Kuran’ın kopyalarını ateşe vermeyi planlayan köktendinci rahibe Amerika’da tüm siyasi ve dini kesimlerden tepki geldi. Başkan Barack Obama eylemi “yıkıcı” olarak nitelendirdi. Ancak bu tür eylemlerin bile hukuki olarak engellenmesi güç. Anayasa uzmanları da bu görüşte.
Amerikan tarihi boyunca, Amerikan vatandaşları ifade özgürlüğünün sınırlarını zorlamıştır: Amerikan bayrağını yakmışlar, ırkçı ifadeler kullanmışlar, etnik ve dini düşmanlık yapmışlardır.
Bütün bunlar, Amerikan anayasasının birinci ek maddesi tarafından – yani ifade özgürlüğü kapsamında - korunuyor. Ancak şiddete veya hukuksuzluğa teşvik suç sayılıyor.
George Washington Üniversitesi hukuk profesörü İra Lupu anlatıyor: “Eğer Floridalı rahip çıkıp Kuran’ı yakar ardından gelin şu camiye gidip camlara taş atalım derse bu kanunsuzluğa teşvik sayılıyor. Ancak çıkıp Kuran’ı yakar ve İslam dinini sevmediğini söylerse kanunsuzluğu teşvik etmiş olmuyor. İnsanların içinde düşmanlığı, veya nefreti canlandırmış olabilir. Ama düşmanlık veya nefret bir suç değil.”
Amerikan anayasasının birinci ek maddesi şöyle: “Kongre, hiçbir dinin kurumsallaşmasına veya benimsenmesine; ifade ve basın özgürlüğünün kısıtlanmasına; halkın barışçı bir şekilde toplanmasına ve şikayetleri konusunda hükümete dilekçe vermesine karşı yasa hazırlayamaz.”
First Amendment Merkezi uzmanı Charles Haynes: "Evet, özgürlükler – özellikle dini özgürlükler – sorunlu olabilir. Ancak Amerika’daki sistemin gerçek başarısının kaynağında da bu özgürlükler var," diyor.
Hukukçular ifade özgürlüğünün korunması sayesinde hoşumuza giden görüşlerin her zaman hoşumuza gitmeyen görüşleri bastıracağını savunuyor. Amerikalılar da fikirlerini açıkça söyleyerek bunu yapıyor.