Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Tatar, bugün Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde Diplomasi Muhabirleri Derneği üyeleriyle düzenlediği sohbet toplantısında başlayacak müzakere sürecini yorumladı. Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı ve DMD Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Ekşi’nin moderatörlüğünde yapılan sanal oturumda Tatar soruları yanıtladı.
Tatar, diplomasi muhabirlerince BM’nin ev sahipliğinde yeniden kurulacak müzakere masasında Kıbrıs Türkleri adına toprak, doğal kaynaklar gibi başlıklarda nasıl taleplerde bulunacaklarına ilişkin sorulara karşılık önce egemenlik hakkıyla KKTC’nin tanınması gerektiği görüşünde.
İlgili Haberler Erdoğan: ‘‘Kıbrıs’ta İki Devletli Çözümden Başka Yol Kalmamıştır”Tatar, VOA Türkçe’nin müzakere masasında neleri konuşacaklarına ilişkin sorusu üzerine, “Biz burada öncelikle egemenlik kavgası veriyoruz. Aslında bütün dünya şu anda beni Kıbrıs Türk halkı lideri olarak tanımış durumda ve bizimle görüşüyor. Başlıkları, detayları bizim egemenliğimiz kabul edildiğinde müzakere masasında konuşacağız. Bizim için esas olan Kıbrıs’ta iki halk vardır, biri Türkler, biri Rumlar’dır. Türkler, KKTC’de yaşamaktadır. Ama önce karşılıklı iki devlet birbirimizi tanıyacağız. Önce Kıbrıs’ta çözümün iki devletli olacağını kabul ettirmeliyiz. Uluslararası camia da insafa gelir, burada anlaşma tesis edilirse bu coğrafyada işbirliği yapılacaktır. Güney Kıbrıs da tanınma olduğunda bizim limanlarımız, Türkiye’nin limanları ve hava sahasından yararlanabilecektir. Yıllık getirisi olacaktır onlara. Artık Kıbrıs eski Kıbrıs değil, Doğu Akdeniz eski Doğu Akdeniz değil. Bütün bunlar zor mesele ama biz Rumlara yama olmayacağız. Savaşarak, bedeller ödeyerek, bugüne gelindi ve ekonomik kayıplarla maneviyat huzurumuz da bozuldu. Eğer huzur ve barış olacaksa mutlaka Kıbrıs Türkleri’nin egemenliğinin tanınması gerekmektedir” dedi.
Detaylarda esneklik gösterebilecekleri hususlar olabileceğini ama bunun müzakere masasında öncelikle KKTC’nin egemenliği ve devlet olarak tanınması sonrasında olabileceğini söyleyen Tatar, başka türlü Kıbrıs sorununda çözüm yolu göremediklerini vurguladı.
Anlaşma olacaksa ada etrafındaki zenginlikleri konuşacaklarını kaydeden Tatar, bir soru üzerine Rum tarafının Kıbrıslı Türkler için doğal kaynaklarda yüzde 30’luk hak öngörüldüğünü ancak bunun şartlı olduğu yanıtını verdi. Tatar, “Bizim de doğal zenginliklerde hakkımız olduğunu kabul ediyorlar. Ama Rum tarafı ‘Egemen benim’ diyor. Biz de alt yönetimi asla kabul etmiyoruz. Birlikte şirket kurarak, beraber yönetme tekliflerimiz kabul edilmedi” ifadesini kullandı.
İlgili Haberler BM’den Kıbrıs'ta Çözüm İçin Yeni Adım“Biden Kıbrıs gerçeklerini tam anlayabilmiş değildir”
Uluslararası arenada Kıbrıslı Türklere yönelik haksızlıklar yapıldığını aksi olsaydı zaten Kıbrıs’ın Türk adası olacağını ancak “Yunan adası” yapmak için çalışıldığını belirten Tatar,“Rauf Denktaş gibi geçmişteki isimlerce sergilenen direnişi taçlandırmak istediklerini” söyleyerek ve bu nedenle iki devletli çözümden yana olduklarını işaret etti.
Tatar, ABD yönetiminin Türkiye’ye CAATSA yaptırımları uygulamasından memnun olmadıklarını söyledi ve “Amerika’nın haksızlığı bize de yapılmaktadır” görüşünü dille getirdi.
