespit edilmiştir” diyen Erdoğan, CHP’li Bolu Belediyesi’ni sorumlu olarak işaret etti. Otel ile ilgili belediye itfaiye birimi tarafından eksiklikleri belirleyen raporu anımsatarak, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın açıklamalarını çelişkili olarak suçlayan Erdoğan, “78 canımızı bizden kopartan bu katliamın yaşanmasında kimin sorumluluğu, kusuru, eksiği, ihmali varsa tekmili birden hesap sorulması için gereken neyse yapmaktan asla çekinmeyeceğiz. Bizim uhdemizde olan bir şey varsa biz soracağız, yargımızın görev alanına giriyorsa adalete teslim edeceğiz. En küçük şüphe izi kalmadan en ince detayına kadar bu facianın araştırılmasını ve sorumlularının ortaya çıkarılmasını temin edeceğiz” dedi.
CHP Lideri Özel, Bakan Ersoy’un görevden alınması çağrısında bulundu
CHP Lideri Özgür Özel ise, Erdoğan’ın gelecek ay gerçekleşecek Şubat ayında AK Parti yönetimini değiştirirken kabinede değişiklik yapmayı planladığını belirterek, ancak bunu beklemeden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’u görevden alması gerektiğini söyledi.
Bakan Ersoy’un sahadaki ilk açıklamasından itibaren Bolu Belediyesi’ni olaydan sorumlu göstermeye çalıştığını belirten Özel, dünkü grup konuşmasında Anadolu Ajansı (AA) ve TRT aracılığıyla da belediye yönetimini suçlama altında bırakma çabası sergilendiğini söyledi. “Ellerindeki karayı, kiri başkalarına bulaştırmaya, iftirayla, hakaretle ellerini temizlemeye çalışanların bir telaşı var karşımızda” diyen Özel, bilirkişi heyeti üzerinde de Bolu Belediyesi’ni suçlamak için baskı uygulandığını dile getirdi.
Bolu Valiliği İl Özel İdaresi’nin ise açıkça bakanlığı yetkili ve sorumlu olarak açıkladığını kaydeden Özel, Erdoğan’a Bakan Mehmet Ersoy’u görevden almak için Şubat ayında AK Parti’nin kongresini beklememe çağrısı yaptı.
Özel, ayrıca otel yangınında hayatını kaybedenlerin ailelerine taziye ziyaretlerini sürdürüyor. Tokcan ailesine dün başsağlığı ziyaretini gerçekleştiren Özel, bugün de Gültekin, Güner ve Doğan ailelerine taziye ziyaretinde bulundu.