İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Enis Berberoğlu ile ilgili Anayasa Mahkemesi'nin yeniden yargılama yapılması kararına uymayacağını ilan etmesi üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "çürüme var" diyerek TBMM'ye adalete sahip çıkma çağrısı yaptı.
Anayasa Mahkemesi'nin CHP'li Enis Berberoğlu hakkında verdiği “hak ihlali” kararından sonra davayı yeniden görmekle yükümlü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, verdiği hapis cezası kararından geri adım atmadı. Yerel mahkeme, yargı sistemindeki en üst yapı konumunda bulunan Anayasa Mahkemesi'nin kararını dikkate almayarak, Berberoğlu'nu yeniden yargılamayacağını açıkladı. Mahkeme, Berberoğlu'nun 14 Haziran 2017’te 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılması hükmünün geçerli olduğunu açıkladı.
Enis Berberoğlu ile ilgili Anayasa Mahkemesi'nin kararını uyulmaması TBMM'de gündemi değiştirdi. Anayasa'ya aykırılık nedeniyle CHP Grubu hareketlendi ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis'te olağanüstü şekilde Merkez Yönetim Kurulu'nu topladı. Kısa bir değerlendirmenin ardından CHP lideri, bizzat söz alarak TBMM Genel Kurulu'nda siyasetçilere seslenme kararı aldı.
Kemal Kılıçdaroğlu, herkes için anayasaya uyma zorunluluğu olduğunu vurgulayarak TBMM kürsüsünde tüm siyasi partilere bugün yerel mahkemece hukukun üstünlüğüne aykırı alınan karara karşı durma çağrısında bulundu.
Enis Berberoğlu'nun yerel mahkemece hapis cezasına çarptırılmasıyla tutuklanarak Maltepe Cezaevi'nde gönderilmesi üzerine CHP olarak "Adalet Yürüyüşü" eylemine imza atan Kılıçdaroğlu, bu sefer de adalet vurgusuyla yaptığı sürpriz konuşmasıyla TBMM kürsüsünde ilk tepkisini ortaya koydu. Kılıçdaroğlu, "Anayasaya göre alt mahkeme 'Ben bu karara uymayacağım.' diyorsa, orada bir sorunumuz var, orada bir çürüme var. O çürümeye hepimizin müdahale etmesi lazım. AYM kararına uymamak kaosa sürükler. Belirli kurallar var buna herkes uymalı. Adaleti dağıtacak mahkeme adalet dağıtmıyorsa bir sıkıntı var demektir" sözleriyle tepkisini dile getirdi.
"Saygın parlamento adaleti sağlar"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, anayasaya uyulması ve yasama organı TBMM'nin görevleriyle ilgili olarak da şunları söyledi:
Your browser doesn’t support HTML5
"Adalet dediğimiz kavram, dünyanın en soylu kavramıdır. Bütün peygamberler adalet için gelmiştir. İnsanlığın temeli de adalettir, devletin dini de adalettir, devletin temeli adalettir. Irkı, cinsi, mezhebi, inancı ne olursa olsun bir kişi adaletsizlikle karşı karşıya kaldığı zaman ona tepki göstermek de vicdanında adalet terazisi bulunan bizim görevimizdir. Böyle baktığımız zaman parlamentoya saygınlık kazandırmış oluyoruz.
“Saygın parlamento, adaleti sağlayan bir parlamentodur. Adaleti nasıl sağlayacağız? Adaletin kuralları vardır. O kurallara herkes uyduğu takdirde adalet de gerçekleşmiş olur. Bizim ülkemizin bir anayasası var. Severiz veya sevmeyiz. Eleştiririz veya eleştirmeyiz ama bu anayasa hepimizi bağlar. Bir şekliyle bu anayasanın gereğini hepimiz yerine getirmek zorundayız. Aksi halde biz hukuk devleti olamayız. Hukuk devleti nedir? Adaleti sağlayan devlettir. Anayasa'nın 11'nci maddesini okuyayım: 'MADDE 11- Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar anayasaya aykırı olamaz.' Genel kural. Zaman zaman kanun çıkarıyoruz, Anayasa Mahkemesi’ne de gidiyoruz, Anayasa Mahkemesi iptal ediyor. Biz yürütme organı değil yasama organı olarak Anayasa Mahkemesi’nin öngördüğü kurala 600 milletvekili uyuyoruz. Evet, Anayasa Mahkemesi dedi ki: "Bu anayasaya aykırı" ve biz buna uyuyoruz. Biz gücümüzü, meşruiyetimizi nereden alıyoruz? Milletten alıyoruz, vatandaş bize oy veriyor ve biz buraya geliyoruz. Peki, bizi kim denetliyor? Anayasa Mahkemesi denetliyor ve biz Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymak zorunda kalıyoruz ve uyuyoruz da çünkü aksi hâlde hukuk devleti olamayız. Yine Anayasa'nın bir başka maddesi, 153'üncü maddesi 'Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.' Yani sadece yasama organını değil, yürütme organını da idare makamlarını da yargı organlarını da gerçek ve tüzel kişileri de bağlar diyor, buna hepsi uyacak."
