CHP’nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçimler öncesinde parti içi tartışmalara katılmama kararını vurguladı; “CHP bir parti olmanın ötesinde Atatürk’ün kurduğu bir parti olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de bir güvencesidir. Bugün pek çok sorunla karşı karşıya kaldığını ben de biliyorum ama bu sorunları kararlılıkla aşmak da CHP’lilerin görevidir” dedi.
Kılıçdaroğlu, geçen Kasım ayındaki CHP 38. Olağan Kurultayı’nda genel başkanlığı Özgür Özel’e devretmesinin ardından VOA Türkçe ile KRT TV’ye konuştu.
Başkent Ankara’da çalışmalarını yürüttüğü bürosunda soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, özellikle CHP ile muhalefet cephesindeki güncel tartışmalara dahil olmak istemediğini söyledi.
Muhalefet cephesinde 31 Mart’taki yerel seçimler arifesinde eski Millet İttifakı’nın bileşenleri ve DEM Parti’nin (eski HDP) ayrı ayrı adaylarla yarışmasının yanısıra CHP’nin hedef alınmasını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Bugün muhalefet partileriyle ilgili, onları hedef alacak herhangi bir söz söylenmesi doğru olmaz” ifadesini kullandı.
Kendisine tüm siyasi parti temsilcilerinden ziyaretler yapılmasına karşın herhangi bir muhalefet partisi ile ilgili söz söylemeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Parti aleyhine kullanılabilecek tek cümle dahi ifade etmek istemiyorum” dedi.
“Türkiye’de her şeyden önce başta kötü ekonomi yönetimiyle Saray iktidarı” sorunu olduğunu söyleyen CHP’nin eski genel başkanı, Türkiye’nin mutlaka mevcut iktidar yönetiminden kurtulması için çalışılması gerektiğini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, 1 Nisan sonrası CHP’de neler olabileceğiyle ilgili, “Bülent Ecevit siyasi yasaklı döneminden geri döndüğünde CHP’ye alternatif yapı DSP’yi kurdu. Şimdi siz mesela oruçtan dönerseniz, partide bölünme riski gibi iddialar var. Ne dersiniz 1 Nisan sonrasında CHP açısından?” sorusunu da yanıtladı.
Partinin doğal olarak bütün kalması gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “CHP, bütünlüklü yoluna devam etmek zorundadır. Çünkü saray iktidarı, devleti sağlıklı yönetemiyor, yönetme kapasitesi yok. Devlet liyakatla yönetilir, bürokraside liyakat bırakmadılar. Devlet adaletle yönetilir. Yargı, Saray’ın kontrolünde. Dolayısıyla seçim sonuçları ne olursa olsun CHP’ye çok büyük görevler düşüyor. CHP bir parti olmanın ötesinde, Atatürk’ün kurduğu bir parti olarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin de bir güvencesidir. Demokrasiyi savunur, insan haklarını savunur, kadın erkek eşitliğini savunur, yolsuzluklara karşıdır. Devletin saydam, şeffaf olmasından yanadır. Yargının bağımsızlığından yanadır. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi sıradan bir parti değildir. Bugün pek çok sorunla karşı karşıya kaldığını ben de biliyorum ama bu sorunları kararlılıkla aşmak da CHP’lilerin görevidir” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, yerel seçimler için aday belirleme sürecinde CHP’de istifalar yaşanmasıyla ilgili sorusuna da “Kimse partiden istifa etmemeli. Hepimiz partimize sahip çıkmalıyız” yanıtını verdi.
“Var olan genel başkanı gölgelemek bizim parti geleneğimizde yok”
CHP’nin yerel seçim kampanyaları kapsamında sahada olup olmayacağı, örneğin mitinglere katılıp katılmayacağıyla ilgili ise Kılıçdaroğlu, “Hayır. Şimdi genel başkanlar, zaten bizim partimiz geleneğinde seçim kampanyalarında yer almazlar” hatırlatması yaptı.
