Küçükşahin: ‘CHP’de Zafiyet Görüntüsü Var Disiplin Sağlanmalı’

Your browser doesn’t support HTML5

Türkiye’de 24 Haziran günü Genel Seçimler ile eş zamanlı gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı Seçimi için CHP içerisinden parti bilgisi dışında adaylık açıklaması gelmesini yorumlayan gazeteci-yazar Şükrü Küçükşahin’e göre; partide disiplin sağlanması gerekiyor.

CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun önereceği isimler çerçevesinde Parti Meclisi’nin Salı günü parti adayını kamuoyuna açıklaması gündemde. Ancak öncesinde geçtiğimiz Cuma günü sürpriz şekilde CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz ile CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin’in, Cumhurbaşkanlığı için aday adaylığı açıklaması dikkat çekti. Adaylık açıklamaları ardından CHP ve Ankara kulislerindeki tabloyu sorduğumuz Küçükşahin, “parti içi disiplinsizlik” görüntüsü verildiği görüşünde.

Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan gazeteci-yazar Şükrü Küçükşahin, CHP’li vekillerce yapılan adaylık açıklamaları için “beklenmeyen gelişmeler oldu” yorumunu aktardı. Küçükşahin, “Genel Başkan Yardımcısı olan Öztürk Yılmaz’ın adaylık açıklaması eğer Genel Başkan’ın (Kılıçdaroğlu) bilgisi dahilinde ise gerçekten bir tiyatro oynanıyor ama bilgisi dahilinde değilse de bence bunun bir yaptırımı olması gerekir. Aynı şekilde Didem Engin’in, kendisini tanırım çok özel yetenekleri vardır ama adaylık açıklaması doğru değildir. Türkiye’nin rejim değişikliği anlamına gelebilecek bir seçimi yaşanıyor. Bu ‘dakika bir gol bir’ anlamında. Kamuoyunda da Cumhuriyet Halk Partisi neden böylesi ciddiyetsiz işler içinde diye bir soru işareti yaratıyor” dedi.

CHP PM’nin Salı günkü toplantısıyla Cumhurbaşkanı adayını açıklayacağını anımsatan Küçükşahin, “Bu açıdan anlamak mümkün değil. Bence zafiyet görüntüsü oluşuyor. Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayan isimlerden en azından Didem Engin’in bir daha milletvekili olmayacağını söyleyebilirim. Neden? Çünkü tüzük gereği sürede seçimler çok kısa sürede gerçekleşeceğinden dolayı genel başkan ve PM, milletvekili adaylıklarını belirleyecek. Öztürk Yılmaz’ın da çıkışı Kemal Kılıçdaroğlu bilgisi dahilinde değilse bence milletvekilliği bitti” diye konuştu.

CHP’nin sergilediği manzarayla “CHP’nin iktidar hedefi yok” görüşünü gündeme taşıdığını anlatan Küçükşahin, bu noktada TBMM’de CHP’li milletvekillerinden pek çoğu tarafından şimdiden Yerel Seçimler’in dikkate alındığını ve belediye başkanlıkları için yarış yapıldığını dile getirdi. “Partili Cumhurbaşkanı modelinde milletvekili olmak ve TBMM’nin artık hiçbir kıymeti harbiyesi kalmayacak” diyen Küçükşahin, örneğin genel başkan yardımcıları Aykut Erdoğdu ve Gürsel Tekin gibi çok sayıda ismin belediye başkanlıkları için yarıştığını söyledi.

“CHP’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı için eli güçlü değil”

“CHP’nin adayı kim olacak?” sorusunu da değerlendiren Küçükşahin, “CHP’nin eli Cumhurbaşkanlığı adaylığı için o kadar güçlü değil. Partide konuşulan isimlerden benim şahsi görüşüm 1. sırada Yılmaz Büyükerşen ismi var. Yegane dezavantajı yaşı ama arkasında müthiş bir birikim var, başarı öyküsü var ve Türkiye çapında ciddi bir marka. Eğer amaç Türkiye zarar gördü, devlet hırpalandı ve toplumu kaynaştıracağız ise Yılmaz Büyükerşen iyi bir isim. Ama yaşı handikap. Aslında önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Yılmaz Büyükerşen son ana değin adaydı. Son dakikada Ekmelettin İhsanoğlu ismi nasıl çıktı halen anlamış değiliz. Emin olun ki iddialı konuşabilirim Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Seçimi şimdi bu noktada olmazdı. Büyükerşen’in dışında İlhan Kesici 2. sırada. Ama CHP, illaki arkasında bir başarı öyküsü olsun, icraat olsun diye bakıyorsa bana sorarsanız CHP’de çok genç ve başarılı belediye başkanları var. CHP toplumu şok etmek istiyorsa bir kere o genç isimlere bakmalı. İkincisi de muhalefet olarak CHP, yoksul kesimlerde programıyla, vaatleriyle şok etkisi yaratmalı” dedi.

CHP’nin seçeceği ismin muhalefet cephesinde Meral Akşener’le yarışmak zorunda kalacağını düşündüğünü söyleyen Küçükşahin, Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde 2. tur söz konusu olduğunda Erdoğan karşısındaki adayın HDP seçmeninden de oy alacağına inandığını da ifade etti. Küçükşahin, “Farz edelim ki Meral Akşener ikinci tura kaldı. Şimdi o noktada kilit seçmen HDP olarak görülüyor. Ben de size şunu söylüyorum, Akşener eğer aday olarak 2. tura kalırsa İçişleri Bakanlığı sürecinde Kürt siyasi hareketine karşı yapılmış bazı hareketler ve operasyonlar söz konusu. Ama bence HDP seçmeni, Meral Akşener de olsa Erdoğan’ın karşısındaki adaya oy verecektir. Çünkü Akşener döneminde yapılanlar bugün yapılanlarla kıyaslandığında o dönemde yapılan hiçbir şey gibi kalıyor” görüşünü de aktardı. Küçükşahin, Kürt seçmen nüfusundan belki Hüda-Par gibi muhafazakar kimliği daha ön planda olan siyasi partilerce Recep Tayyip Erdoğan lehine oy verilebileceğini de kaydetti.

“OHAL şartlarında seçim adil değil”

Küçükşahin, “Şunu da söylemek lazım ki bu seçim çok zor koşullarda gerçekleşecek. Muhalefet ‘hodri meydan’ dedi ama adil bir hodri meydan değil aslında. Olağanüstü hal (OHAL) koşullarında bir seçim yapılıyor. Eğer iktidar kendisine güveniyorsa, ittifak kendisine güveniyorsa öncelikle OHAL koşullarında seçim yapılmaması gerekir. OHAL şartlarında adil bir seçim olmayacak. Geçtiğimiz referandumda yaşanan örnekleri biliyoruz. AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) raporlarını biliyoruz. Bütün dünyanın referandumla ilgili görüşleri belli. Bu seçime OHAL şartlarında girildiği için bence başından itibaren gölge düşürülüyor ve muhalefet üzerine çok büyük bir baskı oluşturacak. Muhalefet yine terör örgütleriyle yan yana gösterilecek. Bu da seçim adaletini ciddi ölçüde etkileyecektir” ifadelerini de kullandı.