Kılıçdaroğlu: ‘Bu 4 Mayıs Saray Darbesidir’

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun görevinden ayrılma kararını resmen açıklamasıyla ilgili ilk tepki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi ve “Dün kaçak sarayda gerçekleşen görüşmeyle darbe fiilen gerçekleşti. Darbenin adı 4 Mayıs Saray Darbesi’dir” dedi.

Ankara siyaseti 1 Kasım Genel Seçimleri sonuçlarıyla tek parti iktidarı tablosu çıkması üzerine 7 Haziran sonrası yaşanan hareketliliği önemli ölçüde kaybetmişti. CHP’de artık klasikleşen parti içi farklı sesler gözlemlenirken; MHP cephesinde ise genel başkanlık yarışı ortaya çıkmıştı. Ancak iktidar cephesi AKP’de görünürde sakinlik söz konusuydu. HDP’nin ise gündemi Kürt Sorunu’ndaki çatışmalar ile dokunulmazlığa odaklı. Şimdi AKP’de aylardır perde arkasında yaşandığı kulislere yansıyan Recep Tayyip Erdoğan ile Ahmet Davutğlu arasındaki görüş ayrılığı ile AKP Genel Başkanı dolayısıyla Başbakan değişimi gündemde.

Ana muhalefet partisi CHP cephesinde ise, sıcağı sıcağına ilk değerlendirmeyi bizzat Kemal Kılıçdaroğlu yaptı. Davutoğlu’nun konuşması için “güzel ve duygusal” yorumunu paylaşan Kılıçdaroğlu, vatandaşlarından helallik talep ettiğini anımsatarak, “Helallik boynumuzun borcudur, Davutoğlu'na bütün haklarımızı da helal ediyoruz” ifadesini kullandı. Ancak Davutoğlu’nun yanıt vermediği bir soru olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Başarılarını anlattı ama başbakanlık koltuğundan ayrılmasının kendi tercihi olmadığını açıklıkla ifade etti. O zaman soru şu: Kendi tercihi değilse, hangi gerekçeyle başbakanlıktan ayrıldı? Bu sorunun yanıtı verilmedi” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, konuyu Başbakanlığı dönemi itibariyle Erdoğan’ın rejim değişikliğiyle ilgili sözleri ve tutumuna taşıyarak, sözlerini özetle şöyle sürdürdü:

“17 Aralık 2012, dönemin başbakanı şu ifadeyi kullandı: 'Yasama ve yargı benim için ayak bağıdır'. Güçler ayrılığı ilkesi açıklıkla reddetti. Sonra devam etti; 24 Mart 2015, Erdoğan cumhurbaşkanı seçildikten sonra. 'Parlamenter sistem bekleme odasına girmiş bulunmaktadır' diye bir cümle kullandı. Bunu birkaç yerde tekrarladı. Bu söylemler aslında sivil görünümlü bir darbenin, bir dikta yönetimi özleminin ayak sesleriydi. Dün kaçak sarayda gerçekleşen görüşmeyle darbe fiilen gerçekleşti. Darbenin adı 4 Mayıs Saray Darbesi’dir. 4 Mayıs Saray Darbesi, 28 Şubat postmodern darbesini de aşan bir niteliğe sahiptir. 28 Şubat’ta rahmetli Erbakan başbakanlıktan uzaklaştırılmıştı, 4 Mayıs’ta da Davutoğlu başbakanlığı bırakmak zorunda kalmıştır. 4 Mayıs Darbesi’nin 28 Şubat’tan farkı "yol arkadaşım", "dava arkadaşım" dediği bir kişi tarafından bu darbenin gerçekleştirilmiş olmasıdır.”

Davutoğlu’nun, 7 Haziran’da yüzde 40,87 ve 1 Kasım’da yüzde 49,5 oranında oy alarak başarılı bir sonuç elde ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Parlamenter demokratik sistemin kuralları içinde başbakanlık koltuğuna oturmuştur. Bu bağlamda meşruluğu hiç tartışılmamıştır. Milli iradeye saygı demokrasinin temel kuralıdır. Özetle Davutoğlu'nu başbakanlık koltuğuna kendisinin de sıklıkla vurguladığı milli irade getirmiştir. Ancak Davutoğlu, kendisine ve partisine oy veren 23 milyon 531 bin kişinin iradesiyle değil, 1 kişinin iradesiyle koltuğundan ayrılmak zorunda kalmıştır” dedi.

Erdoğan’ı “darbeden sorumlu kişi” olmakla suçlayan Kılıçdaroğlu, ana muhalefet lideri olarak sert ifadelerle eleştirdiği Davutoğlu’nu bugün savunmak durumunda kaldığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

“O bir kişi, 4 Mayıs'ta saray darbesini gerçekleştiren kişidir. O bir kişi, ülkesinin demokrasisini değil, kendi dikta yönetimini düşünen ve planlayan kişidir. Davutoğlu, üzülerek ifade edeyim ki, 4 Mayıs Saray Darbesi’ne boyun eğerek dikta yönetimine zemin hazırlamıştır. Oysa demokrasi adına doğru olan 23 milyon tarafından kendisine verilen görevi savunması, milli iradeye sahip çıkmasıydı. Bu koltuğa beni halk getirdi, halk götürür demesiydi. 4 mayıs saray darbesine Davutoğlu'nun açıkça direnmesi gerekirdi. Şu kadere bakın ki, demokrasi adına Davutoğlu'nu savunmak da bize düştü.”

Türk siyasal tarihinde önemli bir yeri olan AKP'nin neredeyse bütün kadrolarında darbeyi kabullenme görünümü olduğunu da savunan Kılıçdaroğlu, bunun demokrasi adına acı olduğunu ve darbelere direnmek gerektiğini ifade etti.

Halkın iradesine bağlılık görevini Davutoğlu’nun yerine getiremediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, konuyu AKP boyutuyla “parti içi” olarak görmediğini dile getirerek, meseleyi rejim olarak işaret etti. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu darbe 64. Hükümete karşı yapılmış bir darbedir, bütün cumhuriyetçilerin, demokratların, aydınların demokrasiden yana olan vatanseverlerin darbeye direnmesi gereğin de ötesinde zorunluluktur. Bir dikta yönetiminin yasal zeminini hazırlamak için ülkenin meşru başbakanına karşı saray darbesini yapanlar şunu asla unutmasınlar. CHP olduğu sürece asla amaçlarına ulaşamayacaktır. Yaklaşık 150 yıllık bir parlamenter geçmişimizi, bir diktatörün beklentilerine teslim etmeyeceğiz, kimsenin şüphesi olmasın darbecileri yeneceğiz, demokrasi kazanacak. Tarih de bunu hep böyle yazmıştır.”