Kılıçdaroğlu milletvekillerinden ortak tavır istedi
CHP lideri, "Bütün milletvekili arkadaşlarımdan istirhamımdır: Kendi ülkemize, kendi parlamentomuza, kendi bayrağımıza, en azından eleştirsek dahi kendi anayasamıza sahip çıkalım. Ne demektir yani, bir hakim çıkacak ‘Ben senin kararına uymuyorum’ diyecek. E, o zaman Anayasa Mahkemesi'ni kapatalım, yargıyı da kapatalım, nasıl olsa herkes bildiğini okuyacak. O zaman bir ülkeye ne egemen olur? Orman Kanunları egemen olur. Aklı bir tarafa atmış oluruz; akıl, kural bir tarafa gider, Orman Kanunları egemen olur. Kimin pazısı kuvvetliyse, kimin elinde silah varsa o güç olarak ortaya çıkar. 21. Yüzyıl’ın ayıbıdır bu zaten, Orta Çağ karanlığında bunlar vardı. 21. Yüzyıl’da akıl var, mantık var, liyakat var, adalet var, adalet arayışı var; bütün bunları yapıyoruz. Adaletsizliğe uğramayan var mı? Çok kişi adaletsizliğe uğramıştır, hepimizin hayatında vardır adaletsizliğe uğradığımız bir an, bir şekliyle, okulda, sınıfta, arkadaşlarda, sokakta, caddede; olabilir ama bir mahkemenin, bir üst mahkemenin kararını bile bile, anayasanın bu açık hükümlerine rağmen 'Ben uygulamayacağım' diyorsa orada tuz kokmuş demektir arkadaşlar ve hepimizin oturup bir vicdan sorgulaması yapması lazım” dedi.
Sözcü gazetesi çalışanlarıyla ilgili hapis cezaları da onandı
Bu arada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi, Sözcü gazetesi yazarları ve yöneticileri hakkında Fethullah Gülen yapılanmasına “bilerek ve isteyerek yardım” suçlamasıyla 27 Aralık 2019 tarihinde İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin aldığı kararı onadı. Şimdi Sözcü yazarları ve yöneticilerine verilen 3 yıl 6 ay ile 2 yıl 1 ay arasında değişen hapis cezalarıyla ilgili dosyayı Yargıtay inceleyecek.
Yerel mahkeme, Sözcü yazarı Emin Çölaşan’a 3 yıl 6 ay 15 gün, yazar Necati Doğru’ya 3 yıl 6 ay 15 gün, Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz’a 3 yıl 4 ay, Sozcu.com.tr Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin’e 3 yıl 4 ay, Sozcu.com.tr Haber Koordinatörü Yücel Arı’ya 1 yıl 13 ay, muhabiri Gökmen Ulu’ya 1 yıl 13 ay ve muhasebe görevlisi Yonca Yücekaleli’ne 1 yıl 13 ay hapis cezaları vermişti.
Sözcü gazetesi avukatı İsmail Yılmaz ise, “Sözcü gazetesi yazarları ve yöneticileri hakkında mahkemece verilen karara yaptığımız istinaf başvurusu reddedilmiştir. Bu ret kararı hukuka aykırıdır. Dava dosyasında deliller yeteri kadar toplanmamıştır. Sadece bilirkişi olmayan bir bilirkişi raporuna dayanarak cezalar verilmiştir. Dosyada müvekkillerimi suçlayacak hiçbir başka delil yoktur. Tanık ifadeleri de müvekkillerimi suçlayıcı türden değildir. Hukuk kurallarına aykırı bir şekilde bilirkişi olmayan bir şahsa bilirkişi sıfatı verilerek ve o şahıs tarafından hazırlanan düzmece rapora itibar edilerek, hüküm verilmiştir. Bu durum kabul edilmesi mümkün olmayan hukuksuz bir durumdur. Sözcü gazetesi yazar ve yöneticilerine FETÖ’ye yardımdan dolayı ceza verilmesi akıl tutulmasından başka bir şey değildir. Gerçek FETÖ’cüler elini kolunu sallayarak gezerken, ekranlarda boy gösterirken FETÖ'ye düşman olan ve her zaman onunla savaşan Sözcü mensuplarına bundan dolayı ceza verilmesi mantık, akıl ve hukuk kurallarıyla bağdaşmamaktadır” açıklaması yaptı.