“Hayattaki sihir sevdiğin şeyi bulmaktır. Sevdiğin şeyi bulduğunda hayat daha mantıklı olur. Benim için o basketboldu.”
O sihri aramak için çok uğraşmadı Kobe Bryant. Aileden basketbolcuydu. NBA’de oynamak hayaliydi. Ve oraya gelinceye kadar aslında hiçbir zaman en iyi basketbolcu olmamıştı. Ama hep çalışarak en iyiyi yapmayı hedeflemişti.
Babadan basketbolcuydu. Joe -Jellybean- Bryant 70’li yıllar ve 80’lerin başında NBA’de oynamıştı. Oğlu Kobe doğduğu yıl Philadelphia 76’ers formasını giyiyordu. Baba Bryant, NBA kariyerinden sonra spor hayatına İtalya’nın Rieti takımında devam etti. Kobe o zamanlar 5 yaşındaydı, basketbolla yeni tanışıyordu.
İlgili Haberler Kobe Bryant Yaşamını YitirdiÇocukluğu İtalya’da geçen Kobe’nin adı da babası ve annesinin çok sevdiği bir Japon yemeğinden, kobe bifteğinden geliyordu. 11 yaşında yavaş yavaş basketbola ısınmaya başladı. Avrupa’da yaşaması bir avantajdı onun için, böylece Amerikan basketbolundan daha farklı oynanan Avrupa basketbolunun terbiyesini de alacaktı.
Lise yıllarında memleketleri Philadelphia’ya döndü Bryant ailesi. Kobe, Avrupa’dan sonra kültür şoku yaşıyordu. Ve kendisini vereceği tek şey vardı, o da basketbol. Yaşıtlarından bir farkı vardı, çok çalışıyordu. NBA draft’ine girmeye karar verdiğinde 17 yaşındaydı. Lakers, takımının pivotu Vlade Divac'ı draft hakkı karşılığında Charlotte Hornets’e vererek basketbolun en büyük yıldızlarından biri olacak Kobe Bryant’ı transfer ediyordu.
Sonrası çorap söküğü gibi gelecekti. NBA'e başladığında en iyi olabilmesi için geçmesi gereken bir basketbolcu vardı. Michael Jordan, Chicago’da 23 numaralı formayı giyiyordu. “Ben Michael Jordan olmak istemiyorum, ben Kobe Bryant olacağım” diyerek en iyi olmak için çalıştı.
Los Angeles Lakers’da tam 20 yıl ter döktü. Başlarda yedek kaldı, kendisine biçilen rolü oynadı ama hep daha iyisini yapabildiğini gösterdi. İlk senesinde All Star’a seçildi, smaç şampiyonu oldu. Takıma, oyuna ısındıkça yetenekleri de gelişiyordu. En iyiyi yapmak için programlamıştı kendisini. Salonda yalnız antrenman yapar, hep yapılması zor atışları çalışırdı.
Hep en iyi olmayı hedeflemişti. Sahada zor işleri kolay yapması, imkansız hareketleri rutin haline getirmesi onu NBA’in Marvel karakterine çevirecekti. 20 yıl boyunca sahada zor bir karakter oldu. Maçlarda en gerilimli anlarda topu eline alıp maçı kazandırmak, artık rutin haline gelmişti onun için. Lakers için adeta mistik bir kahraman oldu Kobe.
Seyirci için bir kahramandı ve kahramanların lakapları olurdu. “Black Mamba” en bilinen lakabıydı. "Soğukkanlı katil, korkusuz, acımasız, dahi" de diğer kullanılan lakaplardı. 20 yıl sonrasında basketbola noktayı koyarken aslında NBA’yi temsil eden son efsane oyuncu figürü olarak veda ediyordu.
Basketbol sahalarından Hollywood’a transfer etti kendisini. Film, belgesel yapacaktı. Muhteşem bir stüdyo kurup en iyi elemanları aldı. Onlardan önce sabah hava aydınlanmadan işe gidiyordu. Ve Bryant, kariyeri boyunca kazandığı ödüllere, 5 Mart 2018'de yenisini ekledi. Kendisinin yazdığı ve Glen Keane'in yönettiği "Dear Basketball" (Sevgili Basketbol) kısa animasyon film ile 90’ıncı Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi Ödülleri'nde "En İyi Kısa Animasyon" Oscar’ının sahibi oldu.
Özel hayatında sıkıntılar da yaşadı. 2003 yılında Denver, Colorado'da bir kadın, polise giderek Kobe Bryant'ın tecavüzüne uğradığını söylemişti. Black Mamba gözaltına alındı, sorgulandı. Tecavüzle suçlanıyordu. Ancak şikayetçi olan kadın ifade vermeyi reddedince dava düştü.
İmkansızları yaşayarak, basketbolseverlere yaşatarak geçti hayatı. 41 yaşında sadece Los Angeles değil, Amerika’yı ve dünyayı sarstı ölümü. 13 yaşındaki kendisi gibi basketbol sevgisiyle büyüyen kızı Gianna ile birlikte helikopter kazasında yaşamını yitirdi. Ama onun ölümü milyonları bir araya getirdi.
Kobe Philadelphia’lıydı, ama Los Angeles’ı kendi evi yapmıştı ve birçok kişinin hayatına dokunmuştu.
Basketbolun süper kahramanı bu kez başaramadı. Ama arkasında 5 şampiyonluk ve sayısız başarı bıraktı. Son yolculuğunda da kızının basketbol maçına gidiyordu. Yaşamını yitirdiği gün bazı NBA maçları iptal edildi. O gün ve sonrasında oynanan her maçın başında basketbol ailesi ve izleyiciler ona olan saygılarını gösterdi.