CHP siyasetinden eski genel başkanlar Altan Öymen, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın ve Deniz Baykal örneklerini veren Kılıçdaroğlu, “Altan Bey hangi seçim kampanyasında yer alıyor? Hikmet Bey yok, Murat Karayalçın yok. Mesela Deniz Bey sadece milletvekili adayıyken Antalya’da sahaya çıktı, alana çıktı. O da milletvekili adayıydı. Dolayısıyla genel başkanlarımız açısından alana çıkmaları, var olan genel başkanı gölgelemeleri bizim partimiz geleneğinde yok” dedi.
Kılıçdaroğlu, sadece davet üzerine belirli toplantılara katılım olabileceğini belirterek, örneğin Çankaya’da Abidin Paşa Köşkü’nün müzeye dönüştürülmesi sonrası açılışında bulunduğunu kaydetti.
Kılıçdaroğlu, İstanbul seçiminde 2019’da yaşananlar nedeniyle bu seferki seçimde yeniden sandık güvenliği endişesi duyulması ve Canan Kaftancıoğlu’nun yokluğuyla ilgili ise, “Canan Hanım çalışkan bir il başkanıydı. Başka bir yorumda bulunmayacağım” dedi.
“Beşli çete ile mücadele edilmesi, CHP’nin takipçi olması lazım”
Kemal Kılıçdaroğlu, “CHP’yle ilgili sizden sonra ‘beşli çete’ söyleminden vazgeçildiği yorumu yapılıyor, siz ne dersiniz?” sorusuna, “Beşli çete varlığını güçlenerek sürdürüyor. CHP’nin beşli çete ile mücadele edilmesi gerektiği söylemini kullanması gerekir. CHP’nin bunun takipçisi olması lazım” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, 2020’nin Aralık ayındaki bütçe görüşmelerinde kamu ihalelerini en fazla alan beş şirket için ilk defa bu tanımı kullanmıştı.
Eski CHP lideri, Erdoğan iktidarına yakın Cengiz Holding, Limak Holding, Kalyon Holding, Kolin Holding ve Makyol Holding için “beşli çete” demiş ve bu
şirketlere maddi kaynak aktarımı yapıldığını sık sık gündemde tutmuştu.
O dönemde Kılıçdaroğlu, bu şirketlerden birisini de Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu Cengiz Holding olarak işaret ediyordu.
“Erdoğan ekonomi bağlamında muhalefete hizmet ediyor”
Sandıkta seçmenlerin CHP’li adaylara oy vermesini sağlama amacıyla partinin “Türkiye İttifakı” çağrısı yapmasını da değerlendiren Kılıçdaroğlu’na göre, mevcut ekonomik koşullara dikkat çekilmesi gerekiyor.
Kılıçdaroğlu, “Doğrudan işçinin, memurun, işsizin, emeklinin içinde yaşadığı tablonun dillendirildiği bir kampanya dönemi olmalı. Bu tablonun ağırlıklı olarak dillendirilmesi lazım. Şu anda Erdoğan, bu çerçevede yani ekonomi bağlamında muhalefete hizmet eden bir parti konumundadır. Muhalefetin Erdoğan’ın bu hizmetini çok iyi değerlendirmesi lazım” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, “Erdoğan neden sizi hedef almayı sürdürüyor, ‘Bay Kemal’i mi özlüyor?” sorusu üzerine, “Aklınca parti (CHP) içinde bir farklı yapılanmayı özendiren cümleler kullandığını sanıyor. Yok öyle bir dünya. Cumhuriyet Halk Partisi birdir ve bütündür” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mart için Yeniden Refah Partisi’yle ittifak kuramamasıyla ilgili “Sizce bu iktidar için yerel seçimler sonucunu etkileyecek bir hata mı?” diye sorduğumuz Kılıçdaroğlu, “Yeniden Refah Partisi, Cumhur İttifakı içinde daha kişilikli bir tavır sergiliyor” demekle yetindi.