Her şey bir bisiklet gezisiyle başladı. 50 yaşında bir adam, İngiltere'de North Yorkshire Moors milli parkında dağ bisikleti sürüyordu. Sürüşünün bir noktasında, en az bir siyah bacaklı kene derisine girdi.
Beş gün sonra, dağ bisikletçisi genellikle viral bir enfeksiyonla ilişkilendirilen semptomlar geliştirdi. Yorgunluk, kas ağrısı, ateş.
İlk başta iyileşiyor gibi görünüyordu, ancak yaklaşık bir hafta sonra koordinasyonunu kaybetmeye başladı. Çektirdiği MR, ensefalit yani beyinde iltihap geliştiğini ortaya çıkardı.
Uzmanların büyük ölçüde küresel ısınma nedeniyle yeni bölgelere yayıldığını söylediği potansiyel olarak ölümcül bir hastalık olan kene kaynaklı ensefalite (TBE) yakalanmıştı.
Son 30 yılda İngiltere, tarihsel normlara kıyasla ortalama 1 santigrat derece daha sıcak hale geldi. Araştırmalar da kene kaynaklı bazı hastalıkların iklim değişikliği nedeniyle daha yaygın hale geldiğini gösteriyor.
Kamu sağlığı yetkilileri, özellikle Lyme gibi daha iyi bilinen kene hastalıklarından daha ölümcül olan TBE'nin ülkeden ülkeye hızla sıçramasından endişe duyuyor.
Bir derecelik ısınma bile kenelerin üremesi ve hastalık yayması için fırsat
Macaristan'daki Ekolojik Araştırmalar Merkezi'nde uzman olan Gábor Földvári, iklim değişikliğinin TBE üzerindeki etkilerinin açık olduğunu söyledi. Földvári, "Bu, 20 ya da 30 yıl önce olmayan, gerçekten yaygın bir sorun" dedi.
Keneler sıfırın altındaki sıcaklıklarda birkaç günden fazla hayatta kalamazlar, ancak ortamda yeterli nem olduğu sürece çok sıcak koşullarda yaşamlarını sürdürebilirler.
Dünya ortalama olarak ısındıkça ve kışlar daha ılıman geçtikçe keneler, yılın daha erken dönemlerinde aktif hale geliyor.
İklim değişikliği keneleri yaşam döngülerinin her aşamasında (yumurta, altı bacaklı larva, sekiz bacaklı nimf ve yetişkin) etkilemekte ve kenelerin aktif olarak insan ve hayvanlarla beslenme süresini uzatmakta.
Bir derecelik küresel ısınma bile kenelerin üremesi ve hastalık yayması için daha fazla fırsat yaratıyor.
Alman Enfeksiyon Araştırmaları Merkezi'nde çalışan Doktor Gerhard Dobler, "Kışı geçiren kenelerin sayısı artıyor ve ilkbaharda kenelerin aktivitesi yüksek oluyor. Bu durum enfekte keneler ile insanlar arasındaki teması arttırabilir ve daha fazla hastalığa neden olabilir" diyor.
Virüs ilk kez 1930'larda keşfedildiğinden bu yana, çoğunlukla Avrupa'da ve Sibirya ile Çin'in kuzeyi dahil Asya'nın bazı bölgelerinde bulundu. Bu bölgelerde aynı kene türü hastalığı taşıyor. Ancak virüsün alt türü, ki birkaç tane mevcut, bölgeye göre değişiyor.
Avrupa ve Kuzey Asya'da her yıl 10 bin ila 12 bin arasında vaka
Virüsün endemik olduğu yerlerde, kene ısırıkları ensefalitin önde gelen nedeni. Virüse kene ile enfekte sığırlardan çiğ süt tüketilerek de yakalanılabiliyor. ABD’de TBE'ye rastlanmadı; ancak birkaç Amerikalı Avrupa'da seyahat ederken virüse yakalandı.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre Avrupa ve Kuzey Asya'da her yıl 10 bin ila 12 bin arasında TBE vakası görülüyor.
Nüfusun hastalık konusunda farkındalığının düşük olduğu ve yerel sağlık birimlerinin vakaları hükümete bildirmekle yükümlü olmadığı ülkelerde vaka sayımları güvenilir olmadığından, dünya genelindeki toplam vaka sayısı muhtemelen eksik.
Ancak uzmanlar 1990'lardan bu yana, özellikle de hastalığın eskiden nadir görüldüğü ülkelerde belirgin bir artış olduğunu söylüyor.