Tatar, ABD Başkanı Joe Biden’ın geçmişte KKTC’ye ve şu anda bulunduğu Cumhurbaşkanlığı makamına geldiğini belirterek, “Biden, Rum ve Yunan ikilisine daha yakın düşünüyor. Kıbrıs’ın gerçeklerini ekibiyle birlikte tam anlayabilmiş değildir. Anlamaya da niyeti yok. Şimdi ne yapabilir? Hepsi (ABD ve Avrupa) ‘İki toplumlu federasyon istiyoruz’ diyorlar. Ama iki taraf da buna onay vermeli. Eğer Kıbrıs Türk tarafı buna onay vermezse anlaşma olmayacaktır. Anlaşma olmazsa da olduğumuz gibi kalırız… Kendi insanımıza daha fazla gelecek umudu vermek istiyoruz. Rumlarca yönetilmeyi kabul etmeyeceğiz” diye konuştu.
Tatar, Brexit ile Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılan İngiltere’nin şimdi nasıl bir politika izleyebileceğine ilişkin bir soru üzerine, İngiltere’nin Kıbrıs’ı en iyi tanıyan ülkelerden birisi olduğunu ve adada yaşayan İngilizler tarafından bilgi aktarımı da yapıldığını ifade etti. İngiltere’nin garantör ülke statüsünde çaba harcama yaklaşımında olduğunu açıklayan Tatar, İngiltere’nin “Kıbrıs Türkleri’nin şimdiye kadar haksızlığa uğradığını kabul ettiğini” belirterek, “her iki taraf anlaşmayı kabul etmeli” görüşünde olduğunu aktardı.
İlgili Haberler “Kıbrıs’ta Çözüm Formülü Dikte Etmek Bize Düşmez”“Rumlara yama olmayacağız, Türkiye’ye ilhak da gündeme gelmez”
Tatar, “Kıbrıs içerisindeki muhaliflerimiz de asla Rumlara yama olmayı kabul edemez. Yamayı kabul etme hainliğe girecektir. Kimse hain değildir. Ruhlarını biliyoruz. Rumlar, Türkiye’nin yılgınlığına, pes etmesine oyun oynuyor. Türkiye’nin bu konuya daha fazla sahiplenmesi, KKTC’ye önem vermesi onları daha fazla çılgın yapıyor. Hiçbir zaman Türkiye’nin KKTC’ye böyle sahip çıkacaklarını düşünmüyorlardı. Artık Kıbrıs eski Kıbrıs değil, Doğu Akdeniz eski Doğu Akdeniz değil” diye konuştu.
Türkiye’nin “ana vatan” olduğunu ve Türkiye’yle entegre şekilde güçlü bağlarla yaşamaya devam edeceklerini belirten Tatar, “İki devletli çözüme ulaşılamazsa KKTC’nin Türkiye’yle bütünleşmesi seçeneği var mı?” sorusu üzerine ise, “O ilhak olur. Ancak ilhak üst düzey görüşmelerde hiç gündeme gelmez. Kıbrıslı Türkler hep kendi kendini yönetmeye alışmış, Türkiye’ye ve ulusal meselesine çok bağlılardır. Ama ilhak olmaya gerek yoktur” dedi.
Birleşmiş Milletler’in ev sahipliğinde Kıbrıs konulu gayri resmi 5+1 toplantılarına iki devletli çözümü sunmak için katılacaklarını vurgulayan Tatar, “Yıllar sonra belki de ilk kez Kıbrıs Türk tarafıyla, Türkiye tarafı yüzde yüz uyum içerisinde fikir birliğiyle görüşmelere hazırlanmaktadır. Bu da bize bir rahatlık veriyor. Bu rahatlığın da pozisyonumuzu güçlendirmesi fevkalade önemlidir” görüşünü aktardı.
Sivil hayata açılacak Maraş’ta “kasalar çalındı” iddiasını yalanladı
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Maraş, zaman içinde KKTC’nin her bölgesi gibi bir bölge olacak. Orada askeri bölgeden sivil bölgeye dönüştürülmesi için yasal bir engel yok. Binalar içerisinde 400 kasa olduğu söyleniyor. O kasalar içerisinde ne olduğu bilinmiyor. Ama 1974’ten beri güvenlik güçlerince korunuyor. Eğer sahipleri hemen bulunamazsa da banka kasamız içerisine bunları yerleştirelim. Böylece Maraş’ı sivile dönüştürelim ki o zaman güvenlik güçleri şimdiki gibi orada olmayacak. Yollar, kanalizasyon, arıtma gibi çalışmalar da başladı. Maraş’ın açılması çok uzun sürmeyecek diyebiliriz” açıklaması yaptı.
Tatar, daha önce Maraş bölgesindeki boşaltılmış evlerdeki kasaların içlerinin boşaltıldığı ve geçmişte hırsızlık yaşandığı iddiasını da yalanladı ve güvenlik güçleri kontrolündeki Maraş’a ilişkin Cumhurbaşkanlığı olarak kendisine böylesi bir bilgi verilmediğini sözlerine ekledi.