Doktor Gerhard Dobler; Avusturya, Almanya, Estonya, Letonya ve diğer Avrupa ülkelerinde artan vakalara atıfta bulunarak, insan vakalarında artış olduğunu söylüyor.
Şiddetli semptomlarda tedavi yok
TBE her zaman hayati tehlike oluşturmuyor. Ortalama olarak, enfeksiyonların yaklaşık yüzde 10'u ağır hastalığa dönüşüyor ve bu da genellikle hastaneye yatmayı gerektiriyor.
Ancak şiddetli semptomlar geliştiğinde hastalığın tedavisi yok ve ölüm oranı, virüs alt tipine bağlı olarak yüzde 1 ila 35 arasında değişiyor. En ölümcül olan kene, Uzak Doğu alt tipi. Örneğin Avrupa'da 2020 yılında yaklaşık 3 bin 700 doğrulanmış vakadan 16'sı hayatını kaybetti.
Şiddetli TBE'den kurtulanların yüzde 50’ye yakınında uykusuzluk ve agresiflik gibi kalıcı nörolojik sorunlar görülebiliyor.
Dobler, enfekte olmuş birçok kişinin asemptomatik olduğunu veya sadece hafif semptomlar geliştirdiğini, bu nedenle gerçek vaka yükünün bazı bölgelerde raporlardaki tahminlerden 10 kat daha fazla olabileceğini söyledi.
Yeni aşı çağrısı
Piyasada iki TBE aşısı bulunsa da virüsün yeni olduğu bölgelerde aşı alımı düşük. Ancak aşılar en yaygın üç alt tipin tamamını kapsamıyor. 2020'de yapılan bir çalışmada virüse karşı daha yüksek koruma sağlayan yeni bir aşının geliştirilmesi çağrısında bulunuldu.
Dobler, örneğin Avusturya'da TBE aşısı oranının yüzde 85'e yakın olduğunu, ancak yine de halk arasında vakaların sayısının artmaya devam ettiğini ve bunun iklim değişikliğinin hastalık üzerindeki etkisinin bir işareti olduğunu söylüyor.
Son 10 yıl boyunca yıllık ortalama sıcaklıkların sanayi öncesi dönemin yaklaşık 2 santigrat derece üzerinde seyrettiği Orta ve Kuzey Avrupa'da belgelenmiş virüs vakaları son yıllarda artıyor. Bazı uzmanlara göre bu, artan küresel sıcaklıkların kenelerin daha aktif olmasına yol açtığının kanıtı.
Eskiden yaşama elverişli olmayan arazilerdeki sıcaklıkların kenelerin tercih ettikleri sıcaklık aralığına tırmanmasıyla daha kuzeye ve daha yüksek rakımlara doğru hareket ettikleri de görülüyor.
Rusya'nın kuzey bölgeleri, TBE ile enfekte kenelerin kuzeye doğru hareket ettiği yerlerin en önemli örneği. Almanya, Bavyera ve Avusturya'da daha önce kene bulunmayan bazı dağlarda son 10 yılda vakaların 20 kat arttığı bildiriliyor.
Virüsün Avrupa, Asya ve şimdi de İngiltere’de bazı bölgelerinde artan varlığı, kene kaynaklı hastalığın tehlikelerini keskin bir şekilde ortaya koyuyor. Hastalığın yurt içinde görülen ilk vakası olan İngiliz bisikletçi TBE'den kurtuldu, ancak bu olay bölge için bir uyarı niteliği taşıyor. Virüs hala nadir görülse de uzun süre bu şekilde kalmayabilir.
Mantar enfeksiyonu vakalarında da artış gözleniyor
İklim değişikliğe ile ilişkilendirilen sağlık tehditleri sadece kenelerle sınırlı değil. 2009'a kadar insanlar görülmeyen bir mantar türü olan Candida auris vakalarındaki artışın da sıcaklıklarla ilgisi olduğu düşünülüyor.
2016 yılında New York eyaletindeki hastaneler, ABD’de daha önce hiç rastlanmamış nadir ve tehlikeli bu mantar enfeksiyonu tespit etti.
Araştırma laboratuvarları geçmiş örnekleri incelemek için hızla harekete geçti ve mantarın en az 2013 yılından beri ülkede mevcut olduğu sonucuna vardı.
Bir CDC teknisyeni mantar kolonilerinin yetiştirildiği kültür plakaları üzerinde notlar alırken. Candida auris mantarı son 10 yılda 30'dan fazla ülkeye yayıldı.